"Siyonistler, Suriye’yi Zayıflatmak İçin ABD’ye Baskı Yapıyor"

"Siyonistler, Suriye’yi Zayıflatmak İçin ABD’ye Baskı Yapıyor"
"Suriye, İsrail’in doğal düşmanıdır. Zaman zaman bazı anlaşmaları olsa da, temel olarak kesin bir karşıtlık içindedirler. Dolayısıyla Yahudi lobisinin istediği şey zayıf bir Suriye."

Analist: Siyonistler, Suriye'yi zayıflatmak için ABD'ye baskı yapıyor

Press TV


Önde gelen bir siyasi ve askeri analist Press TV'ye, ABD'deki Siyonist lobinin Suriye'nin her türlü yoldan zayıflatılması için Beyaz Saray'a baskı yaptığını, bunun nedeninin İsrail'in bu Arap ülkesini bölgedeki “doğal düşmanı” olarak görmesi olduğunu söyledi.

Suriyeli muhaliflerin, Amerika Birleşik Devletleri ile Fars Körfezi'ndeki iki müttefiki olan Katar ve Suudi Arabistan'ın basıncıyla Suriye içindeki isyancıların emrinde olan çok sayıda askeri konseyi birleştirme konusunda anlaşmasını takip eden günlerde, çeşitli yorumlar yapılıyor. 

Press TV, konuya daha fazla ışık tutmak için New York City'den bir siyasi ve askeri analist olan Michael Burns ile bir röportaj yaptı. Kendisine iki konuk daha eşlik etti: Londra'daki Suriye Ulusal Kulübü'nden İsa Şaer ve Beyrut'tan bir siyasi analist olan Cihad Murakade. Aşağıda bu röportajın yaklaşık bir çözümlemesi sunulmaktadır. 

Press TV: New York'taki konuğumuz Michael Burns bu konuda [Beyrut'taki konuğun söyledikleri hakkında] ne düşünüyor? Kendisi, [Cihad Murakade] bunun [George Sabra'nın silah desteği talebinin] ilk resmi talep olduğunu söyledi. 

Eğer bu zamana kadar resmi bir talep olmamasına rağmen bu kadar silah ve elbette para yardımı yapılmışsa, bundan sonrası için ne beklememiz gerekir? 

Bu yabancı ülkeler, egemen bir devleti yıkmak için destek verme hakkını nereden buluyor? 

Burns: Büyük güçlerin küçük ülkeleri sindirmesinin korkunç bir örneği bu. Suriye'yle Libya'yı karşılaştırdığınızda sorun şu ki, Libya'nın homojen bir nüfusu vardı, Suriye için ise tersi geçerli. Bu yüzden de Esad rejimine karşı olan çok sayıda farklı grubu desteklemeleri gerekiyor ve bir araya gelmelerinin koordine edilmesi zor oldu. 

İşte bu yüzden bu şemsiye yapı yönünde bir girişim ortaya çıktı. Fakat bu, esasında bir incir yaprağı ve etkili olacağını da düşünmüyorum. 

Press TV: Neden etkili olmayacağını düşündüğünüzü söylüyorsunuz? Beyrut'taki konuğumuz [Cihad Murakade] şimdi dayanışma için bir araya geldiklerini ve temel olarak “Sürgünde Hükümeti” temsil edeceklerini söyledi. 

Burns: Evet, bir argümana göre onları bir araya getirip üstlerine tek renkten bir elbise geçirirseniz “Bu sürgünde hükümettir!” diyebilirsiniz, fakat üzerlerindeki bu elbiseleri kaldırırsanız ortaya yine, dalkavuk gibi büyük güçlerin etrafında dolanan kavgalı bir insan topluluğu çıkar.  

Hillary Clinton, Suriye Ulusal Konseyi'nin belli bir oranda değil de, X sayıda koltuğa sahip olmasını istiyor, dolayısıyla sağlıklı bir bakış açısı yok ve ortaya bir incir yaprağı çıkıyor. Tasarladıkları şey, şunu diyecek meşru bir canavar yaratmak: Bizim Esad rejimine karşı meşru bir muhalefetimiz var. Fakat bugüne kadar hiçbir zaman buna sahip olmadılar.

Press TV: Sayın Burns, New York'ta yaşayan biri olarak, bir Amerikalı olarak da perspektifinizi soracağız. Konuğumuz konuşurken şu anda Obama'nın başkan seçilmesinin veya yeniden seçilmesinin ertesi gününde olduğumuzu söylerken, şunu söylüyor gibi görünüyor: artık müzakere yok, geri dönüş yok, rejim değişikliği dışında bir seçenek yok, görüşme imkânı yok, oysa seçimden önce biraz daha esneklikleri vardı.  

Bir Amerikalı olarak bu, sizin için ne ifade ediyor? 

Burns: Evet, uzayıp giden bir savaş anlamına geliyor ve bu, harcanan büyük paralarla birlikte enflasyonu da içeren bir istikrarsızlık anlamına geliyor. 

Suriye'yi bombalamak üzere uçak ve silah almak için borç para alındı ve bunun bıraktığı şeyin pek çok Amerikalının, rejimin dışarıya dengeli bir şekilde güç göndermede başarısız olduğu hissini taşıması olması acı. Her zaman savaşa girmemiz gerekiyor. 

Şimdi, işi yapmaları için paralı askerlere para ödeyebilir veya kendi deniz piyadelerimizi gönderebiliriz, fakat gelip Suriye'ye cehennemi yaşatmaları için Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye üzerinden paralı askerlere ABD doları cinsinden ödeme yapmak politik bakımdan çok daha uygun.

Bu yüzden bence Amerikalıların çoğu burunlarını tutup “Tanrım! Keşke gitselerdi fakat gitmediler ve bu kadar kötü, o kadar acı değil” diyor. 

Press TV: Bay Burns, Beyrut'taki konuğumuz Esad giderse bölgede ve hatta dünyada barış olacağını söyledi, bu konuda ne diyorsunuz?

Daha genel olarak düşündüğümüzde… Bir çok insan için temel soru, yabancı toplulukların egemen bir devletin içişlerine neden müdahil olduğu sorusu.

Eğer Suriye halkı ayaklanıyorsa ve bir devrim gerçekleşiyorsa neden devrimi onlar yapmıyor? Neden ABD, Katar ve Suudi Arabistan'ın bu konuda bu denli saldırgan bir rolü olduğunu görüyoruz?

Burns: Bunun en büyük nedeni, İsrail'in hükümetimiz üzerindeki etkisidir. Suriye, İsrail'in doğal düşmanıdır. Zaman zaman bazı anlaşmaları olsa da, temel olarak kesin bir karşıtlık içindedirler.

Dolayısıyla Yahudi lobisinin istediği şey zayıf bir Suriye. Bu yüzden marş emri veriyorlar, cüzdanları açık ve para kongre kampanyalarına ve başkanlık seçimlerine gidiyor ve Dışişleri Bakanlığı'na, Suriye'yi zayıf tutmaları söyleniyor. 

Olan biten gerçekten de bu, ve en berbat şey şu ki, hükümetin sosyal güvenlik, sağlık gibi konularda harcamaları kısmaktan bahsettiği bir sırada Ortadoğu'daki durumun maliyeti çok fazla. Bu da, deyim yerindeyse, bütün bölgeye ekşi bir koku yayıyor.

medyaşafak