"Hamas’ın Gazze’deki Zaferi Tel Aviv’in Caydırıcı Gücünü Yok Etti"

"Hamas’ın Gazze’deki Zaferi Tel Aviv’in Caydırıcı Gücünü Yok Etti"
"Gerçek şu ki, Orta Doğu’da şimdi İsrail’in jeostratejik zafiyetlerini açıkça gösteren yeni bir politik ve askeri denge var. İsrailli siyasi liderler bu acı yeni hakikat için hazırlıksız görünüyorlar. Bunun başlıca tezahürü Filistin direnişinin Siyonist yapının derinliklerine saldırma kapasitesidir, bu yetenek gelecekte daha da artacaktır."

Hamas'ın Gazze'deki zaferi Tel Aviv'in caydırıcı gücünü yok etti

Yusuf Fernandez

Press TV
 


Sözde “Bulut Sütunu” Operasyonu Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları'nın komutanı Ahmed Caberi suikastıyla başladı ve İsrail için dillere destan bir başarısızlık oldu. Sadece politik ve askeri amaçlarını başarmamakla kalmadı, bilakis Hamas, İslami Cihad ve diğer Filistinli direniş organizasyonlarını da güçlendirdi. Bu anlamda, İsrail'in hedefleri, Lübnan'a karşı 2006 yılında yürüttükleri operasyon boyunca dönüştüğü gibi bir illüzyona dönüştü.

Gazze ve Lübnan'da daha evvelki savaşlarda olduğu gibi İsrail, askeri başarısızlığına öfkeli bir tepki olarak her türlü korkakça ve berbat katliamı ve suçu işledi. Bu savaşta İsrailliler hükümete ait ve özel binaları yıktılar ve 14'ü aynı aileden (beşi çocuktu) olmak üzere 161 Filistinliyi öldürdüler. Bütün bu suçlar uluslararası mahkemelerce cezalandırılmalıdır.

Politik bir bakış açısıyla, dünya halkları, şu an Gazze halkının gerçekten ölümüne sebep olan ve on yıllar boyu süren İsrail'in soykırımsal işgaline ve ambargosuna karşılık İsrail saldırılarına direnme hakkına sahip olduğunda gittikçe hemfikir hale geliyorlar.

Askeri bakış açısıyla ve 2008 savaşına benzemeyen bir şekilde, Hamas bütün çatışma boyunca Yahudi yerleşimlerini bombalamayı durdurmadı. Filistinli roketler İsrailli yerleşimcilerin üzerine düşmeye devam etti ve onlar Tel Aviv, Kudüs ve diğer şehirleri ve Siyonist devletin kurulmasından bu yana Filistinli savaşçıların asla ulaşmadığı “yerleşimler”i vurabiliyorlardı.

Dahası, Gazze'deki Filistinliler İran'ın sağladığı uzun menzilli füzeler sayesinde bir İsrail kara harekâtını önleyebiliyorlardı. Direniş, Rus yapımı, birisi tankı delip geçerken diğeri şiddetle patlatan çift başlıklı Kornet anti tank füzelerine de sahip.

İsrail savaş uçakları ve gemileri hedef alınıyordu. Bazı uzmanlara göre, Filistin direnişi omuzdan ateşlenen uçaksavar füzelerine de sahip ki bu, Gazze semalarında Apache helikopterlerinin yokluğunu da açıklayacaktır. Savaş helikopterleri bir kara harekâtı başlatıldığında piyadelere yakın destek sağlamak için gerekecektir.

Filistin roketleri İsrail ekonomisine de darbe vurdu. İş enformasyonu şirketi BDI'ye göre, savaşın İsrail ekonomisine maliyeti bir haftada yaklaşık 1.1 milyar NIS idi (NIS: New Israeli Shekel. Yeni İsrail Şekeli. İsrail'in yeni para birimidir. 1.1 milyar NIS yaklaşık 510 milyon Türk Lirası'na karşılık geliyor. Ç.N.). Bu arada, Federal Ticaret Odası'na göre, güneydeki satışların ve hizmetlerin yüzde sekseni kesiliyordu ve bunun ekonomiye günlük maliyeti 100 milyon NIS idi. Bu tahminlerin hiçbirisi mülklere gelen zararın bilinmeyen maliyetini hesaba katmış değildir.

Bütün cephelerde bozulmayla yüzleşme sebebiyle İsrail saldırıya çabucak son vermek istedi. Bazı kaynaklara göre, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'yı aradı ve ondan Hamas'ı Mısır'ın şartları temelinde ateşkesi kabul etmeye zorlamak üzere Mısır'a baskı yapmasını istedi.

Filistin direnişinin Gazze'deki liderleri en azından, Hamas 2006'da iktidara geldikten sonra İsrail'in Filistin bölgesine dayattığı ambargonun kısmen kaldırılmasını ateşkes anlaşmasının içine bir madde olarak yerleştirmeyi başardılar. Gazze Şeridi'ndeki sınır kapıları da kısa süre sonra açılacaktı. Burada amaç yıllar süren İsrail ambargosunun ardından malların ve insanların Gazze Şeridi'ne girişini daha kolay hale getirmektir.

Bu kuşatma sebebiyle Gazze halkı yeterli besin ve sudan mahrum,  ilaçsız, elektriksiz, kanalizasyon sistemi çalışmaz ve bina inşa edemez halde kaldı. Gazze'deki işsizlik oranı %50'dir ve bunun Gazze'de yaşayan çocuklar üzerindeki psikolojik ve fiziksel etkileri geniş ölçüde belgelendi.  İsrailli insan hakları grubu Gisha tarafından ele geçirilen bir raporda Siyonist hükümet ambargoyu “ekonomik savaş” olarak tanımlıyordu.

Filistin direnişi için en önemli zafer İsrail'in caydırıcılığının yıkılmasıdır ve Filistinli gruplar şimdi İsrail füze saldırılarına karşılık verecek pozisyondadırlar. Hamas ve İslami Cihad'ın askeri gücü ve roket kapasitelerini yükseltmiş olmaları İsraillileri şaşırttı.

İsrail Kanal 10 televizyonu vurulma korkusuyla bir duvarın ardına saklanan eski Savunma Bakanı Amir Pertez'in de dahil olduğu korkmuş Knesset (İsrail Meclisi. Ç.N.) üyelerinin yere yatıp saklanışlarının video haberini yayımladı. Bir diğer video Çevre Koruma Bakanı Gilad Erdan'ı bir Filistin roketi tarafından vurulma korkusuyla Beir Sabae'de bir duvar boyunca kaçarken gösterdi. İsrail ordusunun ordu istihbarat servisinin sansür kurulu AMAN İsrail askerlerinin hedef alındığına dair herhangi bir bilginin yayımlanmasını yasakladı.

Zaferlerinin neticesinde Hamas ve Filistinli diğer gruplar müzakere edilebilir partnerler oldular ve onlara Orta Doğu'da bir aktör olarak bir rol garanti edildi. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth yazarı Simon Shiffer, Hamas Netanyahu'yu Filistin Yönetimi ve onun Başkanı Mahmud Abbas'ı ihmal ederek kendisiyle müzakerelere oturmaya zorladığı için şu an en etkili Filistinli güç oldu, şeklinde yazdı.

İsrail'le yapılan ateşkesin etkisini gösterdiği günün ardından Filistinliler Gazze Şeridi boyunca coşkun zafer kutlamaları yaptılar. Gazze Şeridi'nin her bir direniş grubu askeri başarılarını selamladı ve bunu Filistin'in birliği için yeni bir dönem olarak kabul etti.

Müslüman Dünyada değişim

Gazze'nin Başbakanı İsmail Heniye, Filistin direnişinin zaferini, bir dereceye kadar, Siyonist yapıyı daha da zayıflatan bölgedeki değişime bağladı.  Heniye, “İsrail bu savaşı değişim içindeki bir bölgede tertipledi. Mısır değişti ve bütün Müslüman dünya değişti”, dedi.

İran desteği Filistinli savaşçılar için zaferlerinde kesin bir belirleyici oldu. Bu bağlamda, Hamas ve İslami Cihad onlara silah ve teknoloji sağladığı için İran'a teşekkür etti. Minnettarlık açıklamaları kadar Tahran'dan gelen açıklamalar da İran ve Filistin arasındaki ittifakın canlı ve iyi halde olduğuna işaret etti.

Bölgenin yeni hükümetleri, özellikle Mısır, politik destek ile Hamas'ın İsrail'e meydan okumasına imkân sağladı. Krizler ateşkesi sonuca bağlayan Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi önemli bir bölgesel devlet adamı rolüne sevk etti. İktidardaki Özgürlük ve Adalet Partisi'nin başkanı Saad el Katatni ve Mısır parlamentosunun diğer önemli vekilleri bölge halkıyla dayanışmalarını göstermek için savaş boyunca Gazze'yi ziyaret ettiler. Bu yeni Mısır tavrı 2008-2009 savaşında Mısırlı diktatör Hüsnü Mübarek'in uyguladığı açıkça İsrail yanlısı duruşun tamamıyla zıddıydı.

Gerçek şu ki, Orta Doğu'da şimdi İsrail'in jeostratejik zafiyetlerini açıkça gösteren yeni bir politik ve askeri denge var. İsrailli siyasi liderler bu acı yeni hakikat için hazırlıksız görünüyorlar. Bunun başlıca tezahürü Filistin direnişinin Siyonist yapının derinliklerine saldırma kapasitesidir, bu yetenek gelecek yıllarda kesinlikle daha da artacaktır.

Yazar hakkında

Yusuf Fernandez bir gazeteci ve İspanya Müslüman Federasyonu sekreteridir. Radyo Prague için çalışmaya başladı ve İspanyolca ve İngilizce yayım yapan bazı İslami sitelerin editörü oldu. Şu an El Menar sitesinin İspanyolca sayfasının editörüdür. Kendisinin İspanyol gazetelerinde yayımlanan makaleleri de bulunmaktadır.

medyaşafak