"Suudiler ve Bahreynliler 2013’te Monarşileri Devirecek"

"Suudiler ve Bahreynliler 2013’te Monarşileri Devirecek"
Bir siyasal analist Press TV’ye, Suudi Arabistan’ın kalbinin attığı merkezler olan Riyad ve Cidde’de gösterilerin yayılmasının, ABD’nin Suud hanedanının günlerinin sayılı olduğu endişesi yaşamasına neden olduğunu söyledi.

Analist: Suudiler, Bahreynliler, 2013'te monarşileri devirecek

Press TV

Bir siyasal analist Press TV'ye, Suudi Arabistan'ın kalbinin attığı merkezler olan Riyad ve Cidde'de gösterilerin yayılmasının, ABD'nin Suud hanedanının günlerinin sayılı olduğu endişesi yaşamasına neden olduğunu söyledi.

Suudi protestocuların pek çok şehirde, düşünce suçlularının ve çok uzun süredir mahkemeye çıkarılmadan hapishanede tutulan kişilerin derhal serbest bırakılması talebiyle gerçekleştirdiği rejim karşıtı gösterilerin arkasından çeşitli yorumlar yapılıyor.

Press TV, konuyu daha fazla tartışmak üzere, yazar ve Ortadoğu uzmanı Chris Bambery ile bir röportaj yaptı. Aşağıda bu röportajın yaklaşık bir çözümlemesi sunulmaktadır.

Press TV: Bazıları, bir sonraki kralı belirleyen ve verasetten sorumlu olan konsey üzerinde ABD'nin çok fazla etkisi olduğunu söylüyor. Sizce ABD'nin Suudi Arabistan'daki veraset üzerindeki etkisi ne kadardır?

Bambery: ABD'nin Suudi Arabistan'daki durum üzerinde belirgin bir kontrolü olduğunu ve Bahreyn'e müdahale gibi, Bahreyn'e askeri harekât gibi, Suudi Arabistan'ın şu an yaptığı her şeyin Washington'un izniyle olduğunu düşünüyorum. Bu akşam televizyon ekranlarında gördüğümüz bu gösterilerin Washington'da ve Suudi Arabistan'ın diğer temel Batılı müttefiki olan Londra'da dehşetle izlendiği kanaatindeyim zira geçen yıl bu ülkenin sadece doğusunda gösteriler olmuştu.

Şu anda ise merkezde, rejimin kalbinin attığı Riyad ve Cidde'de gösteriler görüyoruz ve bu gösterilerde öne çıkarılan şey insan haklarının ve siyasi tutukluların durumu. Özgürlük yolundaki bu giriş, söylediğiniz gibi ABD ve Birleşik Krallık için çok huzursuz edici.

Biliyorsunuz, bazı rejimleri insan hakları ihlalleriyle suçlama konusunda çok hızlı olanlar Suudi Arabistan hakkında hep sessiz kaldı. Şimdi ise bize Suudi Arabistan'da 30 bin siyasi tutuklu olduğu, pek çok kişinin mahkemeye çıkarılmadan tutuklu bulundurulduğu, işkencenin sistematik olduğu aktarılıyor ve işte bu yüzden, bu temelde yapılan protestolar ve öne çıkarılan vurgular Amerikalılar için rahatsız edicidir, İngilizler için rahatsız edicidir. Veraset zamanında müdahale etmeleri gerektiğini, en azından yeni Suudi kralının insan haklarının durumun konusunda bir şeyler söylemesini veya böyle bir söylem geliştirmesini isteyebilirler.



Press TV: Chris Bambery, birçok insan Bahreyn örneğinde, Batı'nın buradaki rejimi desteklediğini ve bunun da devrimin önemli sonuçlara ulaşmasını engellediğini söylüyor. Suudi Arabistan'da da böyle bir durum olabileceğini düşünüyor musunuz? Suudi Arabistan için birçok kişi tarafından “Batı'nın kukla rejimi” gibi tanımlamalar yapılmıştı. Suudi Arabistan'ın gerçekte Batı desteğine ne kadar bağımlı olduğunu düşünüyorsunuz?

Bambery: Bahreyn ve Suudi Arabistan arasında fark olduğunu düşünüyorum. Bahreyn görece küçük ve kontrol edilebilir bir alandır. Aynı zamanda elbette, ABD Beşinci Filosu'nun karargâhıdır. Amerikalılar ve İngilizler Fars Körfezi'ndeki askeri takviyeyle ilgili stratejik çıkarları var.

Şimdi tüm bölgede işler kontrolden çıkmaya başlıyor. Sadece bir yıl önce, Arap Baharı'nın Arap Yarımadası'na girmeyeceği fikri geniş kabul görüyordu. Şimdi ise Bahreyn'de süregiden durum, Kuveyt'teki durum ve Suudi Arabistan'daki bu gösteriler var.

Amerikalıların ve İngilizlerin, bilhassa da Amerikalıların burada kayda değer bir nüfuzu var bundan rahatsız olmalılar, fakat aynı zamanda ekonomik bakımdan Suud Hanedanı'na ihtiyaçları var. Amerika ve İngiltere ile Suudi Arabistan arasında büyük silah anlaşmaları var, ayrıca da Suudi Arabistan, Arap dünyasında herhangi bir yere müdahale bakımından kilit önemde.

Mübarek'in düşüşünden bu yana Suudi Arabistan, Batı'nın Arap Baharı'nı durdurmada temel aktörü konumunda ve Suudilerin Suriye'ye ve Libya'ya müdahale ettiğini, Mısır'da aktif bir rol oynadığını gördük. Suudi kraliyet ailesinde, Suudi kraliyet iktidarında en küçük bir zayıflama, Washington için çok çok tehlikeli olacaktır ve bu yüzden de bazı ülkeler için izledikleri insan hakları söylemi ile Suudi Arabistan'daki gerçekliğin ifşa olması arasında sıkışmış durumdalar.

Okuduğum bir röportajda İçişleri Bakanı, tutukluların yarısının muhtemelen suçsuz olduğunu söylüyordu. Onları ayıracağız, sorgulayacağız diyordu. Suudi Arabistan'da sorgunun vahşet ve işkence demek olduğunu biliyoruz.

Dolayısıyla ona göre insanların yarısı muhtemelen suçsuz. Sorgulandıktan sonra serbest bırakılacaklar. Bu, şok edici bir beyanat.

Press TV: Chris Bambery, neden uluslararası toplum bu konuda adım atmıyor? Temel olarak Washington'la olan ittifak nedeniyle mi?

Bambery: Her şeyden önce Batı ile Suudi Arabistan arasında petrolden kaynaklı güçlü ekonomik çıkar ilişkileri var. İkinci olarak, stratejik bakımdan birbirlerine çok ama çok yakınlar. Suudi Arabistan, Mübarek'in düşüşü sonrasında bölgedeki temel karşı devrimci güç konumundadır. Ve şimdi Suudi Arabistan'ın söylediğimiz gibi Suriye'ye, Libya'ya müdahaleye ettiğini, Amerikalıları İran'a saldırmaya teşvik ettiğini görüyoruz. Suudi Arabistan monarşisinin İran İslam Cumhuriyeti'nden nefret ettiğini hatırımızda tutmalıyız.

Onlar bölgedeki temel karşı devrimci güç ve söylediğim gibi Suudi rejiminin kalbinin attığı Riyad, Cidde, Medine gibi şehirlerde, Uluslararası Af Örgütü'nün eleştirdiği üzere, rejim tarafından yasaklandıklarının ilan edilmesine rağmen insan hakları temasıyla yapılan bu gösteriler Washington'da tedirginliğe neden olmuş olmalıdır.

Arap Baharı, Arap Yarımadası'nın sınırlarında durmayacak, önemli bir bölümü işsiz olan genç bir nüfusun bulunduğu Suudi Arabistan'a girecektir. Suudi Arabistan'da Arap Baharı için bereketli bir toprak olacaktır.

Bu yüzden evet, 2013 yılının ilginç bir yıl olacağını düşünüyorum. Suudiler Bahreyn'deki gösteri ve protestoları durduramadı, hareketin Kuveyt'e sıçramasını durduramadı ve şimdi kendi ülkelerine de sıçramasını engelleyemiyor. Sanırım Washington'da ve Riyad'da, Suud Hanedanı'nın günlerinin sayılı olduğu yönündeki endişeleri görebilirsiniz.

medyasafak.com