"Suriye Dışındaki Muhaliflerin Başkanlığına Niçin Abdülbasit Sida Getirildi?"

"Suriye Dışındaki Muhaliflerin Başkanlığına Niçin Abdülbasit Sida Getirildi?"
"Kürt kökenli Abdülbasit Sida’nın başkanlığa seçilmesinin, Suudi Arabistan’daki Âl-i Suud ile Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin anlaşması sonucunda gerçekleştiği kanaatinde olan kimi siyasi gözlemciler, bu dosyanın resmen Amerika ve Arabistan’a teslim edildiğinin altını çiziyorlar."
Suriye Dışındaki Muhaliflerin Başkanlığına Niçin Abdülbasit Sida Getirildi?

 

Hasan Rüstemi

 

Fars News

 

2011’de Amerika, Fransa, Suudi Arabistan ve Katar’ın desteğiyle Türkiye’de kurulan ve Suriye dışındaki muhalifleri bir araya getiren Suriye Ulusal Konseyi, iç çekişmeler ve dağılma tehlikesine karşı başkan değişikliğine gitti.

Suriye Ulusal Konseyi’nin kurulduğu günden beri başkanlığını yapan Suriyeli muhalif Burhan Galyun, İstanbul’da düzenlenen toplantıda, Suriye devletini deviremeden, konsey içinde karşılaştığı sert muhalefetler nedeniyle başkanlıktan istifa etti ve yerine Kürt kökenli aktivist Abdülbasit Sida seçildi.

Üç ayda bir başkan seçmek için toplanan Suriye Ulusal Konseyi’nin İstanbul’daki son toplantısında oyların çoğunluğunu alarak başkan seçilen Müslüman Kardeşler’in desteklediği Burhan Galyun günden güne artan iç muhalefetin baskısı üzerine istifa etti.

Fransa ve Amerika ile bölgedeki müttefikleri Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye, şimdiye kadar defalarca muhaliflerden Şam hükümeti aleyhine birlik kurmalarını istemişti. Ancak Suriye Dostları adı altında düzenlenen üç oturuma rağmen Şam muhaliflerinin birlikteliği sağlanamadı.

Konsey, içteki görüş ayrılıkları ve Suriye dışındaki muhalifler ile Suriye içindeki muhalifler arasında güçlü bir bağ kuramadığından dolayı çok sert eleştirilen hedefi oluyor.

Abdülbasit Sida Kimdir?

Suriye Ulusal Konseyi başkanlığına seçilen Kürt kökenli Abdülbasit Sida, yirmi yıldır İsveç’te yaşıyor.

Sida’nın seçilmesi Konsey üyelerinin uzlaşmasıyla gerçekleşti.

Suriye Ulusal Konseyi Dış İlişkiler Komitesi üyesi Munzir Mahus, Sida’nın siyasi tecrübesi olmadığını, ancak bütün Batılıların onu kabul ettiğini söylüyor.

Abdülbasit Sida, 1956’da halkının büyük çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Haske’nin Amuda köyünde dünyaya geldi.  Şam Üniversitesi’nde felsefe alanında doktora yapan Sida, daha sonra misafir öğretim üyesi olarak üç yıllığına Libya’ya gitti. 1994’te Antik Uygarlıklar konusunda ders vermek üzere İsveç’e giden Sida üniversitedeki görevinin yanı sıra kitap da yazıyor.

Abdülbasit Sida’nın Öncelikleri

BBC Arapça’ya röportaj veren Abdülbasit Sida, muhalifler arasında birlik sağlamaya ve Suriye Ulusal Konseyi içinde birtakım reformlar yapıp Konsey’i yeniden yapılandırmaya öncelik vereceğini söyledi.

Bütün muhalif gruplarla görüşerek ortak bir zemin arayacağını dile getiren Sida, Şam yönetimi ile müzakereye oturmayacağının altını çizdi.

“Şam yönetimi ile müzakere artık mümkün değil. Yönetimle sadece Esed’in ne zaman ve nasıl yönetimi bırakacağı konusunda konuşabiliriz” diye konuşan Abdülbasit Sida, uluslararası toplumu Suriye’ye karşı tek bir tavır sergilenmesi gerektiği konusunda ikna etmeye çalışacağını söyledi.

Suriye Ulusal Konseyi Başkanlık Görevini Niçin Bir Kürde Bıraktı?

Şimdi Suriye Ulusal Konseyi’nin başkanlığına niçin bir Kürt’ün seçildiği sorusu geliyor gündeme.

Suriye nüfusunun %10-15’ini oluşturan Kürtler genellikle ülkenin kuzeydoğusunda, Irak ve Türkiye sınırında yaşıyorlar.

Buna göre Suriye dışında yaşayan muhaliflerin bununla azınlıkları, bilhassa Suriye Kürtlerini saflarına çekmeyi hedeflediği söylenebilir.

Suriye’deki Kürt gruplar, dikkate alınmadıkları gerekçesiyle, muhaliflerin oturumlarını boykot etmiş veya oturumlara katılmayı yasaklamışlardı. Dolayısıyla Sida’nın başkanlığa seçilmesinin, Kürt grupları Konsey’e bağlamayı ve onları Suriye yönetimine karşı kışkırtmayı amaçladığı söylenebilir.

Elbette Kürt grupların yönetim karşıtı gösterilere sıcak bakmadıklarını göz önünde bulundurmak gerekir. Kürtler, muhalif gruplar arasındaki görüş ayrılıklarından dolayı muhalefetin etkili olamayacağına ve ayrıca bir araya gelen farklı etnik grupların Kürtlerin taleplerini gerçekleştiremeyeceklerine inanıyorlar.

Kürt kökenli Abdülbasit Sida’nın başkanlığa seçilmesinin, Suudi Arabistan’daki Âl-i Suud ile Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin anlaşması sonucunda gerçekleştiği kanaatinde olan kimi siyasi gözlemciler, bu dosyanın resmen Amerika ve Arabistan’a teslim edildiğini ve bununla bölgedeki güç dengesinin yer değiştirmesinin hedeflendiğinin altını çiziyorlar.

Arabi Press’in internet sitesinde yer alan bir haberde, bu seçimin Amerikan Casusluk Ajansı’nın (CIA) seçimi olduğu ifade edildi.

Haberde şu görüşlere yer verildi: “Ne Suriye halkının temsilcisi olan ne de herhangi bir şöhreti bulunan böyle birinin başkanlığa seçilmesinin hiçbir gerekçesi yoktur; seçilmesinin tek sebebi Kürt olmasıdır.”

Tabii bu seçimde Türkiye’de yaşayan Kürtlerin etkisini de göz ardı etmemek gerekir. Başından beri Suriye olaylarının ve Suriye’ye yönelik müdahale girişimlerinin içinde yer alan Ankara, muhalifleri ve silahlı grupları desteklemiş ve muhalifleri Suriye Ulusal Konseyi’ne bir Kürt başkan seçmeleri konusunda teşvik etmiştir. Muhalifler gruplar arasında birlik sağlamak amacıyla Kürt başkan adayını destekleyen Türkiye, bir taraftan da Iraklı Kürtlerle bir problemi olmadığını göstermek istemiş ve Kürtlere bir adım daha yaklaşmıştır.

Suriye Ulusal Konseyi’ne Kürt kökenli bir başkanın seçilmesi tam da muhaliflerin şiddetli görüş ayrılıkları yaşadığı bir döneme rastlamaktadır. Koordinasyonsuzluk sonucu farklı akımların varlık gösterdiği, her birinin farklı bir gündeme sahip olduğu ve tekfirci akımların ortaya çıktığı bu dönemde Suriye’de çok sayıda terörist eylemle karşılaşıyoruz. Durum, Suriye’de yakın gelecekte de benzer eylemlere şahit olacağımızı gösteriyor.

Teröristler geçtiğimiz günlerde Humus yakınlarındaki El Hula’da ve El Kubeyr’de kaçırdığı onlarca kadın ve çocuğu bıçak ve silah kullanarak yakın mesafeden öldürdü ve olaydan Suriye Ordusu’nu sorumlu tuttu.

Üstelik Suriye’deki teröristlerin kimyasal silahlarla donatıldıklarına ve Türkiye’de bu silahları kullanmayı öğrenmek için eğitim aldıklarına dair haberler mevcut. Bu haberlerde, teröristlerin kimyasal silahları kullanıp ölümlerden Suriye yönetimini ve ordusunu sorumlu tutacakları, böylelikle de Suriye’ye yönelik uluslararası baskıyı artırarak, uluslararası arenada Suriye konusunda bir görüş birliği sağlamayı amaçladıkları ifade ediliyor.

Suriye dışındaki muhalif gruplarla ülke içindeki silahlı gruplar, her hileye başvurarak, görünüşte aralarında görüş ayrılığı olsa da tek bir hedefleri olduğunu, Suriye yönetimine baskı uygulayıp Esed’i devirmeyi amaçladıkları konusunda görüş birliği yaptıklarını göstermek istiyorlar. Fakat Abdülbasit Sida’nın muhalefet arasında birlik sağlamaya öncelik vereceği açıklamasından aslında muhalif gruplar arasında çok ciddi görüş ayrılıkları olduğu anlaşılıyor. Muhalefetin farklı etnik gruplardan oluştuğu dikkate alındığında görüş ayrılıklarının giderek artacağı, özellikle de Suriye dışındaki muhalefetin başkanlığını üstlenen birinin kendine özgü talepleri olduğu dikkate alındığında, bütün bu grupların birlik sağlayamayacağı ve dolayısıyla muhalefetin dağılmasını engelleyemeyeceği ortaya çıkıyor.


medyaşafak