Mali, ABD-İngiltere-Fransa Şeytan Üçlüsünün Soykırımıyla Mücadele Ediyor

Mali, ABD-İngiltere-Fransa Şeytan Üçlüsünün Soykırımıyla Mücadele Ediyor
Bir analist, ABD-İngiltere-Fransa sömürgeci şeytan üçlüsünün Mali’ye başlattığı saldırının bu Afrika ülkesinin halkına yönelik “soykırım boyutunda katliama” yol açacağını söylüyor.

Analist: Mali, ABD-İngiltere-Fransa şeytan üçlüsünün soykırımıyla mücadele ediyor


Press TV


Bir analist, ABD-İngiltere-Fransa sömürgeci şeytan üçlüsünün Mali'ye başlattığı saldırının bu Afrika ülkesinin halkına yönelik “soykırım boyutunda katliama” yol açacağını söylüyor.


Fransa Cumhurbaşkanı, Cuma günü ülkesinin Mali'deki isyancılarla mücadele etmek üzere askeri müdahale başlattığını açıkladı. Amerika Birleşik Devletleri, Fransa'nın Batı Afrika ülkesindeki askeri kampanyasına lojistik destek vermeye ve istihbarat paylaşımına hazır olduğunu duyurdu. 

Press TV, konuya daha fazla ışık tutmak üzere Londra'da Pan-Afrikan Hareketi'nden Omowale Rupert'le bir röportaj yaptı Press TV'nin haber analiz programında kendisine iki konuk daha eşlik etti: Detroit'teki Pan-Afrikan online dergisinin editörü Abayomi Azakiwi ve Global Research muhabiri Finian Cunningham. Aşağıda röportajın yaklaşık bir çözümlemesi sunulmaktadır. 

Press TV: Sayın Rupert, Fransız Dışişleri Bakanı, askeri müdahalenin “birkaç haftalık bir mesele” olacağını ve kendi deyimiyle, yeni bir Afganistan'a dönüşmeyeceğini söyledi. 

Başkaları ise askeri birliklerin ve savaş uçaklarının kapsamlı seferberliğinin ve gelişmenin jeopolitik perde arkasının başka türlü bir şeyi gösterdiğini söylüyorlar. 

Siz ne düşünüyorsunuz? 

Rupert: Fransa bakımından bu kesinlikle kısa vadeli bir misyon değil, fakat ben Fransa'ya bakmadan önce bir adım geriye bakmak isterim, çünkü burada olan şey, benim şeytan üçlüsü diye adlandırdığım üç emperyalist gücün ortak olarak Afrika'nın bir parçasını, Mali parçasını işgal etmesi. 

Bu üçlünün içinde önde gelen emperyalist ülke, ABD şeytanıdır. Fransa da bu üçlünün parçası; ve aynı şekilde İngiliz hükümeti de bu şeytan üçlüsünün bir diğer parçası.

Şimdi sahada zorlu bir muhalefetle karşılaşacaklarını anlıyorlar ve işte bu yüzden bu kadar çok teçhizat getirdiler. Alana daha da fazla teçhizat getirilmesi tehdidi de bulunuyor. 

Şu aşamada İngiltere'nin Fransız hükümetine, Mali'ye halkın yaşamında büyük yıkıma neden olacak yığınla askeri teçhizat taşımak üzere nakliye uçaklarını verdiğini biliyoruz. 

Press TV: Sayın Rupert, resmi olarak Paris, Londra ve Washington'un Afrikalılar öncülüğündeki bir askeri müdahaleyi arzuladığını biliyoruz. Afrikalı ülkelerin de buraya müdahale etme isteği olduğunu düşünüyor musunuz?

Rupert: Hayır, son iki veya daha fazla senedir çok belirgin bir değişim yaşanıyor. ABD Şeytanı'nın AFRICOM [Afrika Komutanlığı] adını verdiği kapsamlı bir planı var; bu, Afrika'nın işgali ve askeri yoldan yeniden sömürgeleştirilmesi planı. 



Afrika'daki neo-kolonyal liderlik, bugüne kadar AFRICOM'a direndi. ABD Şeytanı, kıtada AFRICOM programını başlatmak üzere Afrika'da bir üs bulamadı.

Bu şeytan üçlüsü Libya'ya saldırı gerçekleştirerek Afrika kıtasının özellikle Kuzey kısmında belli düzeyde kaos yarattı. 

Sahaya asker getirebilecekleri koşullar yarattılar; şimdi Afrikalı neo-kolonyal liderlik postallarının içinde titriyor, korkuyor ve sıradakilerinin kendileri mi olacağını, Libya'da Albay Kaddafi hükümetinin devrildiği biçimde kendilerinin de devrilip devrilmeyeceğini düşünüyor. 

Dolayısıyla içinde bulunduğumuz durumda bu büyük savaş makinası onların ensesinde duruyor. ABD şeytanı şu anda, Afrika'daki 35 farklı mikro ülkede birliklerinin bulunacağını açıkladı. 

Bu, Afrika halkına yönelik bir soykırım saldırısıdır. Henüz Afrika halkını tartışma şansımız bile olmadı.

Press TV: Sayın Rupert, İngiltere Başbakanı David Cameron ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Mali'deki durumun uluslararası güvenliğe gerçek bir tehdit oluşturduğu konusunda ortaklaştı ve bazıları Mali'nin oluşturduğu sözde tehdidin niteliğinin açık bir şekilde ortaya konulması gerektiğini söylüyorlar. 

Bizden Paris, Londra ve Washington'un sözlerini kabul etmemizin beklendiğini, aynı devletlerin Afganistan'da, Irak'ta, Libya'da ve Suriye'de savaşlar yürüttüğünü ve yürütmeye devam ettiklerini söylüyorlar. 

Rupert: Evet, bir kez daha emperyalizmin mantığı son derece basit, emperyalizm ilk önce başka halkların yurdunu işgal eder; işgalin amacı bu halkların yurdundaki kaynakları çalmaktır; sonrasında insanlar doğal olarak direnirler, eğer birileri benim olan bir şeyi çalmaya çalışırsa elbette direnirim; ve insanlar direndikleri zaman emperyalizm, insanları baskı altında tutmak için halka karşı soykırım büyüklüğünde katliamlar gerçekleştirir, arkasından da bütün bunların içindeki şeytanı gizlemek için korkunç yalanlar söyler. Tam şu anda Mali'de izlenen yol tam olarak budur.

Mali halkı, bunu hak edecek hiçbir şey yapmadıkları halde bombaların altında acı çekmeye zorlanıyor. 

[Programdaki] konuklardan biri bunun uzun zamandan beri Mali sınırları içinde veya Mali'nin jeopolitik varlığı içinde gerçekleşme biçimden söz ediyordu. Sözünü ettiği subay Amadou Sanogo, ABD Şeytanı'nın birden fazla üssünde eğitim görmüştü.  . 

ABD'nin Georgiea ve Texas eyaletlerindeki Askeri Akademiler de eğitim görmüştü;  Virginia da eğitim aldığı bir başka yerdi. 

Dolayısıyla şu anda süren şeyin bir ayağı, bizzat kendisi bir darbe sonucunda kurulmuş olan bir hükümetin ayakta kalmasını sağlamak. Emperyalizm, bu darbe nedeniyle müdahale etme ihtiyacı duymamıştı.
 

Birdenbire bu hükümetin ABD Şeytanı tarafından kendi askeri akademilerinde eğitilmiş bir kişi tarafından yönetilen bir hükümete dönüşmesi tehlikesi doğdu; birden bire meşruluğu sorgulanabilir bu hükümeti savunmak için her tür askeri teçhizatı yığma ihtiyacı doğdu.  


Press TV: Sayın Rupert, mümkünse hızlı bir şekilde yanıt vermenizi istiyoruz: sizce Afrikalı güçlerin Mali'ye müdahalesi mi daha yerinde olurdu yoksa müzakereye dayalı bir sürecin işlemesi mi? 

Rupert: Üyesi olduğum Pan Afrikan topluluğu olarak biz, Afrikalı kanının akmasını istemiyoruz. Afrikalılar olarak biz, Afrikalılar arasında birlik istiyoruz, müzakereye dayalı çözümler istiyoruz. Dolayısıyla askeri çözüm arama fikrine karşıyız. 

Mali'deki durum için askeri bir çözüm olamaz. Emperyalistler sahada askeri olarak yenileceklerdir. Evlerine, kırmızı, beyaz ve mavi bayraklara [İngiliz, Amerikan ve Fransız bayrakları] sarılı tabutlar içinde döneceklerdir.

Bunu Angola'da yaptık, Zimbabve'de yaptık, Gine-Bissau'da yaptık ve tüm Afrika kıtasında yaptık. Afrika'da sahada galip gelemezler. 


medyasafak.com