"Suriyedeki Kamplar Hakkında... Haksızlıklar ve Suçlar"

"Suriyedeki Kamplar Hakkında... Haksızlıklar ve Suçlar"
İsrail ve Amerika sponsorluğundaki ''yerel araçlar ve kanallarla'' Suriye'deki Filistin kamplarını pasifleştirmek istiyorlar.Bu kamplar, Nakba'nın esas tanıklarıdır ve dönüş hakkına bağlılığın sembolleridir.

Dr.Fayez Reşid- FHKC 

Yerinden kovma, rehin alma ve daha bir sürü suç... Suriye'deki kamplarda bulunan ailelerimizin bize duyurmak istedikleri bunlar. Yermuk kampında, Han El-Şeyh kampında ve yol üzerinde bulunan Jaramana, Sebine, Nirab'da ve diğer yerlerde. Sadece bir kaç gün önce bir minibüs yolcularıyla birlikte ve bir kaç tane de kargo aracı kaçırıldı, bir caminin imamı ödürüldü ve Han El-Şeyh'de kaçırılan siviller oldu. Suriye kamplarındaki halkımız FKÖ ve bileşenlerinden, Ramallah ve Gazze'deki hükümetlerden yardım istiyor ama cevap veren yok. Suriye'de bulunan Fetih hareketinin, dağıtılmak amacıyla mal alınması için, 120 bin dolar göndermeye karar vermesi dışında somut bir şey yok. Bu yardım da fraksiyonlar arasındaki bazı sorunlar nedeniyle sorumlu komiteye gönderilemedi daha.

Yermuk ve diğer kamplardaki halkımızın ihtiyacını denize benzetirsek gönderilecek meblağın ancak bir damlaya denk geleceğini söyleyebiliriz. Başlangıç olarak tahmini 5 milyon dolar ile yardıma start verilmesi lazım. Filistin mülteci kamplarından göç edenlerin çocukları, kış soğuğunda üzerlerinde kışlık giysileri (evlerinden kaçarken yanlarına alabildikleri ile) olmadan ısınmaya, yağmurda ve çamurda kimseden yardım almadan yaşamaya çalışıyorlar. Filistinli mülteciler çevre ülkelerde (Suriyeliler gibi) hoş karşılanmıyorlar. Bir mülteci ile diğer mülteci arasında ayırım yapmak istemiyoruz ama Suriyeli mülteciler Suriye dışına göç edebiliyor çünkü bazı devletler ve Arap ülkeleri onların bazı işlerini görüyor ve koruyuculuk yapabiliyor ama hiç kimse Filistinli mültecilerin Suriye'de kaldığı kamplara dönüp bakmıyor. Bir kaç komite dışında kimsenin Filistinli mültecilerin yaşayışı ve içine düştüğü durum ile ilgilendiği yok. Komiteler de Filistinli mültecilere yardım edecek paraya sahip değil ve ancak sorunların bir kısmını çözebiliyorlar.

Silahlılar tarafından işgal altında olan Yarmuk kampındaki ailelerimiz, kamptan tamamen göç etmeyi reddediyorlar. Kampa dönmek istiyorlar ve Irak'taki Filistinli mültecilerin başlarına geleni örnek veriyorlar.  Irak'taki Filistinli mülteciler evlerini terkedip çöllerde kumların, soğuğun ve sert rüzgarların ortasında uzun süre yaşadıktan sonra bile hiç bir Arap devleti (ne civardaki ne de diğerleri) onları kabul edip topraklarına almadı. Evlerinden doğrudan tehdid ile ve zorla göç ettirildiler. Ondan sonra aralarından çok katledilen oldu (Sanki, Irak bombalamalarının veya iç savaşının müsebbibi onlarmış gibi). Ölen akrabalarını, çölde geniş alanlara yayılan, bilinmeyen yerlere gömdüler. Kadın ve çocuklar sert koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalıştı. En sonunda ne oldu? Avrupa, Afrika ve Latin Amerika'dan bazı devletler bu insanları, mal bölüşür gibi bölüştürerek ülkelerine kabul ettiler.

Suriye'deki Filistinliler, Libya'daki kardeşlerinin başına gelenleri tekrar yaşıyor. Onlara öfke duyuldu ve Albay Kaddafi onları Mısır-Libya sınırına gönderdi. Bu çölde uzun süre boyunca yaşadılar. Libya'da devrim diye niteledikleri olayların başlaması ile birlikte, ''Bunlar Kaddafi'nin destekçileri'' denildi -Irak'ta da Saddam Hüseyin rejiminin işbilikçileri olmakla suçlanmışlardı- ve  Filistinlilere tekrar öfke duyulmaya başlandı. Filistinli, suçsuzluğunu ispat edinceye dek itham edilir. Suçlamalar, Filistinli nerede olursa ve nereye giderse gitsin arkasından gelir. Ortadoğu'nun bazı özellikleri ''sayesinde'' Oslo'da bile bir evde tüp patlasa aranacak ve suçlanacak ilk kişi Filistinli olacaktır.

Suriye'deki kamplara tekrar dönecek olursak, acil bir şekilde yardım yapmamız gerekiyor. Ramallah ve Gazze hükümetlerinden, Hamas ve Fetih hareketlerinden istenen; kendilerini bu hareketlere bağlı tanıtıp, tekfirci ve köktendinci  gruplarla birlikte Yermuk kampını işgale katılanların gerçek yüzlerini göstermeleridir. Yermuk kampı ahalisi ''silahlılar orada var olduğu sürece geri dönmeyeceğiz'' diyorlar.  Onlar (selefiler), Suriye rejimini devirmek adına savaşmak Müslümana farzdır diyorlar ama Filistin'i, Kudüs'ü ve siyonist işgalcileri unutup 'Suriye rejimini  baş düşmanları ilan ediyorlar. Onlar, birilerinin gündemini  başarıyla yerine getiriyorlar. İslami ülkelerin tümünden, Filistin için değil de ''Şam'da şehadete erebilmek için'' geldiler. Bu savaşta, Filistinliler'e baskılar yapıyorlar. Filistinliler krizin başlangıcından beri olaylarla aralarına mesafe koydular. Taraflara bu konuda saygılı davranıp sorunlu bögelerden göç  eden Suriyelileri kamplarında misafir ettiler.



Ramallah ve Gazze hükümetlerinden istenen; Yermuk kampını işgal eden ve Han El-Şeyh kampını da işgale başlayan silahlıları yönlendiren devletlere, baskı yapmalarıdır. Bu devletlerin, satranç gibi oynadıkları  ve güvenlik ve diğer konularda sorun çıkaran bu taşları hareket ettirmesi gerekiyor. Peki bu iki hükümetin (Gazze ve Ramallah), Suriye'deki Filistin kamplarında olup bitenleri reddeden ve kınayan beyanatları nerede? Bu konuda verilen nadir demeçler var ama kamplarda oynanmak istenen oyunlar çok büyük. Açık ve samimi bir şekilde beyanatar istiyoruz. Silahlıların geri dönmemek koşulu ile o kampları terketmesini isteyen beyanatlar istiyoruz.

Daha önce de söyledik: Suriye'deki Filistin mülteci kamplarında yaşananlar uluslararası oyunlardan bir kısmı. İsrail ve Amerika sponsorluğundaki ''yerel araçlar ve kanallarla'' Suriye'deki Filistin kamplarını pasifleştirmek istiyorlar.Bu kamplar, Nakba'nın esas tanıklarıdır ve dönüş hakkına bağlılığın sembolleridir. Dolayısı ile bu kamplara yönelmelerinin bir amacı da, Filistin davasını tasfiye etmeyi kolaylaştırmak ve Arap devletlerini ''mezhepçi, hizipçi ve etnik'' yapılara bölmek.

Oyunun belirtileri erkenden başlamıştı: UNRWA'nın (Ortadoğu'daki Filistinli mültecilere yardım kuruluşu) ismini değiştirme kararı alması, mali kuşatma ile karşı karşıya kalması ve Amerikan Kongresinin, Dışişleri Bakanlığına ''Filistinli, gerçek mültecilerin sayısının öğrenilmesi ile ilgili çalışma'' teklifi vermesi ilk belirtilerdi. Washington'a göre, ''1948'de Filistin'i terkedenler'' mültecidir ama bu mültecilerin Filistin dışında doğan çocukları veya torunları bu tanıma uygun değildir (tanımdaki Filistinlilerin çoğu vefat etmiştir zaten!)

Oyunlar yeni hamleler ile devam etmekte: Arap ülkelerinden (gelen) Yahudi mülteciler. Ayrıca hayati önem taşıyan kötü iktisadi realitenin yüzünden toplam mesleklerin  %70'e yakınına kısıtlamalar getiriliyor. Böylece ilerde, Batı elçiliklerinin kapıları önlerinde açıldığı zaman göç etmeleri de ''kolay olacaktır''. Daha önce onbinlerce insanın başına geldiği gibi. Nehr El-Berid kampındaki sorunlar yolun başlangıcı idi. Bu yolda devam ederken, Suriye'deki kamplardan ilk olarak Yermuk'ü seçtiler. Sırada daha diğer kamplar var. Filistinlileri değişik Arap devletlerine ve dünyanın değişik bölgelerine yerleştirme oyunları devam edecek. Filistin'i özgürleştirme hareketlerinin ve Ramallah ve Gazze hükümetlerininin hareket etme zamanı geldi. Halkımıza reva görülen haksızlıkları yok etme zamanıdır.

Çev: Hasan Sivri

medyasafak.com