"İslamî Uyanış: Zuhura Açılan Pencere"

"İslamî Uyanış: Zuhura Açılan Pencere"
"Zamanımızdaki gelişmeler önemli bir olayın habercisidir: Dünyanın değişmekte olduğunun habercisi... Asya’dan Avrupa’ya, oradan Amerika’ya kadar dünyanın her yerinde birtakım değişimler yaşanmaktadır; sanki zaman dile gelmiştir ve bize bir haber vermek istemektedir."
İslamî Uyanış: Zuhura Açılan Pencere


Muhsin Rızai

Tabnak.ir

 

Zamanımızdaki gelişmeler önemli bir olayın habercisidir: Dünyanın değişmekte olduğunun habercisi... Asya’dan Avrupa’ya, oradan Amerika’ya kadar dünyanın her yerinde birtakım değişimler yaşanmaktadır; sanki zaman dile gelmiştir ve bize bir haber vermek istemektedir. İran’daki İslam Devrimi ve bu inkılâbın Irak’a, Lübnan’a, Filistin’e yayılan etkisi; Kuzey Afrika’da, Batı Asya’da ve Fars Körfezi ülkelerinde başlayan İslamî uyanış ve Amerika’daki antikapitalist insanî uyanış, bütün bunlar bu haberin göstergeleridir.

Bu gelişmelerden bir kısmının birbirinden bağımsız olduğu düşünülebilir; ancak bütün bu olayların arka planında müşterek bir nokta göze çarpar. İslam Devrimi’nde, Arap dünyasındaki İslamî uyanışta ve Batı dünyasındaki insanî uyanışta göze çarpan bu ortak nokta hepsinin halk hareketi oluşudur; halk ayaklanmıştır.

İran’da halk İmam Humeyni’nin önderliğinde İslamî inkılâp şeklinde ayaklanmıştı ve bu ayaklanma 22 Behmen 1357’de (11 Şubat 1979) zafere ulaştı. Bugün Arap dünyasında halk İslamî uyanış, Batı dünyasında ise insanî uyanış şeklinde mevcut duruma karşı kıyam etmiştir. Şekilleri farklı olsa da bütün bu ayaklanmalar halk odaklı olmaları bakımından müşterek bir yöne sahiptir.

Bütün bu ayaklanmalarda halk, ilahî değerlerin ihyasını ister; insan doğasında, fıtratında var olan ilahî değerler dünya halklarını ayaklanmaya, kıyam etmeye zorlamıştır. İran’da, Arap ve Batı dünyasında ilahî değerler, fıtrî bir uyanış şeklinde ortaya çıkmış ve halkları toplumsal ve siyasal hareketlere yöneltmiştir.

İslam Peygamberi’nin (s.a.a) öğretisine ve akaidimize göre insan fıtratı ilahî fıtrattır. Bu, İslam’ın ve insanın aynı özden oldukları anlamına gelir. Dolayısıyla halk ayaklanmaları İslâmî kıyamlara dönüşebilir.

Böylelikle şu soru cevabını bulmuş oldu: Dünyanın dört bir yanında şahit olduğumuz, insanî temiz fıtrattan kaynaklanan bu ayaklanmalar İslamî bir renk alır mı?

1979’da İran’da başlayan dalgalanma, farklı şekiller alarak ve birbirleriyle bağlantılı olarak 2010’da Arap, 2011’de ise Batı dünyasında sürmüştür.

Evet, günümüzde dünya Rönesans benzeri bir şeyle karşı karşıyadır; şu farkla ki bu rönesans, Peygamberlerin zamanları dışında hiç görülmemiş olan ilahî bir değişimdir. Bütün bunları göz önüne aldığımızda, acaba bu durum İmam-ı Zaman’ın (Allah zuhurunu çabuklaştırsın) zuhur döneminin başlangıcını müjdelemez mi?

Bir anlığına zamanın niçin harekete geçtiğini düşünelim. Bu hareket ile Zamanın Sahibi (Sahibu’z-Zaman) lakabı (Hz. Mehdi’nin) arasında bir bağlantı yok mudur?


medyaşafak