"Suriye Karşısında Kutsal Olmayan İttifak"

"Suriye Karşısında Kutsal Olmayan İttifak"
"Hula’daki katliamda dikkati çeken nokta, yakın mesafeden ateş edilmek suretiyle öldürülenlerin çoğunun Şii Müslümanlar ve yine ağırlıklı olarak kadın ve çocuklardan müteşekkil oluşu. Başka bir deyişle, bu mezalimin, terörist operasyonlarında kadın ve çocukları öldürmekten sabıkalı müfrit Vahhabiler ve Kaide unsurlarınca gerçekleştiği düşünülüyor"
Suriye Karşısında Kutsal Olmayan İttifak

Washington, Tel Aviv, Ankara, Brüksel, Kukla Arap Rejimleri, Aşırılıkçı Vahhabiler, El Kaide

İsmail Selami

 

Global Research

 

Cuma günü Suriyeli güçlerle silahlı gruplar arasında Hums’a bağlı Hula’da çıkan çatışmalarda, BM gözlemci misyonuna göre en az 32’si çocuk olmak üzere 108 kişi öldürüldü. Bununla birlikte, Suriyeli yetkililer Pazar günü, katliamda elleri olduğu iddialarını yalanladılar.

Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cihad Makdisi Şam’da gazetecilere verdiği demecinde “Kadınlar, çocuklar ve yaşlı insanlar başlarına kurşun sıkılarak öldürülmüş. Bu kahraman Suriye ordusunun işareti değil” dedi ve ekledi: “Bu katliam Esed’e bağlı yerel güçlerle isyancılar arasındaki çatışmanın sonrasında teröristler tarafından gerçekleştirildi. Bu kişiler havan topları ve tanksavar füzeleriyle silahlanmışlardı ve bu (silahlarındaki değişim) onlar için büyük bir sıçrama anlamına geliyor. ”

BM-Arap Ligi temsilcisi Kofi Annan’ın Mart ayında sunduğu 6 maddelik ateşkes planının bir parçası olarak ülkede bulunan 260 BM gözlemcisinin varlığına rağmen Suriye’deki şiddet sarmalı giderek şiddetleniyor.

Bu aybaşında da Şam’daki istihbarat binalarının yakınında gerçekleşen iki terörist bombalamada 55 kişi ölmüş ve yaklaşık 400 kişi yaralanmıştı.

Hula’daki katliamda dikkati çeken nokta, yakın mesafeden ateş edilmek suretiyle öldürülenlerin çoğunun Şii Müslümanlar ve yine ağırlıklı olarak kadın ve çocuklardan müteşekkil oluşudur. Başka bir deyişle, bu mezalimin, terörist operasyonlarında kadın ve çocukları öldürmekten adı kötüye çıkmış müfrit Vahhabiler ve El Kaide unsurlarının eliyle gerçekleştiği tahmin edilmektedir.

Bu spekülasyonu güçlendiren başka bir unsur da öldürülenlerin Vahhabilerin kronik bir nefret besledikleri Şii Müslümanlar oluşu. Batı medyasındaki Suriye’deki El Kaide mevcudiyeti ihtimalini devre dışı göstermek isteyen hâkim eğilime karşın Suriye’deki El Kaide teröristlerinin varlığı giderek güç kazanıyor. Bu kişilerin ülkeye Irak, Ürdün, Türkiye ve Lübnan’dan sızdıklarına inanılıyor.

Washington Suriye’deki isyancı grupları fonluyor. The Washington Post’un haberine göre “Suriye’deki isyancılar son haftalarda daha fazla miktarda ve daha gelişmiş silahlar almaya başladılar ve bu durum Fars Körfezi’ndeki ülkeler tarafından finanse edilerek ABD tarafından koordine ediliyor.”

ABD Dışişleri Bakanlığının üst düzey yetkililerinden biri isim vermemek şartıyla yaptığı açıklamada “Suriye muhalefetine ölümcül olmayan alanlarda verdiğimiz desteği arttırıyoruz ve bölgedeki dostlarımız ve müttefiklerimizle ortak çabalarımızı koordine etmeyi sürdüreceğiz” dedi.

Öte yandan, Washington Katar ve Suudi Arabistan’a isyancıları finanse edip ağır silahlarla teçhiz etmeleri için bastırıyor.

Bu davranış, pek çok militanın El Kaide ile ilişkili olmalarından dolayı ABD’nin bu terör grubuyla savaştığı iddialarıyla zıt bir durum arzediyor. Washington ile birlikte İngiltere hükümeti de Mart ayı başlarında Suriye devletiyle savaşan Batı destekli militanlara ilave olarak 2 milyon dolardan fazla bir miktarı ayırdığını doğrulamıştı. Başbakan David Cameron da Avam Kamarası İrtibat Komitesi’ndeki bir oturumda hükümetinin Suriye’deki Batı destekli militanlara acil tıbbi yardım ve gıda adıyla para ve malzeme sağladığını söylemişti.

Esed rejimi, aşırılıkçı Vahhabilerin ve El Kaide üyelerinin ülkeye akışı ve militanların batıdan ve Fars Körfezi rejimlerinden aldığı finansal ve askeri destek sayesinde giderek alan kaybediyor.

Kement giderek daralırken Washington ve aşırılıkçıların istediğiyse Beşşar Esed’in yokluğu. Edinilen izlenim hepsinin Esed rejimini devirmek için bilerek birleştikleri şeklinde değil, daha çok farklı çıkarlar nedeniyle herkes bu hain amaçta birleşmiş gözüküyor. Başka bir deyişle, bu grupların hepsi Suriye’deki kargaşayı takviye ediyor ve ülkeyi felaketin kenarına doğru itiyorlar.

Hepsinden de önemlisi, İsrail sessizce ve ironik bir şekilde Suriye’deki isyancılara milyonlarca dolar akıtıyor. Gerçekte İsrail, Beşşar Esed rejiminin yıkılması için büyük yatırım yapıyor. Esed’in Suriye’deki düşüşü İsrail için çok şey anlam ifade etmekte.

Suriye bugün bölgedeki kukla Arap rejimleri, müfrit Vahabiler, El Kaide, Washington ve İsrail kaynaklı kâbusumsu bir insani felaketle yüz yüze.

 

medyasafak