Hizbullah’ın İşgal Bölgesindeki sınır çitini delmesini açıklayan dört neden

Hizbullah’ın İşgal Bölgesindeki sınır çitini delmesini açıklayan dört neden
Hizbullah’ın siyasi ve askeri önderliği asla uyumuyor. Şayet uyusa bile bu, bir gözü kapalıyken diğeri açık olan kurdun uykusu gibidir. Hizbullah’ın güney sınırına bakan gözü her daim açıktır. İşte İsrail’in bir sınır çitindeki deliğin yarattığı korku ve panik halinin giderek büyümesinin sebebi de tam olarak budur.

 

 

 

Raialyoum

 

 

Lübnan ile İsrail sınırındaki çitlerde boşluk açma eylemi İsrail saflarında bu denli korku ile paniğe yol açtı ve Siyonist liderleri olağanüstü durum ilan ederek sıkı soruşturmalar yapmaya götürdüyse, bu delikler İşgal Edilmiş Filistin topraklarına geçmek için açıldığında ve sınırdaki yerleşim bölgeleri ele geçirildiğinde ne yapacaklar?

 

Son zamanlarda bir benzeri görülmemiş bu tehlikeli güvenlik ihlalinin arkasında Hizbullah liderlerinin olduğu kuşkusuzdur. Sınır çitlerini delmek şöyle dursun İşgal Edilmiş Topraklarda bir “kuş” bile bu sınıra izinsiz yaklaşamaz. Zira İsrail askeri devriyeleri 24 saat boyunca bölgeyi izlemeyi bir an olsun bırakmıyorlar.

 

Olayın ardından İsrail'in kuzeyindeki askeri liderler, yaşanan şoktan dolayı olağanüstü bir toplantı düzenledi. Toplantıda, İsrail küresel salgının yayılması ve iç siyasi krizleri ile meşgulken Hizbullah komutanlarını böylesi tehlikeli bir eyleme iten sebeplerin ne olabileceğini masaya yatırdılar.

 

Bu bağlamda söz konusu sorunun cevabına işaret eden dört nokta vardır:

 

Birincisi: Bu operasyon, iki gün önce Suriye Lübnan sınırında Hizbullah'ın dört saha komutanının içinde bulunduğu araca İsrail tarafından düzenlenen başarısız suikast girişimine cevap olarak gelmiştir.

 

İkincisi: Hizbullah liderleri, İşgal Edilmiş Filistin ile Lübnan arasında var olduğu iddia edilen tünellerin Netanyahu tarafından yok edilmesi bağlamında İsraillilere bir mesaj gönderdi. Buna göre, Netanyahu'nun eski tünelleri imha ederek tiyatro gösterisi yaptığı bu yıkım, Hizbullah'ın hücrelerinin kara üzerinde istediği zaman istediği sınırları delip geçmesini ve istediği hedefe ulaşmasını engelleyemez.

 

Üçüncüsü: Sınırın üç farklı noktasındaki çitlerde deliklerin açılması ve bu eylemi gerçekleştiren kişinin izini dahi belli etmeden başarılı bir şekilde Lübnan'ın derinliklerine geri dönmesi, sembolik olsa da çok riskli bir operasyondur. Bu gizli eylem, arkasında yüksek bir operasyonel yeterlilik olduğunu gösteren bir istihbarat hamlesidir.

 

Dördüncüsü: İsrail liderliğine dolaylı bir mesaj gönderilmiştir: Hizbullah hücreleri önümüzdeki günlerde gerçekleşebilecek suikast operasyonları başta olmak üzere her türlü olasılığa hazırdır. Bu tür bir suikastın cevabı, Celile'ye girerek yerleşimcileri rehin almak şeklinde verilebilir. Yani, gelecekte şahit olacağımız herhangi bir misilleme operasyonu füzeler ya da insansız araçlarla olmayacaktır. Hizbullah sadece tüneller yoluyla değil aynı zamanda yüksek düzeyde korunaklı ve elektrikli güvenlik çitlerini aşarak da her türlü eylem koyabilir.

 

Sessizliğini koruyan Hizbullah liderlerinin gerçekleştirdiği bu sızmanın psikolojik etkisi çok büyüktür. Bir yandan Lübnan'ın ekonomik ve politik kriz haline gelen iç işleriyle uğraşan, diğer yandan Korona salgınıyla meşgul olan ve tüm bunların üzerine İdlib kırsalına savaş güçleri gönderen Hizbullah, başındaki tüm bu şeylere rağmen hâlâ İsrail işgaliyle savaşıyor ve bu savaşa hazırlık Hizbullah için en büyük stratejik önceliğe sahiptir.

 

Hizbullah'ın siyasi ve askeri önderliği asla uyumuyor. Şayet uyusa bile bu, bir gözü kapalıyken diğeri açık olan kurdun uykusu gibidir. Hizbullah'ın güney sınırına bakan gözü her daim açıktır. İşte İsrail'in bir sınır çitindeki deliğin yarattığı korku ve panik halinin giderek büyümesinin sebebi de tam olarak budur.

 

 

 

Çeviri: Merve Soydaş

 

 

Medya Şafak