"İran Devrimi Pek Çok Trajedinin Üstesinden Geldi"

"İran Devrimi Pek Çok Trajedinin Üstesinden Geldi"
"İran İslam Cumhuriyeti ise iki temel ilkeyi izlediği için bağımsızdır: onlar salih rehberliği, Velayet-i Fakih’i izledi ve İslam’a olan inançlarına sıkı sıkıya bağlı kaldılar. Bu, onların her tür meydan okumanın üstesinden gelmelerini sağladı. Meydan okumaları fırsata çevirdiler. Sorunları çözüme çevirdiler."

Press TV


Bir din adamı Press TV'ye, İran İslam Devrimi'nin ve 34 yıllık sürekli başarının dünya çapındaki bağımsız ülkeler için bir model işlevi gördüğünü söyledi.


İslam Devrimi'nin geride kalan otuz yılda pek çok trajedinin de üstesinden geldiğini ekledi. 

Aynı sırada, başkent Tahran'da ve pek çok başka şehirde ve kasabada halk, Pazar günü, İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ayetullah Ruhullah Humeyni'ni ideallerine bağlılıklarını tekrar etmek için sokaklara çıktı.

Press TV, Washington'dan Mescidü'l-İslam imamı Abdülâlim Musa ile bir röportaj yaptı. Musa'ya Washington'dan The Hill  gazetesinden Brent Budowsky ve İslamabad'dan stratejik analist Seyyid Tarık Pirzada eşlik etti. Aşağıda bu röportajın yüzeysel bir çözümlemesi sunulmaktadır. 


Press TV: İslam devriminin zaferi dünyada gerçek bir farklılık yarattı mı?

Musa: [Bismillahirrahmanirrahim] Öncelikle, İran İslam Cumhuriyeti halkını 34 yıllık mücadelesi, 34 yıllık samimiyeti ve iyi rehberliği izleyerek geçen 34 yıl nedeniyle tebrik etmek isterim.

34 yıl – ben İslam Cumhuriyeti'nin 3. yıldönümünü kutladığımızı hatırlıyorum. Çok mutluyduk. Savaş, empoze edilen savaş başladığı için bunun 3. yıldönümü olması inanılmazdı. 

Başkanlar ve başbakanlar şehit ediliyordu. Ayetullah Beheşti şehit edilmişti. 7 Tir'de [28 Haziran 1981] bizzat Rehberin kendisi yaralandı. 

İslam Cumhuriyeti ilk üç yılında, benim dünya tarihinde okuduğum hiçbir ülkenin yaşamadığı kadar çok trajediye maruz kaldı. Ve hâlâ ayakta.

İran halkını 34 yıldır örnek teşkil etmesinden, dünyadaki bütün halklara örnek olmasından ve insanlara, “iyi bir rehberliği izleyip inançlarınıza tutunursanız, siz de aynı ilkeyi izleyebilirsiniz” demesinden ötürü tebrik etmek isterim. 

Press TV: Baştaki sorumuza dönecek olursak, İran'da İslam Devrimi'nin zaferinin dünyada bir farklılık yarattığını düşünüyor musunuz?

Musa: Sadece farklılık değil, bu bir paradigma değişimidir. Paradigma, insanların şeyleri yargılamasını ve kategorize etmesini sağlayan bir ölçü çubuğudur. İran İslam Cumhuriyeti bağımsız bir ülke olarak paradigma değişimi sağlamıştır ve buna devam ediyor.


 

Gerçekte, tecrit yaptırımları İran'a yardım etti; sanayisine bakın, bağımsızdır. Bakın, gelişmekte olan dünyada İslam Cumhuriyeti gibi silah endüstrisi olan kim var? Kendi otomobillerini, kendi taşımacılık sistemlerini kullanan kim var?


Dünyanın bütün diğer ülkelerinin bugün Batı'ya borcu var ve hepsi Batı'ya bağımlı.

İran İslam Cumhuriyeti ise iki temel ilkeyi izlediği için bağımsızdır: onlar salih rehberliği, Velayet-i Fakih'i izledi ve İslam'a olan inançlarına sıkı sıkıya bağlı kaldılar.

Bu, onların her tür meydan okumanın üstesinden gelmelerini sağladı. Meydan okumaları fırsata çevirdiler. Sorunları çözüme çevirdiler. 

Sadece ben değil, dünyada seyahat ettiğim her yerde insanlar İran İslam Cumhuriyeti'nin iyi bir örnek olduğunu düşünüyor. Eğer bağımsız olmak istiyorsanız, İran İslam Cumhuriyeti'nin ortaya koyduğu yolu ve disiplini izleyin.



Press TV: Yaptırımların üstüne yaptırımlar gördük – sadece birkaç gün önce ise Joe Biden görüşme önerisinde bulundu. İran'a giderek daha fazla yaptırım uygulandığını görüyoruz. 

Diğer konuğumuz bunun nükleer durumla ilgili olduğunu söyledi, eğer gerçekten öyleyse, Washington İran'ın ilerlemesini mi istemiyor? Temel olarak hâlâ, İran'ın bağımsız ve egemen bir ülke olduğunu kabul edemiyorlar mı? 

Musa: Evet, Amerika'nın bir sorunu var. Birinci olarak, kendi kendisini demokrasi olarak adlandırıyor ama bunda ziyade ikiyüzlü bir rejim. Demokratlar tarafından değil ikiyüzlüler tarafından yönetiliyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nin ağzından bir şey çıkıyor ama, arkamızı döndüğümüzde başka yaptırımlar görüyoruz. 

Bir şeye izleyicilerin dikkatini çekmek isterim; her şeyden önce, Allah'ın kudret eli İran İslam Cumhuriyeti'nin üzerindedir. 

ABD pek çok şekilde İran'ı yıkmaya çalıştı, fakat İran'ın bölgedeki konumunun sağlamlaşmasına yardım etmiş oldular. Size iki örnek vereceğim. 

90'ların sonlarında Afganistan'da 12 İranlı diplomat şehit edilmişti. Mezarı Şerif'te Talibancılar tarafından yapılmıştı bu. İran Taliban'la pazarlığa girmedi ama Amerika Birleşik Devletleri gelip kendi eliyle yarattığı kuklasını yok etti.

Saddam Hüseyin'e, empoze edilen savaşa bakacak olursak, İslam Cumhuriyeti'nin Saddam'ı sindirmesi gerekmedi. ABD gidip İran İslam Cumhuriyeti'nin düşmanını takatten düşürdü ve yok etti.  
ABD'nin çılgın politikaları gerçekten de, İslam Cumhuriyeti'nin bölgedeki istikrarının güçlenmesine yardım etmiş oldu.

medyasafak.com