"İsrail Lobisi ABD’de Nasıl Çalışır?"

"İsrail Lobisi ABD’de Nasıl Çalışır?"
"Amerika’daki en etkili lobi gruplarından biri de, desteği olmadığı takdirde hiçbir politikacının göreve gelemeyeceğinin sıklıkla iddia edildiği AIPAC’tır. Hiçbir Başkan, İsrail’e sağlam bir sadakatle bağlanmadığı sözü vermediği ve AIPAC’ın yıllık zorunlu toplantısına katılmadığı takdirde Beyaz Saray’a seçilemez."
İsrail lobisi ABD’de nasıl çalışır?

Tanya Cariina Hsu

Global Research
 


Amerika’daki en etkili lobi gruplarından biri de, desteği olmadığı takdirde hiçbir politikacının göreve gelemeyeceğinin sıklıkla iddia edildiği AIPAC’tır. Hiçbir Başkan, İsrail’e sağlam bir sadakatle bağlanmadığı sözü vermediği ve AIPAC’ın yıllık zorunlu toplantısına katılmadığı takdirde Beyaz Saray’a seçilemez. Bir kez görev alan Kongre üyesinin hemen hemen her meselede İsrail’i savunması, onun yanında yer alması ve bütün oylamalarda ona destek oyu vermesi beklenir aksi takdirde bu hareketinin sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır.

American-Israeli Public Affairs Committee [(AIPAC)-Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi) aslında 1963’te adını değiştiren Amerikan-Siyonist Konseyi’nin bir uzantısı olup gerçek adı Amerika-Siyonist Halkla İlişkiler Komitesi’dir. Tamamıyla İsrail devletini savunmak amacıyla faaliyet gösteren AIPAC, Amerikan yönetiminin kendisini yabancı bir ajan olarak kara listeye almasından kaçınmak için İsrail’den herhangi bir şekilde finansal destek aldığını reddetmektedir.

Peki AIPAC’in taktikleri nelerdir? ABD hükümetlerinin kontrolünden yakayı nasıl kurtarmakta ve nasıl BM’de veto gücüne sahip olabilmektedir? Birkaç yıl önce AIPAC’ın nasıl çalıştığını doğrudan öğrenebilme imkânına sahip oldum.

1990’lı yıllarda önde gelen bir Amerikan senfoni orkestrasına, 15 yıl klasik piyano eğitimi almış ve hakkı yenmiş bir piyanist kimliğimle, bağışçı ve sanata ilgisi olan birisi olarak katkıda bulunmuştum. Orkestra şefine, önde gelen sanatçılara ve yönetim kurulu üyelerine yakın bir başka önemli iştirakçi, kendisine tanıdıklardan oluşan iyi bir çevre yapmıştı. Orkestra şefi gibi o da ateşli bir Siyonist’ti. Ailesi, savaş boyunca Avusturya’daki toplama kampına gönderilmişti. Yıllar boyu benim Ortadoğu’daki olaylara ilişkin mesleki yakınlığım hiçbir zaman gündeme gelmedi ve 11 Eylül 2001 olaylarına kadar biz iyi ilişkilere sahiptik.

11 Eylül olayından sonra Amerika’da atmosfer ciddi ölçüde gerginleşti. Arkadaşım Sarah (bu onun gerçek adı değildi) sadece 11 Eylül’den önce ve sonra aynı zamanda meydana gelen irili ufaklı bütün şiddet olayları ve ABD’deki her saldırıdan Arapları suçlama konusunda hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Dostluğumuzu bitirmeden önce o, AIPAC’ın nasıl Kongre’yi kontrol altında tuttuğunu anlattı.

Birkaç yıl önce Sarah, önde gelen bir AIPAC aktivistiydi. İsrail ve Batı’yı yok etmek isteyen Arap teröristleri takip etme konusundaki Amerikan yeteneğinden emin bir yaklaşımla, Ortadoğu’daki savaşlarda AIPAC’ın etkisini açıkladı.  Sistemi içerden biliyordu çünkü o sistemin bir parçasıydı.

Anlattığına göre AIPAC, her seçimde siyasi rekabeti takip etmekteydi. İster ulusal isterse yerel olsun, AIPAC her aday hakkında bir dosya oluşturuyor, İsrail’e olan sadakatlerine göre onları sınıflandırıyordu. 

Yeni seçilmiş Kongre üyeleri Washington DC’deki ofislerine geçtiklerinde Sarah, başkente AIPAC üyelerinden oluşan bir heyetle nezaket ziyareti düzenliyordu. Yeni Kongre üyesine lobiye ‘hoş geldin’ deme babında AIPAC, o kişiye yeni görevinde başarısı için iyi dileklerini sunardı. Buluşma yirmi dakika kadar sürer, bu süre zarfında karşılıklı şakalaşmalar yapılır ve fotoğraf çektirilirdi. Buluşmasının sona ermesi üzerine taraflar ayrılırken “Ortadoğu hakkında bilmek istediğiniz şeyler varsa bizimle temasa geçin. İhtiyaç duyduğunuz her türlü bilgiyi size vereceğiz. Telefon numaralarımız burada, mutlaka birileri size dönüş yapacaktır.” derdi. 

Ne kanun dışı iş yapılır ne para takası olur ne de herhangi bir gözdağı verme söz konusudur. Acemi politikacının gece-gündüz hiç fark etmez, Arap dünyasındaki gelişen olaylarla ilgili mutlaka arayacağı birileri vardır. Yeni Kongre üyesi, bölgede meydana gelen yeni gelişmeleri hızla öğrenmek zorundadır. Bu konuda kendisine yardım edecek kimse yoksa –ki genelde olmaz- AIPAC yardıma hazırdır.

Ofisine yerleştikten sonra Sarah, Washington’a “ne kadar uyumlu oldukları”nı görmek üzere ikinci bir delege getirir. Yine, günde 24 saat Ortadoğu’daki olaylara ilişkin bir telefonla ulaşabilecekleri danışmanlık meselesini hatırlatır ve İsraillilerin terörden ne kadar acı çektiklerini bizzat kendi gözleriyle görmeleri için masrafları kendileri tarafından karşılanmak üzere Kongre üyelerini İsrail’e bir geziye davet eder. Ayrılırken bu kez AIPAC, Kongre üyesi’nin ofisine ‘bağış olarak’ birkaç bin dolarlık çek bırakır.

Bu noktada, sıkı lobi kuralları atlanabilir ancak her katkı mutlaka dikkatlice not edilmelidir. Bununla birlikte daha fazla paranın geleceği ima edilir.

Kongre üyeleri ve politikacılar ne kadar İsrail yanlısı olurlarsa kazançları o kadar artar. İştah çekici senatörlük sonrası kariyer fırsatları aktif İsrail yanlısı Kongre üyelerini bekleyen fırsattır, ancak nötr pozisyonda olan üyeler üzerinde daha yoğun temaslar gerçekleşir. Bununla birlikte AIPAC’ın lobi faaliyetleri karşısında herhangi bir Arap ya da Müslüman kesimin bir faaliyeti söz konusu olmaz. AIPAC’ın Ortadoğu’ya ilişkin mesajı belirlenmiştir: Aramalara son derece duyarlı, her an hazır bulunan, destek vermeye hazır, her türlü analiz isteğini hızlı kavrayan bir gruptur. AIPAC meseleyi kontrol etme konusunda özel bir kabiliyete sahiptir, zira çok iyi organize olmuş, üst düzey eğitim almış, anında alternatif sunabilen bir ekiple çalışmakta olup boş sözler ve vaatler karşı açıklamaları geride bırakır.

Sarah, “ikinci ziyaretimizden sonra bir AIPAC üyesi, her hafta Kongre üyesine (kendilerine yardım için hazır) bulunduklarını hatırlattığını söyledi. “Israrlıydık, kibardık ve bir saat düzeneği gibi düzenli çalışıyorduk.” Yöntem, çok iyi oluşturulmuştu, AIPAC’ın başarısız olması imkânsızdı.

Birkaç ay sonra üçüncü ziyaret gerçekleştirilirdi. Önde gelen isimlerden oluşan AIPAC delegasyonu, ofis ziyaret eder, bu kez mecazi anlamda bir elde silah diğer elde ise nakit olurdu. Fonlar, kanunları ihlal etmiş olmamak için doğrudan sunulmazdı. Bunun yerine Kongre üyesinin ailesi, arkadaşları, hobileri, seçtiği alanlar, oy kayıtları inceleyen AIPAC, Kongre üyesinin ‘ışığı görme’ noktasında daha gönüllü olması için hizmetlerine özendirici finansal ödül de ekleyebilirdi. 

Sarah, “Sizin büyük kızınız seneye üniversiteye gidecek öyle değil mi? Okul masrafları çok pahalı. Belki tam burs alması sağlanabilir” veyahut “Karınız geçen sene işini mi kaybetti? Belki de ona yeni bir kariyer sağlayabiliriz?” türünden teşvik edici ödüllerin sunulduğunu söylüyordu. Doğrudan olmamakla birlikte Kongre üyesi açısından önemli olan bir takım yararlar da önerilebilirdi. Burada önemli olan nokta, kimsenin kaybetmeyeceğiydi. 

AIPAC’ın teşvik ödülü, kanunların etrafını dolaşarak Kongre üyesi açısından büyük beklentileri de beraberinde getirir. Kongre üyesi şunu bilir ki eğer bir sonraki oylamada İsrail lehine oy vermezse ek gelirlerinden olacaktır. Ayrıca bir kez daha Kongre üyesi seçilmesi garanti altına alınmış olacaktır, yeteri kadar İsrail yanlısı olmadıysa sadece Kongre üyeliğinden olmakla, bu konuda kendisine verilen destek ve ödüller çekilmekle kalmayacak aynı zamanda, yenilmesini sağlamak için organize bir kampanya da düzenlenecektir. 

AIPAC sessiz fakat ağır bir yumrukla çalışır. Propaganda ve tehditleri yıllardır kullanır çünkü işe yaramaktadır. 1940’lı yıllarda İngiliz hükümetini etkilemek için yaptıkları başarısız çalışmalarda Siyonist oluşumlar ABD Kongresi’ni manipüle etmeyi başarmıştır, çünkü bizzat yetkililerin kendilerinin ifade ettikleri gibi ABD Kongresi çok daha yumuşak bir hedeftir.

Mülti milyon dolarlık çoklu jenerasyon politikalarına eşlik eden şantajlar nedeniyle, İsrail uluslararası hukuku ihlal ettiğinde Filistinlilerin topraklarını işgal ettiklerinde ve arazilerine el koyduğunda, Filistinlileri illegal olarak bloke ettiklerinde ve masum sivilleri bombaladıklarında her Kongre üyesi başka yöne bakar. Bunun alternatifi siyasi kariyerin sona ermesidir.

Bunu isterseniz Jimmi Carter’a ya da Büyükelçi Charles Freeman’a sorabilirsiniz.

Tanya Cariina Hsu is ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinde uzman bir siyasi analisttir.

medyasafak.com