Ayetullah İsa Kasım: “Katliamlar ve İşkencelerle Halkın İnkılâbı Durdurulamayacaktır” (TAM METİN)

Ayetullah İsa Kasım: “Katliamlar ve İşkencelerle Halkın İnkılâbı Durdurulamayacaktır” (TAM METİN)
Bahreyn devriminin yönlendirici grubu El-Wefaq’ın manevi lideri Ayetullah İsa Kasım’ın Bahreyn Manama’da İmam Sadık (a.s) Camisinde yaptığı Cuma hutbesinin metnini sunuyoruz:
Ayetullah İsa Kasım: “Katliamlar ve İşkencelerle Halkın İnkılâbı Durdurulamayacaktır” (TAM METİN)

İnsan hakları savunucusu Al-Khawace’nin ağır şartlarda devam ettirdiği açlık grevine rağmen serbest bırakılmaması ve Suudi Arabistan’ın gizli olarak asker sevkiyatına devam ediyor olması, bununla birlikte el-Halife rejiminin Yemen, Suudi Arabistan ve Sudan gibi ülkelerdeki el-Kaide üyelerine ve selefilere ülkedeki baskın Şia nüfusunu dengelemek için vatandaşlık vermekle suçlanması, Bahreyn’deki durumu daha da alevlendirdi. Sizlere, Bahreyn devriminin yönlendirici grubu El-Wefaq’ın manevi lideri Ayetullah İsa Kasım’ın Bahreyn Manama’da İmam Sadık (a.s) Camisinde yaptığı Cuma hutbesinin metnini sunuyoruz:

Bahreyn krizi ne durumda?

Bahreyn’de aslında bugün güvenlik krizi, ekonomik, kültürel ve sosyal, eğitim ve ahlakla ilgili ve dini krizler gibi birçok problem bulunmaktadır. Her birinin kendi nedenleri vardır ve her biri siyasal krizi daha da derinleştirmektedir. Yönetim insanların kendi seçimlerini yapma, hükümetini kurma, kanunlarını icra etme hakkını tanımak niyetinde değil, o sadece cebini doldurmak, oğulları arasında devleti paylaşmaktadır. İnsanların dini ve insani özgürlüklerinden yararlanma talepleri hapsedilmelerine yol açıyor.

Yönetim baskıya devam ediyor. Görüyorsunuz yardım edip onları desteklemenizden başka hiçbir şey bu insanların işine yaramıyor.

Yönetim insanlara işkenceyi ve onları ezmeyi de kendinde barındıran gizli kalmış birçok problemi, siyasal krizleri çözmek konusunda bir tane bile ciddi ve samimi adım atmamıştır.

Benim söylediğimi doğrulayan bir çok medya haberi yayınlanmıştır. İnsanların kanunların icrasına katılmasına izin vermemiştir. İşlediği cürümler, insan hakları ihlalleri, insanlara kan verilmesini engellediği ve onlara para aktarılması konusunda engeller çıkardığına dair raporlar yayınlandığında, bu sefer de bunlar üzerinde operasyonlara başladı, bu haberleri yok etti.

İnsan haklarının ihlali insanları giderek daha da etkilemeye başladı. Yüzlerce insan yönetimin eliyle öldürüldü, barışçıl gösterilere katılanlar yakalandı, yaşam alanlarına zehirli gazlar atıldı.

Formula 1 meselesi de daha fazla insanın tutuklanması sürecini başlattı. Yönetim kendi hükümlerini ülke savaştaymış gibi zorla insanlara uygulamaya çalışıyor. Halka kin kusmakta…

Reform çağrıları başlayalı bir yılı aşkın bir süre geçmiş ancak yönetim kulağını bu çağrılara tıkamıştır. İnsanlar bu ölüm makinesine karşı sabırla ve metanetle, neye mal olursa olsun, haklarını elde etmek için çabalamaktadırlar.

Halk ne istiyor ve ey yönetim sen ne istiyorsun?

Halk yalnızca karar alıcı konumda olmayı, hayatları üzerinde karar alabilmeyi, vatandaşlığın tüm haklarından faydalanmayı, dini özgürlüklere sahip olmayı, tüm bölgelerde eşit gelişim elde etmeyi istemektedir, tüm bunlar onlardan çalınmış haklardır.

Saltanatın isteği, insanları keyfince hapsetmek, onları köleler olarak tanımlamak, zenginliğine zenginlik katmak, ülkeyi tekelleştirmeye devam etmek, dine sınırlamalar getirmek, ibadetlerini engellemektir. Sen sadece her zaman güç sahibi olmak istiyorsun. İnsanları hapsettikten, kutsal yerleri yok ettikten sonra, her şey olduktan sonra, şimdi her şeyi unutmak için gücünü insanların kabul etmesini istiyorsun. Ama cellat işini yapmak istese de, Allah asıl hüküm sahibidir.

Hiçbir şey insanları adalet arzusundan, haklarını talep etmekten, özgürlüğü elde etmekten alıkoyamaz.

Hiç kimse, hiçbir durum, hatta teröristler bile, bugün ya da yarın bizi hedefimizden uzaklaştıramayacaktır.

Bir yarış arabası olsun ya da olmasın, bu olayı durdurmak gerekir. İnsanlar zulme, adaletsizliğe, ölümlere maruz kalırken, buna dur demek gerekir.

İstekler:

Saltanatın talepleri ve halkın talepleri…  Yıkım talebi ve devrim talebi… Köleleştirme isteği ve özgürlük isteği… Tekelleşme ve adaletsizlik isteği ve adalet ve hukuk talebi… Birinci ezme, ikincisiyse başkaldırı ve direniş… Dine ve adalete dayalı toplumu inşa etmeli, dünya buna yardım etse de, etmese de… Bu din ile hayatı bir yerde birleştirmeden ulaşılabilecek bir hedef değildir elbette…

 

20.04.2012 tarihinde Ayetullah İsa Kasım tarafından yapılan bu konuşma, Hüseyin Beheşti tarafından medyasafak.com için tercüme edilmiştir.