“İsrailli Yöneticiler İrrasyonel Siyonist Fanatiklerdir”

“İsrailli Yöneticiler İrrasyonel Siyonist Fanatiklerdir”
"Bahsettiğimiz şirket (Barak'ın) Wayne-Pennsylvania siciline kayıtlı ve nanotermit ve süper nanotermit üretimi alanında uzmanlaşmış bir şirketti ki, ben ve benimle birlikte birçok kişi, New York’taki ikiz kuleleri ve DTM’yi yıkanın bu madde olduğuna inanıyor."
İsrailli Yöneticiler İrrasyonel Siyonist Fanatiklerdir

İslam Devrimi Muhafızları Ordusu (İDMO) komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi, İran’a karşı bir savaşın “er ya da geç olacağını” söylüyor ve saldırının İsrail rejiminin yok olmasıyla sonuçlanacağı yönünde ikazda bulunuyor.

Caferi, Cumartesi günü “Savaş olacak, ama nerede ve ne zaman olacağı kesin değil” dedi. 

İDMO komutanı, İsraillilerin şu anda İran’la karşı karşıya gelmenin tek yolu olarak savaşı gördüklerini, fakat çok aptal oldukları için efendilerinin onları durdurması gerektiğini söyledi.

Caferi, böyle bir işe kalkışmaları haline bunun kendilerine yıkım getireceğini ve maceralarının sonu olacağını vurguladı. 

Press TV, meseleyi daha ayrıntılı tartışmak üzere San Antonio’dan siyasi yorumcu ve programcı Mark Dankof’la bir röportaj yaptı.

Programda ayrıca iki konuğun daha görüşlerine yer verildi: tarihçi ve araştırmacı gazeteci Gary Porter ve siyasal analist Kamel Wazne. 

Aşağıda, röportajın ana hatlarıyla çözümlemesi sunulmaktadır.

Press TV: Tahran yıllardan beri Tel Aviv’den İran’a saldırma yönünde pek çok tehdit işitti. Sizce İsrail neden bu zamana kadar İran’a saldırmadı?

Dankof: Belki Amerikan ordusu bununla ilgili bazı ikincil fikirlere sahip olduğu içindir ve Irak ve Afganistan’da yaşanan felaketler de bir açı teşkil ediyor olabilir. Mesela kısa süre önce General Martin Dempsey, İsrail’in ülkenize yönelik bir saldırısına destek olmak istemediğine işaret eden bazı açıklamalar yaptı.

[ABD’nin İsrail özel temsilcisi] General [Anthony] Zinni, alaycı, fakat çok şey açıklayan bir dille, Afganistan’ı seven, Irak’ı seven, İran’ı da sevsin dedi. Bu, en azından, Amerikan ordusu ve istihbarat topluluğu içinde (İsrail Başbakanı Benyamin) Netanyahu’yu kontrol altında tutmaya çalışan, başkana akıllı davranışlar telkin etmeye çalışan ve Kongre içindeki çok güçlü İsrail lobisini kontrol altında tutmaya çalışan aklı başında birkaç ses olduğu anlamına gelebilir.

Bu, işin bir yüzü olabilir. Emin değilim. 

Press TV: Mr. Dankof, Gareth Porter kısa süre önce, temel olarak Tel Aviv’in Washington’a bel bağlayamayacağını söyledi. Sizce Tel Aviv bir saldırı başlatırsa bu ne denli geçerli olur? Sizce Washington’u zorlarlar mı ve Washington oturup, bizzat işin içine girmeden saldırının gerçekleşmesine izin verebilir mi?

Dankof: Bence Amerikan Kongresi içindeki İsrail lobisinin gücü nedeniyle ve medyamızdaki İsrail lobisinin gücü nedeniyle Amerika sürece müdahil olacaktır. Beni özellikle korkutan şey, İsrail’in Amerika’nın tam desteğiyle İran’a saldırmak için bahane olarak kullanacağı şaşırtma amaçlı bir olayın olması. İran için bir senaryo yazılabilir ve İsrail’in Mossad teşkilatı böyle bir şeye girişebilir, ki bana göre 11 Eylül böyle bir örnekti. Açıkçası, çok çok uzun yıllardır elleri kanlı olan Halkın Mücahitleri Örgütü veya MEK’nin bu hafta ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından terör örgütleri listesinden çıkarılmış olmasına baktığımda böyle bir şey görüyorum.

MEK ve Mossad arasındaki ilişkiye ve Irak’ta, İran’da ve Suriye’de olup biten her şeye baktığımız zaman bana öyle görünüyor ki MEK, ülkenin herhangi bir yerinde veya dünyanın herhangi bir yerinde veya bu ülkede, Amerika Birleşik Devletleri’nde böyle bir şaşırtma amaçlı eylemi gerçekleştirmek için mükemmel bir aday. 

Örneğin New Yorker’dan (Amerikan Pulitzer ödülü sahibi araştırmacı gazeteci) Sy (Seymour Myron) Hersch’in, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın terör örgütleri listesinde olduğu dönemde bile MEK’nin bu ülkede, Nevada’da bulunan bir gizli üste Birleşik Devletler Merkez Komutanlığı’ndan paramiliter eğitim aldığını söylemesi tesadüf değil. 

11 Eylül’ün de şaşırtma amaçlı bir saldırı olup olmadığını kendimize sormamız gerekir, ki ben, söylediğim gibi öyle olduğunu düşünüyorum ve kısa süre önce Fars Haber Ajansı’ndan Kourosh Ziabari’ye de böyle olduğuna ve arkasındaki temel aktörün İsrail olduğuna inandığımı söyledim. 

Amerikan kamuoyunun aniden öfkelenmesini, savaş konusundaki anket rakamlarının bir anda tersine dönmesini ve kamuoyunun, Amerika Birleşik Devletleri’nin çıkarına olmayan şeyin kesinlikle dünyanın da çıkarına olmayacağı düşüncesiyle ahmakça, bu canavarca şeyin içine çekilmesini sağlayacak her türlü şey vardı.

Press TV: Mr. Dankof, Beyrut’taki konuğumuz İran’ın da önemli bir güç olduğunu söyledi. Meseleye askeri perspektiften bakalım; siz İsrail’in, saldırması halinde kendisine karşılık verileceğini dikkate alarak hareket ettiğini düşünüyor musunuz? Bugün Devrim Muhafızları Komutanı Caferi, bu saldırının gerçekleşmesi halinde bunun Siyonist rejimin sonu olacağını söyledi, bunun da dikkate alarak nasıl bir yorum yapabilirsiniz?

Dankof: Evet, bu yorumların yerinde olduğuna düşünüyorum ve Beyrut’tan katılan konuğun söylediklerine açıkçası ben de katılıyorum. Keşke o, Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı için yarışıyor olsaydı, o zaman biz Barack Obama ve Mitt Romney’den kurtulurduk belki bu bay, orada Pat Buchanan ve Ron Paul’le birlikte hareket ederdi çünkü söylediği her şey kesinlikle doğru. 

Amerika Birleşik Devletleri’nin Afganistan’ı da Irak’ı da işgal etmemesi için pek çok rasyonel neden vardı fakat maalesef o günden beri biz bunun bedelini ödemeye devam ediyoruz.

İsrail lobisinin gücüne baktığınız zaman, irrasyonalitenin ve kontrolsüz gücün her türlü aklı başında, rasyonel karar ve politikalara çoğu kez ağır bastığını görüyorsunuz ve Beyrut’tan katılan konuk bunları çok titizlikle ve yerinde bir şekilde ifade etti. Bende buradan hareketle birkaç fikir oluşuyor: 

Öncelikle, İsrail İran’ı bölgesel bir oyuncu olmaktan çıkarmakla ilgilenmiyor, fakat aynı zamanda anlıyor ki, demografik istatistikler bakımından, sadece doğum oranları ve nüfus diferansiyelleri temelinde bile Siyonist topluluk tarih olmaya mahkûm. Pat Buchanan son kitabında bundan söz etti ve bana öyle geliyor ki, meseleyi dikkatli bir noktadan incelediğinizde, İsrail’in Eretz Yisrael vizyonunu izlemesi, yani topraklarını Nil nehrinden Dicle-Fırat nehirlerine kadar genişletmek istemesi gibi korkunç bir senaryo da bulunuyor ki bu, böyle bir şeyi gerçekleştirmesini sağlayacak büyük bir savaş için büyük bir bahane gerektirecektir. 

Bir diğer önemli mesele, şaşırtma amaçlı operasyonlar meselesi. Bana göre örneğin Mart 2001’den kısa süre sonra Ehud Barak’ın İsrail başbakanlığından ayrılması, Amerika Birleşik Devletleri’nde boy göstermesi ve bu ülkede SCP Holdings diye bir şirketin temsilcisi olarak bulunması tesadüf değil.

Bahsettiğimiz şirket Wayne-Pennsylvania siciline kayıtlı ve nanotermit ve süper nanotermit üretimi alanında uzmanlaşmış bir şirketti ki, ben ve benimle birlikte birçok kişi, New York’taki ikiz kuleleri ve DTM’yi yıkanın bu madde olduğuna inanıyor.

Eğer bu gerçekse ve İsrail vatandaşları Micheal Chertoff (Adalet Bakanlığı’nda 11 Eylül’le ilgili Kriminal Daire’de görevli) ve (ABD/İsrail çifte vatandaşlık sahibi ve 11 Eylül Komisyonu Denetçisi) Philip Zelikow’un 11 Eylül’de olanlar bağlamında incelemeyeceği konulardan biriyse, gördüğümüz şey şöyle bir senaryo demektir:  İsrail ve destekçileri, Yeni Amerikan Yüzyılı projesi doğrultusunda Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen şaşırtma amaçlı bir saldırıyla, kasten bir savaş bahanesi yaratmışlar. Tıpkı, gerekirse yüzbinlerce Amerikan askerinin bulunacağı tam ve aleni bir ABD desteğiyle Ortadoğu’da dört başı mamur bir savaş sürdürmek için gerekli atmosferi yaratmak için gerçekleştirilen 1967 tarihli USS Liberty saldırısı gibi.

Beyrut’taki konuğunuzun doğru bir şekilde belirttiği gibi bu, delice bir senaryo, fakat İsrail’daki Likud hükümetinin bazı en radikal unsurlarını karakterize eden Siyonist fanatizmi düşündüğünüzde, bahsettiğimiz kişilerin aklı başında insanlar olduğundan emin değilim.

Hele hele, (San Antonio, Texas’ta bulunan Cornerstone Kilisesi’nin kurucusu ve eski papazı) John Hagee gibi, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan ve Siyonist topluluğu ve yaptığı her şeyi destekleyen Hristiyan Siyonist fanatikler söz konusunda olduğunda, aklı başında insanlardan bahsetmediğimiz kesin.

medyaşafak