"İsrailli Militanlar, Amerikalı Gangsterler, ABD’nin Temellerini Sarsıyor"

"İsrailli Militanlar, Amerikalı Gangsterler, ABD’nin Temellerini Sarsıyor"
"Amerikan "popüler kültür" haberleri İran’ın yaptırımlar altında mali olarak acı çektiği haberleriyle dolu. Uzun süredir iflas halinde olan, 16 trilyon ABD doları dış borcu olan, İsrail’e nakit akıtan, Amerika’yı kaybedeceği yeni bir savaşa sürüklemek için paralar harcanan bir ülkede yaşıyoruz ve basınımızın bahsedebildiği tek şey İran."

İsrailli militanlar, Amerikalı gangsterler, ABD'nin temellerini sarsıyor

Jim W. Dean


Press TV


Amerikan "popüler kültür" haberleri İran'ın yaptırımlar altında mali olarak acı çektiği haberleriyle dolu. Uzun süredir iflas halinde olan, 16 trilyon ABD doları dış borcu olan, İsrail'e nakit akıtan, Amerika'yı kaybedeceği yeni bir savaşa sürüklemek için paralar harcanan bir ülkede yaşıyoruz ve basınımızın bahsedebildiği tek şey İran.


Dünya çapındaki finansal erimeden bahsetmek yerinde olurdu, fakat bu durumda bile “buna kim sebep oldu?” gibi sorular sorulabilirdi. Kimse bu cevapları istemiyor.

Bu yüzden de, son kez suya dalan ve boğulan adam, kıyıdaki, içme suyu az kalmış adamı parmağıyla gösterip gülüyor ve kendini iyi hissediyor. Düşmanı, “yaptırımları” gerçekten de hissediyor ama, “batan adam” boş zafer anının tadını çıkaracak kadar yaşamayabilir.

Hiç kimse, Terörizmle Savaş'ın nasıl olup da Amerika'ya yönelik bir terör kampanyasına dönüştüğünden bahsetmek istemiyor. Bush'un neo-con'ları Amerika'yı havaya uçurdu, özgürlükler yitirildi, sürekli bir gözetim geldi ve refah içinde yaşayan bir kuşak, kendi Kongremizin, para rahiplerinin yardımıyla çalındı.

Bu tarihin bir sayfası, yakın zamanda Senato'nun, Ulusal Güvenlik Bakanlığı tarafından karşı istihbarat programları olarak gösterilen programlar için harcanan milyarlar hakkındaki acı raporu olacaktır. Bu programın uzun tanıtımları yapıldı, fakat buna dair okuduğum raporlardan hareketle, programın çok büyük eksikleri olduğu anlaşılıyor. İstihbarat paylaşım ve birleştirme merkezi için harcanan milyarlar, buzdağının sadece görünen kısmı. Geçen baharda girişimcinin hilelerine altmış milyarın gittiği kabul edildi.

Terörizmle savaş, bütünüyle, en tehlikeli düşmanlarımız olduğu ortaya çıkan kişileri finanse eden bir gelir kaynağına dönüştü. Bankacılar ve gangsterler Amerika'yı hiçbir bir cihadçının hayatında düşlemediği kadar büyük bir ölçekte terörize etmek için bir dolandırıcılar ekibi kurdu.



Bush, Müslümanların özgürlüğümüz nedeniyle bizden nefret ettiğini ve bunu ortadan kaldırmak istediklerini söylediğinde yalan söylüyordu. Kanıt mı? 11 Eylül sonrasında Dışişleri Bakanlığı, Müslümanların Amerika'ya yönelik tutumlarıyla ilgili dünya çapında büyük bir araştırma yaptırdı. Sonuçlar şaşırtıcıydı. Müslümanların yaklaşık %90'ının Amerikan halkını sevdiği ve çoğunun mümkün olması halinde oraya gitmek istediğini gösteriyordu. Negatif yorumların çoğu ise Amerika'nın Ortadoğu'daki “hükümet politikaları” üzerine odaklanıyordu.

Bush elbette bu çalışmadan haberdardı. Fakat daha da ileriye gitti ve bizim peşimizden gelmek isteyen Müslümanlar hakkında alenen yalan söyleyerek ülkemizi utandırdı. Neden bunu yaptı? Söylediği her şeyi çürüten raporun kayıtlı olduğunu biliyordu. Bush, 11 Eylül'ü büyük adamı oynama ve Saddam'a saldırma amacıyla kullanma konusunda hiçbir şeyin ayağına dolanmasına izin vermeyecekti. Neo-con takımı, yıllardır önleyici vuruşlar yapmak, “potansiyel” düşmanları ortadan kaldırmak konusunda ısrar ediyordu. İsrail istihbaratı tam kadro hazırdı ve Lobi, Kongre üyelerinin aynı doğrultuda hareket etmesini güvence altına aldı.

Donald Rumsfeld'in, tüm paraların Amerikan ordusu için harcandığı ve bunun bir şeyler için kullanılması gerektiği yönündeki açıklamaları kayıtlara geçmiştir. Herhalde bahsettiği, savaş başlatmak gibi bir şeydi. Ve elbette o “ucuza savaş”ın mimarı olan modern bir savaşçıydı. Zafer uzun sürmeyecekti, maliyet öngörülebilirdi. Yerel unsurlarla pazarlık yapmak üzere yeni bir kukla hükümet yerleştirebilirdik.

Bize söyledikleri hemen hemen her şey yalandı. Onlar bize, Irak savaşının maliyetinin sadece birkaç yıllık Irak petrolü gelirleriyle karşılanabileceğini, Disneyland parkları ve MacDonalds'lar inşa edeceğimiz ve bedava konser vermesi için Madonna'yı getireceğimiz için hiçbir gerçek direniş olmayacağını ve böylelikle herkesin Amerika'yı seveceğini söylemişlerdi.

Neo-con güruh, neyle karşılaşacakları konusunda budala haldeydi ve hayal görüyordu. Pentagon'da masaya meşru ikazlar koyan herkes tasfiye edildi. General Shinseki, çok sayıda kişiden ilkiydi. Terör, Pentagon'da başladı. “Ağzını açarsan kovulursun” dönemiydi bu. Subay grubu mesajı aldı ve İsrail çifte vatandaşlığı olanlar ellerinde isim listeleri tutuyordu.

Fakat başka bir şeyi çok iyi biliyorlardı. Savaşı yalnızca savaş ekonomisinden koca bir testi altın götürmek için yürütmeyecek, aynı zamanda bunu, yolsuzluklar ve rüşvet üzerinden kendilerini finanse ederek, gölge istihbarat ve özel kuvvetler için finansman sağlamaya devam etmek için yapacaklardı.

Savaş rüşvetleri sadece bir hızlı başlangıçtı. Aynı zamanda petrolle ve eroin işini devralmakla ilgileniyorlardı. Bazıları, bunu uyuşturucu tacirlerinin ellerine bırakmanın bir ulusal güvenlik riski olduğu düşüncesini geliştirdi.

Dolayısıyla Amerikan hizmetkârları petrol boru hatları için ve Terörizmle Savaş bahanesi için savaşıp ölecekler, bir Amway milyarderinin üvey oğlu ise Amerikalı vergi mükelleflerinden beslenen özel ordu sektörüne getirilecek, fakat sadece ev sahibi takım için olan işlerle uğraşacaktı.

Veterans Today, Taliban kuryelerinin 60 milyar dolarlık eroini Afganistan dışına, şer sandıklarına uçurarak götürmesini fotoğrafladığı için bir ödüle sahip. Alıcılar, kampanya finansmanı sorunlarına son vermek isteyen tüm mevcut ve gelecekteki ulusal liderlerden siyasi ve hukuki korunma satın alabiliyor.

Yüksek Mahkememiz, Citizens United davasında aldığı kararla, yabancı kampanyaların finansmanı için arka kapıyı hayli açık bıraktı. İstihbarat kaynaklarımız ise, uluslararası uyuşturucu tacirlerinin Romney için bağış toplayanlara yalnızca deniz aşırı ulaşmakla kalmayıp, uçakla da geldiğini söylüyorlar.

Harcanan milyarları unuttuğumu düşünüyorsanız, unutmadım. Ev halkı eve döndü, onlar da savaş pastasından küçük bir pay aldı. Finansman kaynakları yeni ulusal güvenliğe aktarıldı ve içeridekilerin yeteneklerinin izin verdiği ölçüde yürütülüp yağmalandı.

Amerikalı politikacılar ve seçmenlerin çoğuna göre, elde edebildikleri sürece harcanmış kaynak diye bir şey yoktur. Eyalet hukukunun uygulanmasına özen göstermek her zaman siyasal önceliktir. Kriz, kamu çalışanları için bile zorunlu erken emeklilik ve işten çıkarmaların başlamasına neden olduğunda ise, bu insanlara özen göstermek size büyük bir kampanya desteği getirir…

Federal ve eyalet istihbaratını koordine eden DHS birleştirme merkezinin milyarları, kanunların uygulanması için bir kumbara olarak kullanıldı. Rapor, personelin yalnızca beş gün eğitim aldığını (çanlar bunun için çalıyordu) ve paranın nasıl harcandığının ortaya çıkarılması için eyaletlerin denetlenmesi gerektiğini anlatıyordu. Açık söylemek gerekirse bunun anlamı, eyaletler için yeni bütçe kısıtlamaları getirilmesidir.

Hepsi de ortada gerçek bir terörizm olmadığını bildikleri için, çok miktarda paranın başka yere yönlendirilmesi gerekiyordu ve bunu yaptılar. Raporlarda aktarıldığına göre yaptıkları şey bir miktar çöp yaratmak oldu ve bazıları o kadar kötüydü ki, müfettişleri şok etti. İncelenen altı yüz örneğin terörizmle herhangi bir ilgisi yoktu.


İlk beş yıl boyunca Federal bir gözetim olmadı. Bu, yanlışlıkla böyle bırakılmamıştı. Bu konuda hâlihazırda epey deneyimi olan kişilerin tasarladığı bir düzenbazlıktı. Yakalanacak hiçbir gerçek terörist olmadığı için, istihbarat birleştirme merkezlerindeki Barney Fife'lar tehdit yaratmaya başladı. Yolsuzluk o kadar derinleşti ki, İftira ve İnkârla Mücadele Birliği ve SPLC gibi kuruluşların, ilan etmek istedikleri yeni para toplama tehditleri hakkında bazı kötü raporlar elde etmek için DHS'ye sızdığı aktarılıyor.
 

İddia edilen askeri tehdit ve yeniden kullanılan Terörizmle Savaş söylemleri arasında hainler halkın vergilerini çalıyor, aileleri borçlandırıyor ve kendi çek akışlarını sürdürmek için insanları “boşluk dolduran” teröristler olarak kullanıyor. İşte yukarıdaki başlığı bunun için kullandım. Bunu yapanlar gerçek teröristlerdir, hem de en kötüleri.


FBI ve DoJ, tüm bunlarda yara almadan çıkmıyor. “Terörist” çalışmaları için bazı istatistikler yaratmak üzere acı operasyonlara başladılar ve bunların çoğunda hazırladıkları tuzakların açığa çıkmasının şokunu yaşadılar. İstihbarat topluluğu, özellikle, reddedilen Hutaree Milisleri davasında utancı yaşadı. Bu tür davaların siyasi bakımdan önemli dönemlerde bir anda haberlerde yer aldığını fark ettik.
Tüm yalanlarından, tüm başarısızlıklarından, yağmalarından ve birlikleri birkaç parça gümüşe satmalarından sonra, komuta yapısına olan güven hayli azalmış durumda. Zira kıvrılacak pozisyonda olan herkes potansiyel bir tehdit olarak görülüyor ve bu şekilde muamele ediliyor.

West Pointli askerlerin yüzde ellisi, beş yıllık sözlerinin arkasından tepkililer. Aileleriyle görüşmeler yaptım. Pek çoğu bütün bu savaşın yağma ve hırsızlık için yapılan bir emperyal faaliyet olduğunu ve Amerika'yı korumakla kesinlikle bir ilgisinin olmadığını gördüler. Savaş maliyetinin çok altında bir maliyete Müslüman dünyada hastaneler ve okullar inşa ederek kendimizi savunarak çok daha iyi bir iş yapmış ve yitirilen tüm canları korumuş, çekilen acıları engellemiş olurduk.

Bitirirken Müslüman dostlarımızdan bir ayrımı hatırlamalarını istiyorum. Elbette burada düşmanlarınız var, tıpkı orada olduğu gibi. Size bu düşmanlarınızın isimlerini bile verebiliriz. Fakat pek çok Amerikalı, hatta görevden dönen askerlerin önemli bir bölümü buna dâhil değil. Kim Amerikalı gangsterler tarafından yönetilmek ister ki?
Biz istemiyoruz. Belki başımızdakilerden, militan İsraillilerden, uyuşturucu tacirlerinden ve pazar yeri bombacılarından kurtulmak için birlikte çabalayabiliriz, böylelikle hepsinden özgürleşmiş oluruz. Bunu yapabilmemiz için Tanrı yardımcımız olsun.

Öfkeli bir Senato raporundan bir parça daha alabilmek için bütün bir gün boyu uğraştık.

Jim Dean, kökeni Amerikan Devrimi'ne kadar giden eski bir asker ailesinden gelmektedir. Babası 2. Dünya Savaşı'nda P-40 ve P-51 Mustang savaş uçağı pilotluğu yapmıştır. Jim'in annesi 2. Dünya Savaşı'nda 16 yaşında dul kalmış, ilk kocası 7 bin ton patlayıcı yüklü cephane gemisi SS Paul Hamilton Cezayir kıyılarında havaya uçtuğunda 580 kişilik mürettebatın tümüyle birlikte hayatını kaybetmiştir. Kısa süre önce Prof. Henry Lewis Gates ile birlikte hazırladığı “Lincoln'e Bakmak” belgeseliyle PBS'de kendisini göstermiş ve Fort Gordon'da Ordu Komutanlığı ve Genelkurmay Okulu'nda dersler vermiştir. Şu sıralar yazıları, ulusal güvenlik, istihbarat, kara propaganda ve psikolojik operasyonlar, kişisel video arşivlerinden de beslenen ordu/istihbarat tarihi ve sürmekte olan savaşlar üzerine yoğunlaşmaktadır. Jim Dean, Veterans Today'in de sorumlu yazı işleri müdürüdür.

medyasafak.com