Abdel Bari Atwan: Gazze için ne planlanıyor?

Abdel Bari Atwan: Gazze için ne planlanıyor?
Körfez ülkeleri, Suriye yönetimini devirmek amacıyla feci bir çatışmayı finanse etmek ve körüklemek için çok şey yapmış ve yapmaya devam ediyor olmalarına rağmen, oradaki savaştan kaçan tek bir Suriyeli mülteciyi bile kabul etmemişlerdir. Gazzelilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini asla kabul etmezler. Ancak Körfez rejimlerinin Filistinlilerin Mısır, Ürdün ve Irak gibi başka yerlere yerleştirilmesi için kesenin ağzını açmaları mümkündür.

 

 

 

Raialyoum

 

 

ABD ve İsrail Gazze nüfusunu bazı Arap ülkelerine sürmeyi planlıyor.

 

ABD ve Batılı müttefiklerini iki temel konu meşgul ederken, bunların diplomatları, düşünce kuruluşları ve devlet kurumları Gazze Şeridi'nin geleceği için uygulanabilir öneriler ve yol haritaları geliştirmeye ve tanıtmaya çalışıyor.

 

Bu konuların birincisi, birkaç milyon Gazze Şeridi sakininin; nüfus yoğunluğunu azaltmak, İsrail işgaline kalıcı güvenlik sağlamak ve devam eden Siyonist etnik temizlik projesini kolaylaştırmak için dünyanın çeşitli yerlerine nasıl dağıtılacağıdır.

 

İkincisi ise, Gazze Şeridi'nde Hamas yönetiminin alternatifinin nasıl yaratılacağı. Bu noktada üç olasılık tartışılıyor: (1) Filistin Yönetimi'ni (FY) devreye sokmak. (2) Uluslararası güçlerin bölgeye gönderilmesi. (3) 1948 Nakba'sı ile 1967'deki İsrail işgali arasında yürürlükte olan Mısır yönetimin bir tür yeni “manda” olarak tekrar tesisi.

 

Gazze Şeridi nüfusunun başta komşu Mısır olmak üzere Körfez ülkeleri (özellikle Suudi Arabistan) ve Kanada, ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi göçmen emen Batılı ülkeler de dahil olmak üzere başka ülkelere aktarılabileceği fikri de ciddi olarak değerlendiriliyor.

 

Körfez ülkeleri, Suriye yönetimini devirmek amacıyla feci bir çatışmayı finanse etmek ve körüklemek için çok şey yapmış ve yapmaya devam ediyor olmalarına rağmen, oradaki savaştan kaçan tek bir Suriyeli mülteciyi bile kabul etmemişlerdir. Gazzelilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini asla kabul etmezler. Ancak Körfez rejimlerinin Filistinlilerin Mısır, Ürdün ve Irak gibi başka yerlere yerleştirilmesi için kesenin ağzını açmaları mümkündür.

 

Ortalıkta dolaşan en tuhaf fikirlerden biri ise Gazze Şeridi'nden tahliye edilenlerin Irak Kürdistanı'na gönderilmesidir. Bölgesel Yönetim Başkanı Neçirvan Barzani birkaç gün önce Paris'i ziyaret ettiğinde, Fransız yetkililerin, önemli miktarda finansal bahşiş karşılığında 4,000 Gazzeli aileyi Kürdistan’a yerleştirme teklifini duyduğunda çok şaşırmış. Barzani'nin bu teklif ve teşvikleri, bölgenin etnik dengesini bozacağı, güvenliğini tehlikeye atacağı ve yerel halk, Bağdat'taki merkezi hükümet ve Irak vatandaşlarının genelince karşı çıkılacağı gerekçesiyle geri çevirdiği söyleniyor.

 

Ancak komşu ülkeler olan Ürdün ve Mısır'ın, yerinden edilmiş yüz binlerce Gazzeliyi kabul etmek karşılığında mali teşviklere boyun eğebileceklerinden korkuluyor. Her iki ülkenin ekonomisi de derin bir girdap içinde. Borçlarını ve faiz geri ödemelerini karşılayabilmek için çaresizce yeni fonlara ihtiyaç duyuyorlar. Mısır'ın bu amaçla acilen 29 milyar dolarlık bir kaynağa ihtiyacı var. Ürdün de benzer bir durumda ve Batı Şeria'dan kendi topraklarına akacak daha büyük bir mülteci göçü tehdidiyle karşı karşıya. Hâlihazırda iki milyon Suriyeli-Iraklı mülteciyle ve 50 milyar dolar civarında bir kamu harcamasıyla baş etmek zorunda.

 

İsrail'e ve katliamlarına koşulsuz desteğini fazlasıyla kanıtlamış olan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de hem 'zoraki' hem de 'gönüllü' versiyonlarıyla sınır dışı etme planlarını benimsiyor. Mısır ve Ürdün'ü ziyaret ederek itaatleri karşılığında mali tekliflerde (Mısır’a 10 milyar, Ürdün için ise 5 milyar dolar) bulundu. Resmi açıklamalara göre bu teklifler her iki hükümet tarafından da reddedildi. Ancak resmi açıklamalar kapalı kapılar ardında varılan özel anlaşmaları yansıtmayabilir. Umarım yanılıyorumdur.

 

Durum ne olursa olsun, üç temel olgu öne çıkmaktadır.

 

Birincisi, ikinci ayına giren Gazze savaşı halen devam ediyor ve muhtemelen uzun bir süre daha sürecek. İsrail ise kitlesel ölüm ve yıkıma yol açmak ve insanları iç göçe zorlamak dışında, ilan ettiği amaçlara ulaşamadı.

 

İkinci olarak, Hamas Gazze Şeridi'nin etkin kontrolünü elinde tutmaya devam ediyor ve işgalci İsrail ordusuna ciddi kayıplar verdiriyor.

 

Üçüncüsü, hiç kimse Gazze Şeridi sakinlerinin gelecekte kendilerini kimin yönetmesi gerektiği konusundaki görüşlerini dikkate almayı düşünmedi bile. 'Özgür dünyanın lideri' ve onun Avrupalı yandaşları, Filistinlilere danışıyormuş gibi bile yapmadan, onlara zorla yeni bir rejim dayatmaya niyetleniyorlar.

 

Gazze Şeridi sakinlerinin büyük çoğunluğu, uzlaşmacı, yozlaşmış ve işbirlikçi Filistin Yönetimi'nin geri dönmesini asla kabul etmeyecektir. Batı Şeria'daki çoğu insan da zaten onu gayrimeşru olarak görüyor. Batı Şeria’da Hamas giderek daha popüler hale geliyor ve halk direnişin simgesi olan bu hareketin etrafında toplanıyor. Onun yerini alabilecek tek şey, Siyonist ideolojinin ve onu somutlaştıran İsrail işgal devletinin ırkçı ilkelerinden ve soykırım uygulamalarından kurtulmuş, özgürleştirilmiş tarihi Filistin vizyonuna geri dönmektir.

 

 

Çeviri: Medya Şafak