"Ortadoğu’daki Uzlaşmacıların Ciddi Problemi"

"Ortadoğu’daki Uzlaşmacıların Ciddi Problemi"
Direnişin Füzeleriyle Ortadoğu’da Stratejik Dengelerin Değişmesi / Türkiye ve Katar’ın Çabasıyla Ateşkes Sağlanması mı, Yoksa İsrail’e Gazze Şeridi’ne Kara Saldırısı Yapabilmesi İçin Zaman Kazandırmak mı?
Ortadoğu’daki Uzlaşmacıların Ciddi Problemi

Direnişin Füzeleriyle Ortadoğu’da Stratejik Dengelerin Değişmesi / Türkiye ve Katar’ın Çabasıyla Ateşkes Sağlanması mı, Yoksa İsrail’e Gazze Şeridi’ne Kara Saldırısı Yapabilmesi İçin Zaman Kazandırmak mı?

Raja News

Direniş’in füzelerinin, füze savunma sistemi Demir Kubbe’yi delerek Tel Aviv’e ve Doğu Kudüs’e ulaşması ve Direniş’in savunmasının İsrail’in F-16 savaş uçağını düşürmesi, Ortadoğu’nun stratejik dengelerini yeni bir boyuta taşıdı. Bölge, birkaç yıl önce İsrail askerinin Lübnan’da İslami Direniş tarafından şaşkınlık verici şekilde yenilmesi olayına bir kez daha şahit oldu.

Reca News’in haberine göre, Filistin Direniş Hattı’nın gerçekleştirdiği saldırının boyutları ve genişliği ve aynı zamanda İsrail’in içinde uzak mesafedeki hedefleri vurması, İsrail’i kendine yakın ülkeleri arabuluculuk için savaş meydanına göndermesine mecbur bıraktı. Böylelikle, bir taraftan ateşkes için arabuluculuk yapılırken Direniş’in işgal altındaki Filistin topraklarına saldırısını bitirerek bugünlerde medyada oluşan yenilgi hezimetinden kurtulacak, diğer taraftan da Gazze hedeflerine kara harekâtı yapabilmek için kısa da olsa zaman kazanacaktı.

Aynı kaynak, geçtiğimiz günlerde Türkiye Başbakanı’nın ve Katar Emiri’nin Kahire’ye yaptıkları yolculuğun ve Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi’nin bazı anlamlı sözlerinin bu bağlamda değerlendirmektedir.

Direniş’in ilk füzelerinin Tel Aviv’e isabet etmesinin ilk saatlerinde, el-Arabiyye gibi uzlaşmacı kesime yakın bazı haber kanalları, Siyonist rejimin Avrupa ve Mısır’dan acilen bu bölgede ateşkes arabuluculuğu yapmaları için istekte bulunduğunu bildirdi. Türkiye ve Katar makamları gibi Batı’ya yakın makamlar ve bunların kendilerine pozisyon verdiği kurumlar, İsrail’in 33 gün Savaşı’nda yaptığı gibi bu saldırıda da Ortadoğu’daki gizli müttefiklerini harekete geçirerek Direniş’i bitireceği savını dillendirmekte ve güçlendirmektedirler.

İsrail makamlarının, önümüzdeki saatlerde Gazze Şeridi’ne geniş bir kara harekâtı yapma gerekçesiyle yedek güçleri silahlandırılıp askere çağırması haberinin verilmesinin hemen ardından, bu makamlar Direniş gruplarıyla İsrail askerleri arasında önümüzdeki 48 saat içinde ateşkes sağlanmasının gerekliliğini beyan eden açıklamalarıyla da bu sav güçlendirilmiştir.

Her ne kadar Mısır Cumhurbaşkanı ve İngiliz Devleti makamları bu karara karşı çıksa da, bunun Direniş güçleri için yeni bir tuzak olduğu düşünülmektedir. Zira böylelikle Katar, Türkiye ve Mısır’ın arabulucu konumları kullanılarak Direniş grupları ateşkesi zorla kabul etmek zorunda bırakılacak ve aynı zamanda İsrail askerinin kara harekâtı yapmasına ortam sağlanarak İsrail’in şimdiye kadar uğradığı hezimeti telafi etmesine yardımcı olacaktır.

Filistin Direniş örgütleri stratejik silahlara ulaşmış olması nedeniyle bu savın uygulanması zor gibi görünüyor. Ancak Suriye meselesinde tamamen farklı bir tavır takınan Arap Birliği, Katar Devleti ve Türkiye Başbakanı’nın, Müslümanların ve Arapların en önemli meselesi haline gelmiş Gazze konusunda sergileyecekleri rol çok önemlidir. Direnişin bu konu karşısındaki ikili tavırları, her ne kadar şaşırtıcı ve özel reaksiyon sonucu olsa da, Ortadoğu’daki uzlaşmacı yaklaşım ile Direniş cephesi arasındaki farklı stratejiler, uzlaşmacı yönelişin nispi avantajlarını açığa çıkarmış oldu.

medyasafak.com