"Savaş ve Doğalgaz: İsrail Saldırısı ve Gazze Kıyısındaki Gaz Sahaları"

"Savaş ve Doğalgaz: İsrail Saldırısı ve Gazze Kıyısındaki Gaz Sahaları"
"İsrail Güçleri’nin Gazze Şeridi’ne yönelik [Aralık 2008’deki] askeri işgali, stratejik kıyı gaz sahalarının kontrolü ve sahipliği ile doğrudan ilişkili. Bu bir fetih savaşı. Gazze kıyısında, 2000 yılında keşfedilen büyük gaz rezervleri var."
Savaş ve Doğalgaz: İsrail Saldırısı ve Gazze Kıyısındaki Gaz Sahaları

Michel Chossudovsky

Global Research

8 Ocak 2012

 

İsrail Güçleri’nin Gazze Şeridi’ne yönelik [Aralık 2008’deki] askeri işgali, stratejik kıyı gaz sahalarının kontrolü ve sahipliği ile doğrudan ilişkili.  Bu bir fetih savaşı. Gazze kıyısında, 2000 yılında keşfedilen büyük gaz rezervleri var

British Gas (BG Group) ve onun ortağı, Lübnanlı Sabbah ve Kuri ailelerinin sahibi olduğu, Atina merkezli Consolidated Contractors International Company (CCC) şirketlerine, Kasım 1999 tarihinde Filistin Yönetimi’yle yapılan 25 yıllık bir anlaşmayla, petrol ve doğalgaz işletme hakları verilmişti. Kıyı gaz sahaları için verilen haklar British Gas (yüzde 60); Consolidated Contractors (CCC) (yüzde 30); ve Filistin Yönetimi Yatırım Fonu (yüzde 10) arasında paylaşılmıştı. (Haaretz, 21 Ekim  2007).

Filistin Yönetimi – BG - CCC anlaşması saha geliştirme ve bir gaz boru hattı inşası faaliyetlerini içermektedir (Middle East Economic Digest, 5 Ocak 2001).

BG lisansı, pek çok İsrailli kıyı gaz tesisine bitişik olan Gazze denizinin tamamını kapsamaktadır. Gazze-İsrail kıyı şeridi boyunca uzanan gaz rezervlerinin yüzde 60’ının Filistin’e ait olduğu belirtilmelidir.

BG Group, 2000 yılında iki kuyu açtı: Gazze Denizi-1 ve Gazze Denizi-2. British Gas, rezervlerin 4 milyar dolar değerinde, 1,4 trilyon küp feet gaz içerdiğini tahmin etmektedir. Filistin gaz rezervlerinin daha büyük olması da muhtemeldir.   

Gaz Sahaları Kime Ait?

Gazze’nin gaz sahaları üzerindeki egemenlik meselesi hayati önem taşıyor. Yasal bir bakış açısından söylemek gerekirse, gaz rezervleri Filistin’e aittir.

Yaser Arafat’ın ölümü, Hamas hükümetinin seçilmesi ve Filistin Yönetimi’nin çöküşü, İsrail’in Gazze’nin kıyı gaz rezervleri üzerinde de facto kontrol kurmasını sağladı. British Gas (BG Group) Tel Aviv hükümetiyle anlaşmalar yapıyor. Diğer yandan gaz sahaları üzerinde araştırma ve geliştirme hakları konusunda Hamas hükümeti devre dışı bırakılıyor.

2001 yılında Ariel Şaron’un başbakan seçilmesi büyük bir dönüm noktasıydı. İsrail Yüksek Mahkemesi, kıyı gaz sahaları üzerindeki Filistin egemenliğine meydan okudu. Şaron, kesin bir dille “İsrail hiçbir zaman Filistin’den gaz satın almayacaktır” diyerek üstü kapalı bir şekilde Gazze’nin kıyı gaz rezervlerinin İsrail’e ait olduğu iddiasında bulundu.

2003 yılında Ariel Şaron, British Gas’ın Gazze kıyılarındaki kuyulardan İsrail’e doğalgaz tedarik etmesini sağlayacak olan ilk anlaşmayı veto etti. (The Independent, 19 Ağustos 2003)

Hamas’ın 2006’daki seçim zaferi, Mahmud Abbas’ın vekâlet rejimi altında Batı Şeria’da tecrit olmuş olan Filistin Özerk Yönetimi’nin çöküşünün önünü açtı.

2006’da British Gas, “Mısır’a gaz pompalayacak bir anlaşma imzalamaya yakındı.” (Times, 23 Mayıs 2007). Raporlara göre İngiliz Başbakanı Tony Blair, Mısır’la olan anlaşmanın yönünü değiştirmek üzere, İsrail adına müdahalede bulundu.  

Ertesi yıl, Mayıs 2007 tarihinde İsrail Kabinesi, Başbakan Ehud Olmert’in  “Filistin Yönetimi’nden doğalgaz satın alma” yönündeki önerisini onayladı. Önerilen sözleşme 4 milyar dolar değerindeydi ve 2 milyar dolarlık kârın 1 milyarı Filistinlilere gidecekti.  

Bununla birlikte Tel Aviv’in, gelirleri Filistin’le paylaşmaya niyeti yoktu. İsrail kabinesi, hem Hamas hükümetini hem de Filistin Özerk Yönetimi’ni devre dışı bırakarak BG Group’la anlaşmaya varmak üzere bir pazarlık ekibi kurdu.  “İsrail savunma yetkilileri, Hamas kontrollü hükümete para gitmesi yerine, Filistinlilere mal ve hizmet olarak ödeme yapılmasını istemektedir.” (Aynı yerde, vurgular bize ait)

Temel amaç, 1999 yılında BG Group ile Yaser Arafat’ın başında olduğu Filistin Yönetimi arasında imzalanan sözleşmeyi iptal etmekti.

BG ile yapılması önerilen 1007 anlaşmasıyla, Gazze kıyılarındaki kuyularından çıkarılan olan Filistin gazı, deniz altındaki bir boru hattı üzerinden İsrail’in Aşkelon limanına ulaştırılacak böylelikle İsrail’e doğalgaz satışı üzerindeki kontrol el değiştirecekti.

Anlaşma başarısız oldu. Görüşmeler askıya alındı:

“Mossad Şefi Meir Dagan, güvenlik gerekçesiyle ve sürecin terörü finanse edeceği gerekçesiyle işleme karşı çıktı”. (Knesset üyesi Gilad Erdan’ın Knesset’te konuşması “Başbakan Yardımcısı Ehud Olmert’in Ödemeler Hamas’a Hizmet Edecek Şekilde Filistinlilerden Gaz Satın Alma Niyeti”, 1 Mart 2006, aktaran: Korgeneral (E) Moshe Yaalon, British Gas’ın Gazze’nin Kıyı Sularından Muhtemel Alımı İsrail’in Ulusal Güvenliğini Tehdit Eder Mi? , Kudüs Kamu İşleri Merkezi, Ekim 2007)

İsrail’in niyeti, Filistinlilere işletme payı ödenmesi imkânını engellemekti. Aralık 2007’de The BG Group İsrail’le yapılan görüşmelerden çekildi ve Ocak 2008’de İsrail’deki ofislerini kapattı. (BG web sitesi).

Çizim Tahtası üzerinde İşgal Planı

İsrail askeri kaynaklarının aktardığına göre “Dökme Kurşun Operasyonu” ile Gazze Şeridi’nin işgal edilmesi planı, Haziran 2008 tarihinde hazırlanmıştı.

“Savunma teşkilatı içindeki kaynaklar, Savunma Bakanı Ehud Barak’ın İsrail Savunma Kuvvetleri’ne en az altı ay önce [Haziran’da veya Haziran’dan önce], İsrail’in Hamas’la bir ateşkes anlaşması için görüşmelere başladığı bir sırada operasyon için hazırlık yapma talimatı verdiğini söyledi.” (Barak Ravid,  “Dökme Kurşun” Operasyonu: İsrail Hava Kuvvetleri’nin saldırısı aylar önce planlandı, Haaretz, 27 Aralık 2008) Aynı ay içinde, İsrail yetkilileri Gazze doğal gazını satın almayla ilgili hayati önemde görüşmeler yapmak üzere British Gas’la temas kurdu:

“Hem Maliye Bakanlığı genel müdürü Yarom Ariav hem de Ulusal Altyapı Bakanlığı genel müdürü Hezi Kugler, BG’yi İsrail’in görüşmelerin yeniden başlamasını istediği yönünde bilgilendirmek istiyordu.

Kaynaklar, BG’nin İsrail’in talebine henüz resmi olarak yanıt vermediğini, fakat şirket yöneticilerinin birkaç hafta içinde hükümet yetkilileriyle görüşmek üzere İsrail’e gelebileceğini ekledi.” (Globes online- Israel’s Business Arena, 23 Haziran 2008)

British Gas (BG Group) ile görüşmeleri hızlandırma kararı, kronolojik olarak, Haziran ayında Gazze işgalinin planlanmaya başlamasıyla çakışıyordu. İsrail’in ileri bir planlama aşamasına geçmiş olan işgalin öncesinde BG Group ile anlaşmaya varıp varamama konusunda endişeli olduğu düşünülebilir.

Dahası British Gas ile yapılan bu görüşmeler, çizim tahtası üzerinde bir askeri işgal tasarladığı bilinen Ehud Olmert hükümeti tarafından sürdürülüyordu. Büyük olasılıkla İsrail hükümeti, Gazze Şeridi için yeni bir “savaş sonrası” siyasal-coğrafi düzenleme de tasarlıyordu.

British Gas ve İsrailli yetkililer arasındaki görüşmeler Ekim 2008’de, yani 27 Aralık’taki bombalamaların başlamasından 2-3 ay önce devam ediyordu.

Kasım 2008’de, İsrail Maliye Bakanlığı ve Ulusal Altyapı Bakanlığı, İsrail Elektrik Şirketi’ne (IEC) British Gas’ın Gazze’deki kıyı bayiliğinden doğalgaz satın almak üzere British Gas ile pazarlığa girme talimatı verdi. (Globes, 13 Kasım 2008)

“Maliye Bakanlığı genel müdürü Yarom Ariav ve Ulusal Altyapı Bakanlığı genel müdürü Hezi Kugler kısa süre önce IEC’nin CEO’su Amos Lasker’e yazarak, hükümetin, bu yılın başlarında onayladığı çerçeve öneriyle uyumlu olarak, pazarlıkları ilerletmeye izin verme kararını bildirdi.

Moti Friedman başkanlığındaki IEC Yönetim Kurulu, birkaç hafta önce çerçeve önerinin prensiplerini onayladı. BG Group ile görüşmeler, yönetim kurulunun ihale muafiyetini onaylamasından sonra başlayacak.” (Globes, 13 Kasım 2008)

Gazze ve Enerji Jeopolitiği

Gazze’nin askeri işgali, uluslararası hukuka aykırı olarak gaz sahaları üzerindeki egemenliği İsrail’e aktarmak niyetiyle gerçekleştirilmiştir.

İşgal sonrasında ne bekleyebiliriz?

Filistin’in Doğalgaz rezervleriyle ilgili olarak İsrail’in niyeti nedir?

Yeni bir coğrafi düzenleme, İsrail ve/veya “barış gücü” askerlerinin yerleştirilmesi mi?

İsrail için stratejik bir önem taşıyacak şekilde, Gazze şeridinin tümünün askerileştirilmesi mi?

Filistin’in gaz sahalarına açıkça el konulması ve tek taraflı olarak Gazze’nin deniz sahaları üzerinde İsrail egemenliğinin ilan edilmesi mi?

Eğer bu olursa, Gazze’nin gaz sahaları, yakınlardaki İsrail kıyı tesislerine entegre edilecektir.

Bu muhtelif kıyı tesisleri aynı zamanda İsrail’in, Kızıldeniz üzerindeki bir petrol boru hattı terminali olan Eilat limanından Aşkelon limanına-boru hattı terminaline ve kuzeyde Hayfa’ya kadar uzanan, önerilen bir İsrail-Türkiye boru hattıyla Türkiye’nin Ceyhan limanına kadar uzanması muhtemel olan enerji sevkiyatı koridoruna bağlıdır.

Ceyhan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Hazar ötesi boru hattının son noktasıdır. “Öngörülen şey, BTC boru hattını, İsrail’den geçen ve İsrail’in uç hattı olarak da bilinen Eilat-Aşkelon boru hattına bağlamaktır.” (Bkz: Michel Chossudovsky, Lübnan Savaşı ve Petrol için Savaş, Global Research, 23 Temmuz 2006)

Çev. Selim Sezer

medyasafak.com