"Türkiye’nin Ra’sul Ayn Stratejisi"

Türkiye'nin Ra'sul Ayn Stratejisi

Fars Haber Ajansı: Arap bir gazete yazarı, Türkiye'nin Suriye yerleşim merkezi Ra'sul Ayn'daki stratejisini ve bu bölgedeki aşırılıkçı teröristlerin perde arkasındaki varlığını araştırdı.

Fars Haber Ajansı, Arap bir analist ve yazarın “el-İntikad” haber merkezinde yayınlanan, Suriye'nin Ra'sul Ayn sınır şehrinde ortaya çıkan gerginlik ve Türkiye'nin buradaki stratejisi hakkındaki makalesini yayınladı. Makalenin tercümesi aşağıda verilmiştir:

Suriye'nin Ra'sul Ayn yerleşim merkezi, Türkiye ve Suriye ortak sınırının yakınlarında bulunmaktadır. Türkler; Batılıların, Türkiye'nin ve Fars Körfezinde bulunan Arap ülkelerin desteklediği Suriyeli ve Suriye'ye dışarıdan gelmiş yabancı silahlı selefilerin yardımıyla bu bölgeyi işgal edip kontrollerine almayı istemektedirler.

Ra'sul Ayn aslında bir Kürt yerleşim bölgesidir. Türkiye Arapları, 1926'da bu ülkedeki etnik temizlikten kaçarak bu bölgeye gelmişlerdir. Ondan sonra da Fırat bölgesindeki bazı Arap kabileleri 1974 yılında bu şehre yerleşmişlerdir.

Böylelikle bu şehrin toplumsal yapısını, 3'te ikisini Kürtlerin ve 3'te birini de sadece iki mahallesine yerleşmiş olan Arapların oluşturduğu şeklinde açıklayabiliriz.

Gerçekte PKK'nın Suriye kolu olan Suriye Demokratik Birlik Partisi (PYD) komutasındaki bir kaynak “el-İntikad” ile yaptıkları röportajda şöyle demiş: “Yaklaşık 1000 kişilik silahlı Arap ve yabancı güç, Türkiye içinden Ra'sul Ayn'a hücum ettiler ve bu şehirdeki Arap mahallelerine girdiler. Bir özel Türkiye gücü de, bu Arap güçlerle birlikte ve bir Suriye Parlamentosu üyesinin kardeşiyle koordine halinde Ra'sul Ayn'a girdi.”

Bu kaynağın dediğine göre, Suriye Devleti bu parlamento üyesinin kardeşini yaklaşık 200 parça silah ile silahlandırmıştı. Ancak bu şahıs taraf değiştirerek bu silahları Suriye askerine karşı kullanmaya başladı.

Aynı kaynak, Ra'sul Ayn'da yaşayan Kürt ve Arap komutanların Suriye emniyet güçleriyle görüşerek, Kürt mahallelerinde çatışma olmaması için bu şehri terk etme konusunda karara vardıklarını bildirmektedir. Suriye emniyet güçleri de askeri birliklerden, polis karakollarından ve istihbarat binalarından oluşan kendi merkezlerini boşalttı. Olası her türlü saldırıya karşı hazır olmak amacıyla Suriye askeri ve Haseke şehri askeri güçleri şu anda Ra'sul Ayn etrafında konuşlanmış durumdalar.

Türkiye'nin Ra'sul Ayn Stratejisi

Suriye Demokratik Birlik Partisi (PYD) komutasındaki kaynak, silahlı halk komiteleri bireylerinin, Ra'sul Ayn'a giren selefi gruplara Suriye emniyet güçlerinin bu şehri boşalttığını ve bundan dolayı çoğunluğu Kürtlerden oluşan bu şehirde selefi grupların kalmalarının bir delili olmadığını bildirdiklerini, ancak selefilerin Türkiye tarafından sınıra paralel 100 kilometrelik ve Suriye içine doğru 5 kilometrelik bir şerit oluşturmakla görevli oldukları cevabını verdiklerini söylemektedir.

Kaynak, Türkiye'nin bu bölgedeki stratejisini şöyle açıklamaktadır:

-Türkiye tanklarının rahat girişi için düz alanda tampon bölge oluşturmak. Kürtlerin bu bölgede yaşamasına ve onlarla çatışma ihtimaline rağmen, Türkler bu stratejik ve geniş ve düz bölge üzerinde hesap yapmaktadırlar.

-Bu tampon bölgeden Tel Temr'e doğru ilerlemek, stratejik önemli bir konudur. Bu bölge, Halep ve sınır caddeleri yolu üzerindedir ve silahlı grupların Halep'e girebileceği yeni bir yoldur.

-Deyr ez-Zor'da bulunan ve coğrafi olarak Türkiye'ye uzaklığından dolayı inzivaya çekilmiş bulunan silahlı grupların himayesi için bir yol açılması ve her ne kadar uygulanamasa da Irak ve Suriye sınırının bu silahlı gruplarca kapatılması.

-Suriye ve Türkiye Kürtlerinin her türlü hareketinin engellenmesi ve onların tamamen bastırılması.

Kürtlerin komutasından bir kaynak Türklerin, daha en başta Ra'sul Ayn'a saldırmak için Suriye-Türkiye sınırındaki mayınlı bölgeyi temizlediklerini ve bu girişimle genelde Suriyeli vatandaşların ve özelde de Suriyeli Kürtlerin bu bölgeyi terk etmelerini sağlayarak, Kürtlerin yaşadığı bölgelerde rahat hâkimiyet kurmayı hedeflediklerini bildirmektedir.

Neticede birçok aile Türkiye'ye geçmiştir. Ancak Suriye Demokratik Birlik Partisi'nin ve bölge kabilelerinin çabaları sonucu bu ailelerin birçoğu geri dönmüş.

medyaşafak