Covid-19 savaşında mağlup olan Trump İran’a saldırma aptallığını yapar mı?

Covid-19 savaşında mağlup olan Trump İran’a saldırma aptallığını yapar mı?
Trump’ın ABD’deki hükümet ve toplumun normal işlerine geri dönmelerini istemesi ve Nisan ayının ortalarında Korona virüsünün kontrol altına alınacağı konusundaki ısrarı, insanların Trump’ın Nisan ayının başında İran’a art arda saldırılar düzenlemek için hazırlandığına inanmasına yol açtı.

 

 

 

Muhammed Sadık El-Hüseyni

 

 

Al-Binaa

 

 

İran'a düşman olan Amerikan basını, yıllardan beri kayıp olan bir Amerikalıyı tekrar gündeme getirerek medya kampanyası başlattı.

 

Bu mesele, Trump'ın İran'a karşı saldırıları başlatmak için kullanmayı planladığı bir aracı olabilir mi? Gözlemciler bu günlerde ABD ile İran arasındaki gizli savaşın iç yüzünü soruşturuyor. Öyle ki bunlardan bazıları ABD ve BAE'nin son manevraları ile Washington'un İran'daki stratejik merkezlere intikam saldırısı düzenleyebileceğine dair söylentilerin aynı bağlamda geldiğine inanıyorlar.

 

Bu duruma, Trump'ın yenilmiş bir şekilde içinde yer aldığı güç dengeleri nedeniyle inanmak zordur. Ancak Amerika'nın özellikle de Trump dönemindeki düşmanca ve kumarbaz sisteminin doğası, bunu olası bir durum haline getirebilir.

 

Bu kampanya hakkında bazı ayrıntılar şöyledir:

 

1. Amerikan The National Interest gazetesi, 26.03.2020 tarihinde Amerikalı yazar Mathew Petti'nin kaleminden bu konuya dair ayrıntılı ve uzun bir makale yayınladı. Bu makalede, 09.03.2007 tarihinde İran'ın Kiş Adası'ndayken ortadan kaybolan Amerikalı eski bir FBI ajanı tekrar gündeme taşındı. Bu durum, Robert Levinson isimli bu kayıp ABD ajanına yıllar sonra tekrar gözlerin çevrilmesi için ciddi bir neden olması gerektiğini düşündürüyor.

 

2. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 10.03.2020 tarihinde yaptığı açıklamada Korona salgını ile savaşmasına imkân tanımak için İran'a ablukanın kaldırılmasına yönelik uluslararası çağrılar hakkında şu ifadeleri kullandı: “İran'a insani destek sağlayan her ülkeye İran rejiminin karşılık vermesi gerekiyor. Yani, bu noktada tutuklu olan çok sayıda Amerikalının serbest bırakılması gibi karşılıklı insani jestler yapılması gerekiyor.”

 

3. ABD Başkanı'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien da 26 Mart 2020 tarihinde yaptığı bir açıklamada kayıp Levinson kemanını çalanlar korosuna katılarak, Levinson'ın uzun zaman önce ölmüş olabileceğine dikkat çekti. Bu durum, söz konusu gizli ajan mevzusuna olağandışı bir önem verilmeye başlandığının bir diğer göstergesidir.

 

4. Bu varsayımı güçlendiren bir diğer gelişme ise, Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bu kartı İran'a karşı organize bir şekilde kullanmasıdır. Bunun amacı, İran'a karşı ekonomik yaptırımlar dışında belirlenen bazı önlemlere zemin hazırlamaktır. ABD Başkanı'nın bu meseleyle şahsen ilgilenmesi ve O'Brien'ın ajanın ölümü ihtimaline dair açıklamalarını onaylaması da bizim varsayımımızı güçlendirmektedir. Bu bağlamda 05.03.2020 tarihinde Trump'ın attığı bir Twitter mesajının yanı sıra aynı şekilde, Pompeo'nun da bu meseleye kişisel olarak önem vermesi ve bu konudaki mezkûr açıklamaları bu meseleye büyük bir ivme kazandırırken, konuyu uluslararası bir problem haline getiriyor.

 

5. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili de birkaç gün önce İran'ın ABD'ye daha önce Robert Levinson'ın nerede olduğunu ortaya çıkarmak için işbirliği sözü verdiği iddialarını tekrar gündeme taşıdı. Ne var ki, bu iddia İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi tarafından 10 Mart 2018 tarihinde yalanlanmıştı. Bu durum da ABD yönetiminin kayıp ajan konusunu, İran'a karşı kullanmayı planlayarak harekete geçtiğini gösteriyor.

 

6. Bu noktada, Amerikan yönetiminin bahsi geçen kayıp ajanın akıbeti hakkında doğru bir bilgiye sahip olmadığına dikkat çekmek gerekiyor. Çünkü yönetim 25.03.2020 tarihinde New York Times gazetesinde Levinson'ın bir süre önce öldürüldüğünü gösteren bazı çıkarımları yayınlamıştır. Yani ABD yönetimi, kendi casusluk yöntemleriyle elde ettiği çıkarımları ile böyle bir sorun yaratarak suni bir gündem oluşturmaya çalışıyor.

 

Amerikan Associated Press haber ajansı, 26.03.2020 tarihinde yine Amerikalı The Interest dergisinden aktardığı haberde, bu kişinin ölümüyle ilgili bilgi kaynağının İran Dışişleri Bakanlığı olduğu öne sürdü! Amerikan yönetimi yalan söylemekte elbette ustadır. Ancak burada üzerinde durulması gereken diğer konuysa, İranlıların bilginin doğru olup olmadığına bakmaksızın Levinson'ın ölümüne dair Amerika'ya bilgi sızdıran başka ajanlar olup olmadığını açığa çıkarmak için ciddi soruşturmalar yürütmesi gerektiğidir.

 

7. Her durumda, New York Times gazetesi ve Associated Press haber ajansı ABD yönetiminin birkaç hafta önce Levinson'ın ailesine, kendisinin İran hapishanelerinde öldüğünü bildirdiğini doğruladı.

 

Geriye bir soru kalıyor:

 

8. Robert Levinson kimdir?

 

Robert Levinson, FBI'dan emekli bir subaydır. Associated Press haber ajansına göre, CIA'den bir grup analist tarafından, bunu önleyen yasalar ihlal edilerek işe alınmıştır. (CIA analistlerinin ajans dışından kimseyi işe almaları ve casusluk görevi vermeleri yasaktır.) İran'ın Kiş Adası'na gitmek ve burada İran hakkında ABD'nin işine yarayacak bilgiler toplamakla görevlendirilmiştir.

 

09.03.2007 tarihinde bahsi geçen ajan ortadan kaybolduğunda, CIA bu konudan bahsetmeyi reddetti ve aylarca bu konuyla ilgisi olduğunu kabul etmedi. Ancak ABD Kongresi bu meseleyi ortaya çıkardığındaysa işin rengi değişti. Böylelikle ABD istihbaratının en büyük skandallarından biri patlak verdi. CIA 3 analistini bu konu yüzünden işten kovdu ve 7 kişiyi de idari cezaya çarptırdı. Levinson'ın ailesine de CIA'i dava etmemeleri için iki buçuk milyon dolar değerinde para ödendi.

 

Beyaz Saray, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Federal Soruşturma Bürosu FBI'ın Levinson'ın CIA ile olan ilişkisini bilmesine rağmen, ABD'nin tüm bu konulardaki resmi açıklamaları sabit kalmış ve değişmemiştir. Söz konusu açıklamalar, Robert Levinson'ın bir iş seyahati için Kiş Adası'na gittiği ve burada kaybolduğunu öne sürmektedir.

 

Trump'ın ABD'deki hükümet ve toplumun normal işlerine geri dönmelerini istemesi ve Nisan ayının ortalarında Korona virüsünün kontrol altına alınacağı konusundaki ısrarı, insanların Trump'ın Nisan ayının başında İran'a art arda saldırılar düzenlemek için hazırlandığına inanmasına yol açtı. Tıpkı Suriye'deki T4 askeri üssüne düzenlenen saldırı gibi, şimdi de Trump Korona savaşındaki başarısızlıktan sonra ulusal bir kahraman olarak ortaya çıkmak için İran'a saldırmaya hazırlanıyor olabilir.

 

Ancak, eğer Trump bunu gerçekten yaparsa,  hayatının hatasını işlemiş olur. Çünkü saldırıyı ilk başlatan taraf, tıpkı güçler dengesindeki gibi bu adımıyla kendisini siyasi sahneden silecek son saldırısını yapmış olabilir.

 

 

Çeviri: Merve Soydaş

 

 

Medya Şafak