"Kalpler ve Akıllar için Medya Savaşları"

"Kalpler ve Akıllar için Medya Savaşları"
"Clinton Senato’nun Dış ilişkiler Komitesinde Mart ayında yaptığı konuşmada Al-Cezire, Russia Today, China Central Television gibi televizyon kanallarının İngilizce yayınlarının yapılmasıyla, ABD’nin bir “bilgi savaşına” girdiğini dile getirdi. Ayrıca “bu savaşı kaybediyoruz” diye tamamladı sözlerini."

Kalpler ve Akıllar için Medya Savaşları

globalmediawars.com

 

ABD yeniden bir savaşın içinde.

Dışişleri Bakanı Hilary Clinton'a göre yeni savaş alanı, giderek kalabalıklaşan devlet destekli televizyonların haber bültenleri.

Clinton Senato'nun Dış ilişkiler Komitesinde Mart ayında yaptığı konuşmada Al-Cezire, Russia Today, China Central Television gibi televizyon kanallarının İngilizce yayınlarının yapılmasıyla, ABD'nin bir “bilgi savaşına” girdiğini dile getirdi. Ayrıca “bu savaşı kaybediyoruz” diye tamamladı sözlerini.

Clinton uluslararası medya yayıncılığını yeniden şekillendiren kökten bir değişim hakkında uyarılarda bulundu. BBC ve CNN'in küresel haberler konusunda ana söz sahibi konumundayken, 24 saat yayın yapan yeni haber kanallarının çoğalması Batı medyasının uzun soluklu öncülüğünü yerinden ederek pazardaki yollarının önünü kesmeye başladı.

Bu yeni kanallar yurtdışında izleyici elde etme amacındadırlar ve devlet tarafından finanse edilmektedirler. Finansal destekte bulunan yönetimler sık sık ülkelerinin dünyayı adilce yansıtmak niyetinde olduğunu dile getirmektedirler (Batı medyasının olayları yansıttığının tersi bir yolla). Bu şebekeler aynı zamanda kanallarının izleyicilere dünyayı kendi ulusal-merkezli merceklerinden göründüğü şekille yansıtacaklarını söylüyorlar. Bunun yanında, Amerikan gazetecilik sisteminin en önemli ilkelerinin bazılarına da itiraz etmeye başladılar, objektif haber konsepti de bunların arasındadır.

El-Cezire'nin Washington Büro Şefi Abdurrahim Fukara, Şubat ortasında TIME dergisine verdiği bir demeçte, “Doğruyu söylemek gerekirse, objektif gazeteciliğin ne anlama geldiğini bilmiyorum” diye konuştu. “Eğer ABD içinde yayın yapan bir Amerikan yayın ağıysanız, dünyanın bir başka köşesindeki bir kişi tarafından objektif bulunmayacak bir duyarlılıkla yayın yapacaksınızdır. Ve aynı şey El-Cezire gibi Ortadoğuda yayın yapan bir yayın ağı için de geçerlidir.”

2001'den beri Çin Komünist Yönetimi de iki büyük devlet destekli medya devi Xinhua News ve China Central Television'ın uluslararası yayınları için milyar dolarlar akıttı. Kremlin'in Russia Today (kısa adıyla RT) haber merkezi, Youtube ve kablo yayını kullanarak küresel dinleyiciye ulaşma konusunda büyük bir ilerleme kaydetti. İran 2007 yılında devlet televizyonunun İngilizce yayınını (Press TV) başlattı. Fransa'dan, Avustralya'ya, Venezüella'ya yönetimler dünya çapında seslerini duyurmak için çeşitli ölçeklerde medya kanallarını finanse ediyorlar.

Enders Wimbush, “Bugün dünya genelinde herkes kanallarda sörf yapıyor” diyor. Wimbush, Radio Liberty ve Voice of America gibi devlet kaynaklı Batılı servislerin sıkıca korunan Sovyet Bloğu karşısında hayati öneme sahip kısa dalga yayınlar yaptıkları Soğuk Savaşın son dönemlerinde, devlet destekli bu Radio Liberty'nin müdürüydü. Bugün kendisi VOA ve diğer devlet destekli medya kuruluşlarının bütçede tasarrufa gidildiğinde nasıl bir geleceğe sahip olacaklarını düzenlemekle görevli Medya Yönetim Kurulunun bir üyesi. Wimbussh ayrıca, “Yeni küresel yayıncıların yarışı oldukça sert ancak bana göre bırakalım da 100 çiçek açsın” diyor.

Dışişleri Bakanı Clinton, Senato'nun Dış ilişkiler Komitesinde Mart ayında yaptığı konuşmada “eğer küresel medya alanında yerini korumak istiyorsa, ABD çabalarını artırmalıydı” diyerek daha az umut verici bir tablo çizdi.

Clinton, “Soğuk Savaş süresince, Amerika'nın mesajını dışarıya taşıyarak büyük bir iş yaptık, ancak Berlin Duvarı'nın düşüşüyle VOA gibi programlar iptal edildi, kaynakları azaltıldı. Maalesef bunun bedelini ödüyoruz. Özel kanallarımız da bu boşluğu dolduramaz” şeklinde konuştu.

ABD kamusal medya kaynaklarının daha iyi finanse edilmesi, küresel bir bakış yakalaması, Amerikan Dünya Servisinin BBC modelinde yeniden şekillendirilmesi konusunda görüş beyan eden Columbia Üniversitesi Başkanı Lee Bollinger, “Bence ABD oyunun içerisinde değil” diyerek bu durumu teyit ediyor. Bollinger, “Böylesi bir servis, yeni küresel kanallara çok önemli ve ideolojik olmayan bir karşıtlık sağlayabilecektir” dedi ve “Bu dünya için ve ABD için de kötü bir durum” diye ekledi.

Eğer ABD gerçekten de küresel bilgi savaşını kaybediyorsa bu geçmişin dramatik bir tekrarıdır. Ortaya çıkan yayın kuruluşlarının birçoğu, bakış açısını değiştirmek için gerekli olan finansal yardımın uzun yıllar ABD, İngiltere ve küresel medya öncüsü diğer Batılı devletlerin elleriyle sağlandığını dile getiriyorlar. Bugün, CCTV International “Çin'in CNN'i” olmaya çalışıyor. El-Cezire İngilizce, sessizlerin sesini verdiği iddia ediyor, diğer bir deyişle Batı medyası tarafından reddedilen bölgelerin ve insanların seslerini.

Birbirine giderek bağlanan bir dünyada, görüntü dünyasında ciddi bir şekilde varlık göstermek giderek önem kazanıyor. BBC World News Amerika'nın yapımcısı Rome Hartman, “Küresel bir rol oynama arzusunda olan her ulus küresel bir sese sahip olması gerektiğini düşünüyor” yorumunda bulunuyor.

Devlet destekli yayınların artması gücü yayma ve siyaseti destekleme girişimi olarak tanımlanabilir. Bilgi akışını engellemek yönetimler için daha zor bir hale geldiğinden, yumuşak gücün, yani düşünceleri güç yerine bilgi ve argümanlar eliyle etkilemenin önemi giderek artmaktadır. Küresel medya savaşı algılara baskın gelmekten ziyade onları sekilendirmek üzerine kuruludur.

Uluslararası Medya Gelişimi Organizasyonu Internews'in eski başkanı Kathleen Reen, “Herkes kendi bakış açısını geliştirecek. Şimdi sorulması gereken soru belki de, bu bilgileri kimin aldığı ve insanların onunla ne yaptığıdır” dedi.

Ancak uluslararası yayıncılar nadiren kaç kişinin onların yayınlarını izlediklerine dair somut rakamlar veriyorlar ve ellerindeki rakamları doğrulamak da genellikle imkânsız.

Kurulan birçok devlet kaynaklı medya kurumları, daha önce kurulmuş ve daha iyi finanse edilen şebekelerle yarışmak için finansal kaynak ya da uzman sıkıntısı yaşamaktalar. Mesela France 24 İngilizce, Arapça ve Fransızca yayın yapıyor ve Fransızca-Arapça yayınları eski Afrika sömürgelerinde ve Ortadoğu'da güçlü bir takip oranı yakaladı.

Ancak küresel dinleyiciye yayın yaptığınızda para her şey değildir. Çok iyi bir bütçesi olduğuna inanılmasına rağmen, Çin'in küresel İngilizce kanalı CCTV-International onu finanse eden devletin çok fazla etkisinde kalarak sıkıcı programlar yapmaktadır. Çok az kişi onu diğer küresel yayıncılar için bir tehdit olarak görebilir.

BBC Washington Büro Editörü Simon Wilson, “Sizler (izleyiciler) bugün hepiniz kendi editörlerinizsiniz ” diyor. Ona göre bilgiye erişimlerinin genişlemesiyle izleyiciler “itibar ve değer kazanacaklar, bu bağlamda da BBC büyük bir avantaj sağlayacak.”

Ancak seçme şansı gün geçtikçe artmakta ve BBC ve diğer Batılı medya büyükleri tüm kesimlerin iştirak ettiği, giderek daha karmaşık hale gelen bir yarışla karşı karşıyalar. Internews'ten Kathleen Reen de altını çizdiği gibi, “Çok sesliliğin olduğu bir dünyada biz hepimiz daha fazla rahat olmalıyız.”

 

Hüseyin Beheşti tarafından medyasafak.com için tercüme edilmiştir.