İsrail Suriye’deki savaşla zayıflatılmıştır: Suriye’de İran ve Hizbullah’a ait cephaneliğin sadece yüzde 5’i yok edildi

İsrail Suriye’deki savaşla zayıflatılmıştır: Suriye’de İran ve Hizbullah’a ait cephaneliğin sadece yüzde 5’i yok edildi
İyi bağlantılara sahip kaynaklara göre, İsrail jetleri -hedefi yok etmeden önce- Hizbullah misillemesi korkusundan can kaybını önlemek için hedef aldığı araçların önüne uyarı füzeleri fırlatıyordu.

 

 

 

Elijah J. Magnier

 

 

ejmagnier.com

 

 

Beyrut, Lübnan

 

 

İstihbarat kaynakları “İsrail Suriye'yi, liderlerinin yedi yıllık savaşın ardından bugün olduğundan daha az muktedir ve daha az tecrübeli olduğu, Rusya'nın teslim ettiği daha ziyade hava savunması alanındaki gelişmiş ekipmanın, sofistike İran füzelerinin temin edicisi ve üreticisi olmadığı, İranlı ve Hizbullah mensubu danışmanların burada resmi olarak bulunmadığı 2011 öncesine döndürmek istiyor” dedi. Kaynaklar, “İsrailli subaylar Amerikan meslektaşlarına, geride İran ve müttefiklerini bırakarak Kuzeydoğu Suriye'den çekilmenin uygun olmayacağını söyledi. ABD kuvvetlerinin şimdilik kısmi gözüken geri çekilmesi Suriye topraklarındaki tüm yabancı operasyon güçlerinin -eğer şu ana kadar gitmedilerse- eş zamanlı olarak evlerine dönmeleriyle ancak sahada güç dengesi sağlayabilir. Ayrıca, ABD'nin Suriye'den geri çekilme anlaşmasının herhangi bir bölümünde Başkan Beşar Esad'ı orta menzilli tam isabet kapasitesine sahip füzelerini gelecekte herhangi bir zamanda İsrail'e karşı kullanmaktan alıkoyacak mutabakatın sağlanması çok önemli” diye açıklamada bulundu. Kaynağa göre “İsrail ABD'nin Levant'ı Rusya ve Direniş Eksenine karşılığında hiçbir imtiyaz almadan teslim ettiğini iddia etti.”

 

ABD müesses nizamı, İsrail'in abartılı kaygılarına hitap etmekte isteksiz gibi duruyor. Tel Aviv'i ziyaret eden ABD'li yetkililer, yerel yetkililere “İsrail ordusunun kendini savunacak yeterli gücünün olduğunu ve 1974'ten bu yana bölgede savunma pozisyonunda olmadığını bilakis, Suriye'deki yedi yıllık savaş boyunca buradaki hedeflere saldırma inisiyatifini alarak saldıran pozisyonunda bulunduğunu” söylediler. Batılı yetkililere göre ABD İsrail'e, “Ülkede konuşlu binlerce Amerikan askerinin bulunduğunu, Akdeniz ve Ortadoğu'da birçok üssünün olduğunu dolayısıyla tüm bunların ihtiyacın hâsıl olduğu her hangi bir vakitte, anında İsrail lehine devreye gireceğini ve yine bu sebeple düşmanlarını uğrattığı her zararın ardından İsrail'in anlamsız yardım çığlıkları atmayı kesmesi gerektiğini ” hatırlattı.

 

İsrail, Suriye Ordusu ve Direniş Eksenine ait Suriye'deki hedefleri defalarca bombaladı. 2018'de T4 hava üssünü bombalayıp birçok İranlı yetkiliyi öldürecek mertebede kırmızıçizgileri aştı. 2019'da ayrıca, İran askeri kargosunun boşaltılmasından sadece birkaç saat sonra Şam havalimanında bir depoyu hedef aldı.  Birçok İsrail füzesinin imha edilmiş olmasına rağmen birkaçı hedefine ulaşmayı başardı. Bununla birlikte, bu bombalamalar stratejik olarak büyük anlamlar ifade etmiyordu çünkü İsrail'in füzelerinin uzun menzilini sergilemiş olmasına rağmen dramatik bir biçimde Suriye'nin ve Lübnan Hizbullahı'nın füze kapasitesini yok etmek olan amacı başarısızlığa uğradı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo son Kahire ziyareti esnasında, bugün Hizbullah'ın “130.000'in üzerinde füzesinin” olduğunu söyledi. 

 

Eğer İsrail Genel Kurmay Başkanı Gadi Eisenkot'un dediği gibi İsrail, Lübnan ve Suriye  “sahasında tam bir istihbarat üstünlüğüne sahipse” acaba -Pompeo'ya göre- Hizbullah'ın elindekilerin ulaşım ve tanzimini nasıl izah ediyor? Eisenkot “Hizbullah'ın sahip olduğu füzelerin ihmal edilebilecek sayıdaki birkaçı hariç hiçbiri isabet kapasitesine sahip değil” derken İsraillileri yanıltıyor.  Aslında, Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah'ın “Lübnan'a yönelik her İsrail saldırısı karşılık görecektir” uyarısını dikkate aldılar ve Lübnan'daki herhangi bir hedefe saldırmaktan geri durdular.   Suriye savaşı boyunca İsrail jetleri Lübnan hava sahasını ihlal etti, Suriye'yi bombalamak için Lübnan üzerinden uçuşlar gerçekleştirdiler ama Lübnan'daki Hizbullah unsurlarına saldırmaya cüret edemediler, kendilerini Levant bölgesindeki Hizbullah askeri araçlarıyla Suriyeli ve İranlı unsurlara saldırma hususunda sınırlandırdılar. 

 

İyi bağlantılara sahip kaynaklara göre, İsrail jetleri -hedefi yok etmeden önce-  Hizbullah misillemesi korkusundan can kaybını önlemek için hedef aldığı araçların önüne uyarı füzeleri fırlatıyordu. Eğer İsrail istihbaratının Hizbullah'ın askeri gücünün sınırlı olduğu zannı doğruysa, Eisenkot'un askeri kapasitesini önemsiz saydığı Lübnan Hizbullahı'na karşı sözüm ona mutlak askeri gücüyle övünmesi bir anlam ifade etmiyor. 

 

Suriye ve Lübnan'daki kaynaklar, Başbakan Netanyahu tarafından duyurduğu gibi İsrail'in binlerce bombayla Suriye'deki birçok unsuru bombaladığı yönündeki İsrail iddialarını doğruluyor, bununla birlikte, toplam silah kaynağının % 5'ini durdurdukları veya yok ettiklerini iddia ediyorlar.

 

Kaynak, “İsrail'in Suriye'deki hedefleri bombalaması ne stratejik ne de taktikseldir. Netanyahu'nun imajını yükseltmek yönündeki politik manevralardandır. Bu saldırlar ne İran Devrim Muhafızlarını (IRGC) ne de Hizbullah'ı zayıflatmıştır. İsrail her zaman kendi kendini tekzip eder. Örneğin İsrailliler, Hizbullah'ın dünyanın beşinci güçlü kuvveti olduğunu ama çok zayıf ve oldukça sınırlı bir güce sahip olduğunu, Hizbullah'ın İsrail'in ulusal güvenliği için ciddi bir tehdit arz eden dört adet tünel kazdığını vs. söylerler” diyor.

 

Aslında İsrail 2006'dan bu yana Hizbullah'ı kışkırtmadı ya da ona saldırmadı. Tek kayda değer saldırı Cihad Muğniyye ve İranlı General Muhammed Ali Allahdade'nin dron saldırısıyla Kuneytra'da öldürüldüğü 2015'te gerçekleştirildi. Bu saldırı planlı olmaktan öte kar dolayısıyla birkaç saat oyalanarak seyrederken bir İsrail gözlem noktasının karşısından geçen 3 adet dört teker araçlık İran-Hizbullah konvoyuna düzenlenen fırsatçı bir saldırıydı. İsrail hedefin ne olduğundan ve içindeki IRGC generalinden kesin olarak habersizdi. Misilleme olarak, Hizbullah Şeba Çiftliklerinde gezen bir İsrail devriyesini vurdu, birçok asker ve subayı öldürdü. İsrail bunu görmezden geldi ve iki taraf arasında kısas hâsıl olmuş oldu.

 

Başkan Esat ve müttefikleri İsrail'in ABD'nin Suriye'den çekilmesini ertelemek ya da önlemek için Suriye'yi, Suriye egemenliğini ihlal edişlerine karşılık vermeye kışkırtma çabasında olduğuna inanıyor. Bu sebeple ABD'nin geri çekilmesi beklentisi içerisinde, İsrail provokasyonlarına doğrudan karşılık vermemeyi tercih ediyorlar. Buna rağmen, Başkan Trump'ın sınırda “20 millik tampon bölge” hakkındaki son yorumları, birliklerin tam tekmil geri çekilmesi yerine bir kısmını burada tutarak kısmi bir geri çekilmeyi icra etme eğiliminde olduğunun göstergesi.

 

Suriye ve müttefikleri, Suriye'nin kuzeyindeki toz bulutu dağıldıktan sonra İsrail saldırganlığı ve ABD işgal güçlerine karşı olan stratejilerini gözden geçirmek zorunda. Şu ana kadar, süregelen birbirine zıt söylemleriyle Trump'ın ABD'nin Suriye işgali ile ilgili neye karar vereceğini kestirmek imkânsız.

 

Trump'ın Suriye'yle ilgili muradı ve değişken çekilme planları bir yana, İsrail Suriye'deki tüm hedeflerinde çuvallamıştır: Suriye hükümeti hala görevde, ordusu yeniden yapılandı ve İran ve Hizbullah, yerel savaşçıları zamanı geldiğinde İsrail'e karşı savaşmak üzere eğitti. Bugün 2019'da, Pompeo'nun kaydettiği gibi; Hizbullah tüm füzelerini ve muhtelif silah imalatı için gerekli olan ihtiyacını temin etmiş durumda ve daha önce sadece Lübnan sınırında olan İran'ın Suriye cephesindeki varlığı İsrail ve ABD için büyük bir endişe kaynağı. Bundan dolayı, tüm ateşli medya açıklamalarına ve son yıllarda Suriye'de vurduğu binlerce hedefe rağmen İsrail kendini bugün 2011'de olduğundan daha savunmasız hissediyor.

 

Ayrıca Irak Cephesi de göz ardı edilemez: Irak Halk Seferberlik Gücü Haşdi Şabi 2014'te IŞİD'e karşı kurulmuştu. Bugün bünyesinde on binlerce iyi eğitilmiş ve teçhiz edilmiş, Hizbullah ve İran'la kıyaslanacak kadar güçlü bir ideolojik alt yapıya sahip adamı var. İran nüfuzu, Lübnan'dan Suriye ve Irak'a doğru genişlemiş oldu. İsrail kaygılanmakta haklı.

 

Hepsi bu kadar da değil: İran, Suudi Arabistan'ın Husiler'e karşı yürüttüğü yıkıcı savaşın kendisine mazlumu zalime karşı desteklemede eşsiz bir fırsat sunulduğu yer olan Yemen'de de var. İran ayrıca Afganistan'da da bir yer edinmeyi başarmış oldu: Taliban lideri Molla Aktar Mansur, üst düzey delegasyonuyla birlikte Tahran'a davet edildi. Taliban Mezar-ı Şerif'te on İranlı diplomatı öldürdüğünde, daha büyük bir mesele olan Afganistan'daki ABD hegemonyasına karşı durabilmek için, sonunda Taliban'la arasındaki farklılıkların üstesinden gelmeyi başarana kadar bağrına taş bastı.

 

İran ve Suriye, güçlerini inşa ederken uygun zamanı beklemede sabır göstermişlerdir. 1979'teki devriminin ardından İran Devleti çok az uluslar arası ilişkiler tecrübesine sahipti. Hizbullah'ı desteklemeye 1982'de başladı. 25 yıl sonra bugün,  Hizbullah Ortadoğu'nun birçok cephesinde varlık gösteren organize bir gayrinizami ordu haline gelmiştir. İsrail taktiksel saldırılar ve muhtelif hedeflere yönelik binlerce bombardımanla Suriye'yi provoke ederken, yeni strateji belirlenmesi realitesi kaçınılmaz. İran ve Suriye mütemadi tehditlere karşı hem ayakta kaldı hem de bu tehditlerden daha güçlü biçimde çıkmayı başardı. Aynı zamanda Ortadoğu'nun en güçlü hava kuvvetlerine sahip bir nükleer güç olarak İsrail hala, haritada bile güçlükle görülebilen küçücük ülke Lübnan'a saldırmaktan kaçınıyor. İsrail, süper güç ABD'nin sınırsız desteğinin keyfini çıkaran kudretli Tel Aviv liderlerine karşı Seyyid Nasrallah'ın sarf ettiği üç kelime ile siniyor: Bizi sınamaya kalkmayın!

 

Çeviri: Medya Şafak