Askeri Röntgencilik mi Suriye’nin İşgali mi?

Askeri Röntgencilik mi Suriye’nin İşgali mi?
Kimyasal silah senaryosu, Washington ve Batılı müttefiklerinin uluslararası toplumu Ortadoğu’da başka bir maceraya itmek için en iyi bir bahane olarak görünüyor.

İsmail Selami

 
Press TV
 

Batı, acımasızca ancak son derece muhtemel bir şekilde militanlara kimyasal silah sağlayıp muhaliflerin de bunu Suriyelilere karşı kullanmasıyla Suriye hükümetine yönelik suçlamalar tetiklenecek, böylece ülkeyi işgal etme yönünde uzun süredir üzerinde düşündükleri planları uygulamaya koyabilme imkânı bulacaklar.

Suriye hakkındaki kötü niyetli plan uygulamaya geçiyor, son olarak Fransız askeri yetkililer, dış destekli savaşçılarla ülke içerisinde bir toplantı yaptı ve çatışmalarla ilgili genel gidişatı değerlendirdi.

Fransız gazetesi Le Figaro'da Cuma günü yayınlanan bir habere göre, “onların temel görevi, Şam'daki çatışmaları kimin kontrol ettiğini bilmek”ti.
Batı'nın orkestra şefliğini yaptığı Suriye'yi işgal planı sürüyor ve Suriye'ye karşı birleşik bir askeri operasyon örgütlenerek hız verilmeye çalışılıyor.

Haberden, geçtiğimiz ay yapılan toplantının Fransız hükümetinin bilgisi dâhilinde olduğunu, Fransız hükümetinin ise her bir grubun savaş kapasitesini ve politik renklerini bilmek istediğini öğreniyoruz.
NATO, Türkiye'yi savunma numarasıyla Patriot füzelerini Suriye-Türkiye sınırına konuşlandırmayı kabul ederek işlerin daha da kötüye gitmesine neden olurken Britanya da Suriye rejiminin kimyasal silah kullanması durumunda bunun ‘ciddi sonuçları' hakkında uyarıda bulundu. Suriye'nin bir an evvel işgal edilmesi için gerekli olan meşruiyetin sağlanması amacıyla puzzle'ın parçaları, Suriye'nin düşmanları tarafından titizlikle yerine yerleştiriliyor. Buna göre Suriye, halkına ve muhaliflere karşı kimyasal silah kullanımı üzerinde uzun süredir düşünüyor, bu yüzden savaş Türkiye'ye taşabilir, Türkiye de muhtemel saldırılara karşı kendisini koruyabilir. Öbür taraftan NATO ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısında İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague, ülkesinin Başkan Beşşar Esad'a, Obama yönetiminin taleplerini içeren sert bir mesajı pazartesi günü ilettiğini açıkladı.

“Kimyasal silahlara ilişkin kaygılarımız var” diyen Bay Hague, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz onlar hakkında, ABD ile aynı nedenle, daha fazla ilgili olmaya başladık. Biz, kimyasal silah kullanması durumunda bunun doğuracağı ciddi sonuçlara ilişkin doğrudan, net ve özel mesajımızı Suriye tarafına ilettik.”
Suriye, NATO'nun sınıra Patriot füzesi yerleştirilmesi kararını psikolojik bir savaş olarak gördüğünü belirterek, bu füzelerin yerleştirilmesinin militanlar, (kendi deyimiyle teröristler) karşısında zafer kazanmaktan alıkoymayacağını kaydetti.

Bazı Batılı hükümetlerin, NATO'nun bu kararının askeri müdahale konusundaki isteksizliklerinin bir göstergesi olduğunu iddia etmelerine rağmen aslında bu füzelerin yerleştirilmesi, Batı'nın askeri müdahaleyi hızlandırma yönünde güçlü ve net bir mesaj olarak görülecektir.
NATO'nun sınırda füze konuşlandırmasının, kimyasal silahları gündeme getirmeyi gelecekte yapılacak muhtemel bir askeri müdahaleyi meşrulaştıran bir komplo olarak niteleyen Esad'ın tutumunu değiştirmeyecektir.

El Menar TV'ye yaptığı açıklamada “Türkiye'nin adımı ve ona yönelik NATO desteği, psikolojik bir savaşın başlamasına neden olan provokatif bir harekettir” diyen Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, “Ancak bunun, bizim tutumuzu ve terörizme karşı savaşta kararlı tutumumuzu etkileyeceğini düşünüyorlarsa yanılıyorlar” şeklinde konuştu.

Sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı güçler, açık bir saldırı düzenlemeyi düşünürlerse bunun ciddi sonuçlarını göze almaları gerekir. Bana göre maliyeti yüksek olur. Anlamaları gereken şey, onların bu tür bir aptallık yapmaları durumunda bütün bir bölgeyi ve çevrelerini tehlikeye atmış olacaklarıdır.”
Esad'ın kimyasal silahları kendi halkına hatta militanlara karşı kullanacağı yönündeki iddiaları, Batılı ülkelerin kendi askeri röntgenciliklerinin ve harekât düzenleme arzularını temellendirmek için kullandıkları zayıf bir mazeret ve uyduruk bir iddiadır. Gerçekte Washington'un, Irak'ı işgal etmeden ve havsalayı aşan bir şekilde ülkeyi yıkıma uğratmadan önce kitle imha silahlarını bahane gösterdiği hala hatırlardadır. Maalesef bazı gerçekler sonradan unutulmaktadır. Opinion Research Business adlı bir kuruluşun 12-19 Ağustos 2007'de yaptırdığı bir araştırma, Irak savaşındaki toplam kayıpların 1,033,000 olduğunu gösteriyor. Oranlar 946 binle 1 milyon 120 bin arasında değişmesine rağmen devasa miktardaki insan kaybının hayallerin ötesinde olduğunu gösteriyor. Söz konusu kuruluşa göre, ölenlerin %48'i silahla yaralamadan, %20'si bomba yüklü arabalarla, %9'u, hava bombardımanı, %6'sının kaza sonucu, %6'sının da başka tür patlamalardan kaynaklanmış durumda.
Rusya'nın yeni NATO elçisi Alexander Grushko, ölümcül tehditlerin kol gezdiğini belirterek “Bu sadece bize tehdit değil, bu aynı zamanda NATO'nun bir angajmana girmek üzere olduğunu gösteriyor. NATO'nun Suriye'deki duruma daha fazla angaje olması, bazı sınır olayları ve bir takım provokatif hareketler nedeniyle meydana geliyor” şeklinde konuştu.
Batı'nın acımasızca ancak son derece muhtemel bir şekilde militanlara kimyasal silah sağlayıp muhaliflerin de bunu Suriyelilere karşı kullanmasıyla Suriye hükümetine yönelik suçlamaları tetikleyerek ülkeyi işgal etme yönünde uzun süredir üzerinde düşündükleri planları uygulamaya koyabilirler. ABD ve Batılı hükümetlerin bu olaya ilişkin yaklaşımları üzerinde yoğunlaştığımızda bu düşüncenin daha da güçlendiğini görüyoruz. Özellikle ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Başkan Obama'nın Suriye'nin kimyasal silah kullanması durumunda yapılacak bir askeri müdahaleyi destekleyeceklerini açıkladılar. NATO Genel Sekreteri General Anders Fogh Rasmussen, Salı günü Suriye'nin isyancılara karşı herhangi bir şekilde kimyasal silah kullanımının acil bir karşı askeri müdahaleyi getireceği yönünde uyarıda bulundu.

Acı gerçek, Suriye'ye karşı koalisyonun çoktan kurulmuş olduğu ve İsrail'in de bu ittifakın bir parçası olmasıdır. İbranice yayınlanan bir gazete olan Maariv'e göre, ABD'nin kısa süre içerisinde Suriye'nin kimyasal silah kullanması durumunda bu ülkeye karşı askeri bir müdahalede bulunacağı yönündeki spekülasyonlar giderek arttığı bir dönemde Tel Aviv, bu tür bir operasyona hazırlanıyor.
Kimyasal silah senaryosu, Washington ve Batılı müttefiklerinin uluslararası toplumu Ortadoğu'da başka bir maceraya itmek için en iyi bir bahane olarak görünüyor.

Medyaşafak