Ünlü Arap Analistin Seyyid Hasan Nasrallah ve Kral Abdullah Arasındaki Farka Dair Yorumu

Ünlü Arap Analistin Seyyid Hasan Nasrallah ve Kral Abdullah Arasındaki Farka Dair Yorumu
Heykel, kendisine yöneltilen “Kral Abdullah ile hangi konuları görüştünüz?” sorusunu şöyle cevaplar: “Kral Abdullah bana tek bir şey sordu, o da şuydu: 80’li yaşlarda kadınlarla ilişkin nasıl?” Heykel şöyle devam eder: “Suudi basını ertesi gün bizim o görüşmede bölgesel ve uluslararası meseleleri ele aldığımızı yazdı.”
Ünlü Arap Analistin Seyyid Hasan Nasrallah ve Kral Abdullah Arasındaki Farka Dair Yorumu

Raja News

“İnsan konuşmadıkça / Kusuru da hüneri de gizli kalır” diyen ne güzel söylemiş! Televizyon ekranında izlediğin veya gazetelerden tanıdığın birçok insanın görünen yüzüyle gerçek yüzü arasında dağlar kadar fark olduğunu görürsün. Karşılarına oturduğunda, onlarla sohbet ettiğinde, kendi kendine birkaç metre ötemde oturan kim, kamera ışıkları altında konuşan kim, dersin. Karşında oturan ya göründüğünden daha boş bir insandır ya da çok daha bilgili ve anlayışlı… Birincisiyle karşılaştıysan şayet, onunla sohbet etmek canını sıkar; bir an önce kaçıp kurtulmak istersin. Ama ikincisiyle konuşmak ne kadar da zevklidir! Sohbetin tadı uzun süre damağında kalır; birlikteliğin kısa da sürse saatlerce sohbet etmiş gibi hissedersin kendini…

Bu anlatılanlar, Suudi Arabistan kralı Abdullah ile bugün (3 Eylül 2012) doğum yıldönümü olan Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah arasındaki farkın anlatısıdır. Ünlü Mısırlı düşünür Muhammed Hasaneyn Heykel’in bir perdesini rivayet ettiği anlatının…

Mısırlı ünlü düşünür Hasaneyn Heykel’in ömründen doksan yıl geçiyor. Arap gazetelerine aşina olan herkes tanır onu. Heykel 17 yıl Mısır’daki El Ehram Müessesi’nin genel sekreterliğini yaptı. El Ehram Müessesi Ortadoğu’nun en büyük araştırma merkezlerinden biridir. Heykel, hayatı boyunca çok sayıda siyasetçi ve düşünürle bir arada bulundu. İşte bu özelliğinden dolayı birisinden övgüyle söz ettiğinde onu duygusal olmakla suçlamak imkânsızdır.

Heykel’in dinî ve siyasî şahsiyetlerden biri hakkında söylediği en meşhur -ve en ilginç- cümle şudur: “Sanki Emeviler’den ve Ehlibeyt (a.s) şehidlerinin kana bulanmalarından sonra Ali’nin (a.s) ordusuna komuta etmek için İslam’ın ilk yıllarındaki büyük fitne (fitnetü’l-kübra) döneminde yaşamış şahsiyetlerden biri dünyaya geri dönmüştür.”

Bu, Hasaneyn Heykel’in İmam Humeyni (r.a) hakkında söylediği sözdür. Heykel bu sözü, tarihsel ve mezhepsel açıdan Şia’ya yakın olmamasına rağmen söylemiştir. Mesela Hz. Peygamber’in (s.a.a) hayatını anlattığı “Hamase-i Peygamber” adlı kitabını yazmak için birçok siyer kitabı okuyan Lübnanlı Hıristiyan şair George Şekur şöyle der: “Siyer kitaplarından biri de Muhammed Hasaneyn Heykel’in ‘Hz. Muhammed’in (s.a.a) Hayatı’ adlı kitabıdır. Bu kitapta dikkati çeken en önemli husus, Gadir Hadisesi’nin tamamıyla görmezden gelinmiş olmasıdır.”

Şu halde Muhammed Hasaneyn Heykel’in Şiilerin rehberini övüp, bir kralı yererken etnik ve mezhepsel taassuplardan uzak durduğu ortadadır. Şimdi gelin Heykel’in iki farklı ziyareti hakkında yazdıklarına bir göz atalım. Birinde Suudi Arabistan kralı Abdullah’ı ziyaretini, diğerinde Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’la görüşmesini anlatır.

“Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah ile dokuz saat boyunca bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında müzakerede bulundum. Bu dokuz saat çok çabuk geçti; lakin Kral Abdullah ile yaptığım yarım saatlik görüşme sanki bin yıl sürmüştü.”

Heykel, kendisine yöneltilen “Kral Abdullah ile hangi konuları görüştünüz?” sorusunu şöyle cevaplar: “Kral Abdullah bana tek bir şey sordu, o da şuydu: 80’li yaşlarda kadınlarla ilişkin nasıl?”

Heykel şöyle devam eder: “Suudi basını ertesi gün bizim o görüşmede bölgesel ve uluslararası meseleleri ele aldığımızı yazdı.”

Âl-i Suud’un bir numaralı adamının tek derdinin kadınlarla ilişki olması şaşırtıcı değil; nitekim birkaç gün arayla gazetelerde Âl-i Suud üyelerinden birinin dünyanın farklı bir noktasında gayriahlakî eylemlerde bulunduğuna dair haberler okumak mümkün.

Öte tarafta, kendisini ne bir kral, ne de Haremeyn’in hâdimi olarak gören biri Arapların ve Müslümanların çoğunluğunun kalbinde taht kurmuş durumda… Doğum günün kutlu olsun!

medyaşafak