"İranlı Bilimadamlarını MOSSAD’ın İçindeki Kidon Birimi Öldürdü"

"İranlı Bilimadamlarını MOSSAD’ın İçindeki Kidon Birimi Öldürdü"
Yeni yayınlanan bir kitap, Kidon adlı Mossad içerisindeki departmanın, nükleer bilim adamlarını öldürmek ve ülkenin nükleer enerji programını sabote etmek üzere İran’a suikastçılar gönderdiğini dile getiriyor.
İranlı Bilimadamlarını MOSSAD’ın İçindeki Kidon Birimi Öldürdü

İsmail Selami 


Press TV

 

Yeni yayınlanan bir kitap, Kidon adlı Mossad içerisindeki departmanın, nükleer bilim adamlarını öldürmek ve ülkenin nükleer enerji programını sabote etmek üzere İran’a suikastçılar gönderdiğini dile getiriyor. 

Yazarlar Dan Raviv ve Yossi Melman, Armageddon’a Karşı Casuslar: İsrail’in Kutsal Savaşı adlı kitaplarında acımasız istihbarat ajanlarının en az dört İranlı nükleer bilimciyi öldürdüğünü, bunların içerisinde Kidon biriminde görevli elit suikastçıların kullandığı motorsiklet üzerinde yapılan eylemlerin bulunduğunu kaydediyor.

Dünyanın en etkili ölüm makinelerinin bulunduğu birim olarak kabul eden Kidon, Mossad içinde küçük bir Mossad olduğu düşünülüyor.

Dünyanın dört bir yanında operasyonlar yamakla görevli Kidon, farklı ülkelerdeki illegal operasyonları ve suikastları yürütmesiyle tanınıyor. Kidon için bu işleri yapanlar, Mossad içindeki casuslardan ya da suikastları yürütme planının yapıldığı ülke vatandaşlarından seçilmekte.

Örneğin İran’da Kidon tarafından işlenen nükleer suikastlarda, suikastçıları Mossad ajanlarından, ajanlaştırılmış İranlılardan ya da çifte vatandaşlığı olan isimlerden seçti. Mossad’ın suikastçılarından biri salt mali nedenlerle Mossad’la işbirliği yaptığını itiraf eden Mecid Cemali Faşi’ydi.

Mecid Cemali Faşi, Ocak 2011’de Tahran Üniversitesinde öğretim üyeliği görevini sürdürmekte olan Prof. Dr. Mesut Ali Muhammedi’yi, bomba yüklü motosikletini uzaktan kumandayla patlatarak öldürmüştü. İranlı bilim adamlarını öldürmek için Mossad’dan 120 bin dolar para almış ve İsrail’de uzun süreli bir eğitim de görmüştü. Cemali Faşi, itiraflarında Azerbaycan’daki Haydar Aliyev Havalanı’ndan Telaviv’e uçmak için sahte evrak düzenlediğini de kaydetmiş.

İtiraflarında Faşi şunları söylüyor: “Sabah erken uyandım ve eğitim aldığımız şekilde ardiyeye gittim. İçinde bomba bulunan kutuyu hazırladım. Motosikleti evin dışına çıkardım ve daha önce kendileriyle iletişim kurduğum kişilerin bulunduğu yere gittim. Profesörün ikamet ettiği sokağa vardığımda sokak bomboştu. Kimseler yoktu. Motosikleti kaldırımın üstüne koydum ve evin önüne park ettim. Bana görevin yerine getirildiğini, eşyalarımla bagajımdan kurtulmam gerektiğini söylediler.

Cemali Faşi, 15 Mayıs 2012’de İran yargısının verdiği karar üzerine idam edildi. Bu arada yeri gelmişken Azerbeycan’ın Mossad ajanları ve suikastçılarının cenneti olduğunu söylemekte fayda var.

Cavidan kod adlı Cafer Hoşzeban adlı İranlı da Mossad’ın operasyonda kullandığı başka bir ajanlaştırılmış İranlıydı. Bu kişi Azeri güvenlik görevlilerinin himayesinde çalışan ve nükleer suikastlarda görev alan bir isimdi. İran İstihbarat Bakanlığı, Azerbeycan’dan Mossad’ın İranlı ajanlarının ülkesine iadesini talep etti. İranlıların elinde bulunan belgeler Azeri yetkililerin İranlı nükleer bilim adamlarına yönelik düzenlenen suikastlarda rol aldıkları ve bu konuda CIA ile Mossad’a yardım ettiklerini gösterirken özellikle Mustafa Ahmedi Ruşen’in öldürülmesindeki rolünün kesin olduğunu kaydediyordu.

Ahmedi Ruşen, 11 Ocak 2012’de, Tahran’ın kuzeyindeki Allame Tabatabai Üniversitesi yakınlarındaki bir arabaya yanaşan motosikletli bir kişinin yerleştirdiği bombayla suikasta uğramıştı. 

Aynı bomba yerleştirme tekniklerini kullanan Kidon suikastçıları, İranlı üniversite öğretim üyesi Mecid Şehriyari ve Feridun Abbasi’nin araçlarına yerleştirdiği bombaları 29 Kasım 2010’da patlatmıştı. Prof. Şehriyari olay yerinde vefat ederken Dr. Abbasi ve karısı hafif yaralarla kurtulmuşlardı.

Kural olarak, Kidon ölüm timi, suikastlarda son derece eğitimli 4 ajan kullanmakta: 1. Takipçi 2. Taşıyıcı 3. Yardımcı 4. Suikastçı. Takipçi hedefin yerini saptar, taşıyıcı suikast timini hedefe götürür. Yardımcı motosiklet sürücüsü olarak temelde suikastçıya yardım eder ve suikastçı da ya doğrudan hedefe ateş ederek görevini yerine getirir ya da kurbanın arabasına manyetik bombayı yerleştirerek misyonunu tamamlar.

Kitaba göre Kidon ajanları, hedefe ateş açma ve yapışkan bombaları yerine yerleştirmek konusunda son derece iyi eğitim alıyorlar.

Bu gerçekler bir yana nükleer suikastlarda Halkın Mücahidleri örgütü tarafından desteklenen CIA’in rolünü ve Kidon ajanlarına verdiği kredileri görmezden gelmek oldukça saf bir davranış olur. İranlı bilim adamlarının öldürülmesinde HMÖ’nün rolüne işaret eden kesin kanıtlar bulunmaktadır.

Amerikalı yorumcu Richard Silverstein, terörist Halkın Mücahitleri Örgütü’nün öncelikli gelirin büyük bir bölümünün İran topraklarında faaliyet gösteren ve Mossad’dan emir alan suikast ekibinden geldiğine inanıyor. “Siz tıpkı HMÖ gibi İsrail adına hareket eden bir teröristseniz Dershowitz (ABD’de yaşayan İsrailli bir Cumhuriyetçi) kadar “Koşer”siniz demektir. Paranız altındandır. Para nereden gelir? Muhtemelen çok iyi paralar ödeyen, Mossad adına suikastlar düzenleyen katil gruplardan.  Muhtemelen Bush’un İran’ı istikrarsızlaştırmak için ayırdığı 400 milyon dolar ya HMÖ’ye ya da Mossad adına çalışan ekiplere gitti.

Daha da ötesi CIA, Halkın Mücahitleri Örgütü ve Mossad’la aynı şeytani grup içerisinde çalışıyorlar. Defalarca Washington’daki yetkililer İranlı nükleer bilim adamlarının öldürülmesini teşvik ettikleri gibi bunu itiraf da ettiler. ABD eski senatörü Rick Santorum, İranlı bilim adamlarının öldürülmesini “harika bir olay” şeklinde tanımlarken İran nükleer programı için çalışanları “güvenli olmayan insanlar” olarak niteledi. “Bu olayda, nükleer programda çalışan bilim adamları ölü bulundular. Açık yüreklilikle söylüyorum, bence bu harika bir şey.”

Santorum ayrıca şunları da söyledi: “Şayet siz Rusya, Kuzey Kore ya da İran’da çalışan bir bilim adamıysanız ve İran’a bomba yapmak üzere nükleer program geliştirmeye çalışıyorsanız güvende değilsiniz, şeklinde net bir mesaj vermek gerektiğini düşünüyorum.”

Aynı şekilde Bush yönetiminin BM’deki temsilcilerinden John Bolton Fox News haber kanalında katıldığı bir programda “İranlı bilim adamlarının öldürülmesi ve İran’a yönelik yaptırımlar, İran’ın nükleer arzularının önüne geçmek için yarım önlem niteliğindedir.” ifadelerini kullandı. 

Beyaz Saray eski sözcüsü Newt Gingrich “onların bilim adamlarını kaçırmak” da dahil olmak üzere siber savaş araçlarını da kullanarak örtülü operasyon çağrısında bulundu. Bu tür açıklamalara bol miktarda rastlamak mümkün. Bütün bu olgular Washington’un İran’ın nükleer enerji programına yönelik bir sabotajda bulunmak için bir takım dolaplar çevirdiğini, bunu da Telaviv’le ve bu ikisinin yalakası HMÖ ile girdikleri desise ile kotarmaya çalıştıklarını gösteriyor.

 

medyaşafak