Hizbullah’ın gizli silahları İsrail’in tek taraflı hava saldırıları döneminin sonunu getiriyor

Hizbullah’ın gizli silahları İsrail’in tek taraflı hava saldırıları döneminin sonunu getiriyor
İsrail’in insansız uçağının düşürmek için kullanılan silahın modelinin teşhis edilememesi, İsrail rejimi hava kuvvetlerinin sahip olduğu gelişmiş askeri uçaklarla savaşması karşısında etkili ve caydırıcı bir unsur oldu. Bu uçakların Lübnan hava sahasında hedeflenmesi, ilgili taraflara Direniş güçlerinin hava savunma sistemlerine sahip olduğu ve uygun zamanda kullanacağı mesajını taşıyor.

 

 

 

Alwaght

 

 

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın çeşitli münasebetlerle gerçekleştirdiği konuşmalar yerel, bölgesel ve uluslararası önemli gelişmeleri değerlendirmesinin yanı sıra, Lübnan Direnişinin düşmanın plan ve programlarına karşı gelişmelere ayak uyduran politikalarına ışık tutuyor. Daha da önemlisi her zaman psikolojik savaşın en önemli ayağı olan bu konuşmalar, Lübnan'ın sınırları içinde ve dışındaki Direniş düşmanlarının medyatik ve politik oyunlarını boşa çıkarmak konusunda etkin bir role sahiptir. Seyyid Nasrallah'ın sözleri aynı zamanda Hizbullah'ın yeteneklerinin maddi manevi bileşenlerine dayanarak yeni siyasi ve askeri denklemleri belirliyor.

 

Yine bu çerçevede Seyyid Hasan Nasrallah geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmasında halk protestoları ve Hariri'nin istifasının ardından Lübnan'da yaşanan siyasi krizi değerlendirdi. İsrail'in hava saldırılarına karşın Hizbullah'ın Lübnan semalarını ve gelecekteki güvenliğini koruyacak yeni hava savunması yeteneklerinin önemini vurgulayan bu konuşma, askeri sahada yeni denklemlerin oluşturulması hakkında Siyonistlere ciddi bir mesaj olarak değerlendirilebilir.

 

Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasında Beyrut'un güney banliyölerinde Lübnan Direniş güçleri tarafından düşürülen İsrail insansız uçaklarına işaret ederek, bu operasyonun Hizbullah'ın gelişen askeri yetenekleri için olağan bir eylem olduğunu belirtti. Seyyid Nasrallah şu sözleri ekledi: “Bu olayın ardından Direnişin planları çerçevesinde belirli bir yöne doğru ilerlediğini söyledik. Bu operasyon sadece insansız bir uçağın düşürülmesi değildir. Bu İHA'nın düşürülmesindeki asıl amaç, Lübnan semalarını İsraillilerin pisliğinden temizlemektir.”

 

Lübnan, İsrail rejimi tarafından hava sahasının ihlal edildiği konusunda defalarca Güvenlik Konseyi'ne şikâyette bulundu. Ancak Siyonist rejim her zamanki gibi uluslararası düzenlemeleri ve yasaları çiğnemeye devam ediyor.

 

İsrail'in insansız uçağının düşürmek için kullanılan silahın modelinin teşhis edilememesi, İsrail rejimi hava kuvvetlerinin sahip olduğu gelişmiş askeri uçaklarla savaşması karşısında etkili ve caydırıcı bir unsur oldu. Bu uçakların Lübnan hava sahasında hedeflenmesi, ilgili taraflara Direniş güçlerinin hava savunma sistemlerine sahip olduğu ve uygun zamanda kullanacağı mesajını taşıyor.

 

 

Lübnan'ın hava savunma şemsiyesi Siyonistlerin kâbusu oldu

 

İsrail rejimi son yıllarda, gelişmiş uçakları ile düzenledikleri hava saldırılarıyla Direniş cephesi karşısında denizde ve karadaki askeri başarısızlıklarını ve zayıf noktalarını telafi etmeye çalışıyordu.

 

Şimdi ise gelecek savaşın kaderi hakkında son söz Seyyid Hasan Nasrallah'ın şu tarihi konuşmasında gizlidir: “Hava güçleri savaşın kaderini belirlemez! Diğer bir ifadeyle, Hizbullah İsrail rejiminin stratejik askeri üstünlüğünü ciddi bir şekilde zayıflatmayı başardı.”

 

Bu bağlamda, Avrupa Ulusal Güvenlik Enstitüsü Kasım 2018 tarihinde yayınladığı bir raporda Hizbullah ile gelecek çatışmanın İsrail'in şimdiye kadar yaşadığı herhangi bir savaşa benzemeyeceğini belirtti.

  

Ulusal Güvenlik Enstitüsündeki uzmanlar, Hizbullah'ın İsrail'i yok etme potansiyelindeki nitelikli sıçramaya işaret ederek son 12 yıl boyunca stratejik durumda yaşanan değişikliklerin İsrail için benzeri görülmemiş kayıplara yol açacağını itiraf etti.

 

Aslına bakarsanız Suriye krizi boyunca Direnişin etrafındaki güvenlik duvarının tamamlanmasını ve Hizbullah'ın gelişmiş askeri teknolojiye ulaşmasını engellemek için elinden geleni ardına koymayan Siyonistlerin bu çabası işin sonunda boşa çıktı. Siyonistler artık Suriye ve Lübnan semalarında tek taraflı hava akınlarının sona geldiğini kabul etmeli.

 

İsrail geçtiğimiz dört yıl boyunca Suriye'nin çeşitli noktalarında Direnişin mevzilerine düzenledikleri saldırılarda füzeler kullandı. Bu saldırıların çoğunluğu Suriye Ordusunun Rusya'dan S-400 savunma sistemi almasından sonra, Lübnan semalarından başlatıldı. Bu saldırılar, İsrail'in hava saldırılarını önlemek için sadece Direnişin değil aynı zamanda Lübnan hükümetinin, ülkenin hava sahasını güvence altına alması gerektiği düşüncesine yol açtı.

 

Kasım 2018 tarihinde İsrailli “Debka” haber sitesi İsrailli güvenlik kaynaklarından aktardıkları haberde Suriye'ye S-400 sistemleri yerleştirildikten sonra Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın gizli bağlantılar yoluyla Vladimir Putin'den, Suriye topraklarından Lübnan semalarını korumak için askeri işbirliği yapmak istediğini yazdı.

 

Bu sırada kendilerini Lübnan ordusunun iki ana müttefiki olarak tanımlayan ABD ve Fransa, elbette Siyonistlerin çıkarları doğrultusunda Lübnan'a hava savunma sistemleri ihraç etmek için hiçbir adım artmadılar. Buna binaen Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri de 2 Şubat 2018 tarihinde Lübnan hükümetinden, Tahran'ın Lübnan'a İsrail karşısında hava savunması gönderme talebini onaylamasını istedi. Hizbullah lideri Lübnan hükümetine şu soruyu yöneltti: “Lübnan hükümeti, İran'ın önerisini kabul edecek cesarete sahip midir? Lübnan niçin İran ile işbirliği yapmaktan korkuyor?”

 

İran, “Baver 373” sistemi de dâhil olmak üzere her türlü hava savunma sistemini geniş ölçüde geliştiriyor. Askeri uzmanlar, uzun menzilli mobil füze savunma sistemi olan “Baver 373” siteminin Rus S-300 ve Amerikan Patriot'larından daha gelişmiş olduğunu söylüyorlar. ABD'ye ait bir casus uçağının İran'ın son nesil hava savunma sistemleri tarafından düşürülmesi bunu doğrulamaktadır. Bu durum elbette Siyonistlerin saldırgan tabiatı üzerine güçlü bir dizgin vuracaktır.

 

 

 

Medya Şafak