"Libya: Kaosta İki Yıl"

"Libya: Kaosta İki Yıl"
"Şu anda devam eden halkın öfkesi, yolsuzluklar, yağmalamalar ve başarısızlıklar, yani ilk adımlar, bize her zaman sonuç hakkında bilgi verir. Bu durum da bize, en iyi ihtimalle, Libya'nın federatif olarak bölünmeye doğru gittiğini gösteriyor."

Abdulbari Atvan
 

El-Kuds el-Arabi
 

Libyalıların, Albay Muammer Kaddafi rejimini devirdikleri ayaklanmanın 2. yıldönümünü, bu pazar günü kutlayacaklar ve zaten kutlamaları gerekiyordu. Ama Libyalıların çoğu bölünmüş durumda. Ezici bir çoğunluk, kötü şeyler olabilir diye evde kalmayı tercih ediyor. Bazıları ise sokağa inebiliyor ama yeni rejimin devrilmesi istemiyle.
 

Çoğu kişinin Libya devriminin manevi babası olarak gördüğü, Fransız Yahudi Filozof Henry Levy, bu kutlamalara kesinlikle katılmayacak. Eski diktatör rejimi devirmek için gerçekleştirilen dış müdahaleyi yöneten, NATO askeri liderlerinin yapacağı gibi, Fransa eski cumhurbaşkanı Sarkozy de bu kutlamalardan uzak kalmayı tercih edecek.
 

NATO'nun hava saldırılarına destek vererek -Araplara dış müdahale fikrini empoze etmek için-  ortak olan Arap kanallarından bazıları da bu kutlamalara katılmayacak. Katılırlarsa bile çekinerek ürkekçe yapacaklar bunu.
 

Libya, devrimin yıldönümünde, çevresindeki Arap devletlerinden izole edilmiş askeri bir bölge haline gelmiş durumda. Doğuda Mısır, batıda Tunus ve Cezayir, güneyde Çad ve Nijer ile olan bütün sınırları tamamen kapalı. Güneydeki bütün valilikleri, askeri bölge ilan edilerek kapanmış halde. Havaalanlarındaki uçaklar ise halen park halinde pistlerinde duruyor.
 

Batılı devletler, Bingazi'deki bütün vatandaşlarını geri çeki. Ve çoğu devlet, Amerikan elçisinin ve 3 diplomatın ölümüne neden olan elçilik saldırısı gibi bir saldırı yaşamamak için, elçiliklerini kapattı. Korktukları başka durum ise, güvenliği ellerinde bulunduran cihadçıların, Fransa'nın Mali saldırısına misilleme olarak, saldırılar yapabileceği  düşüncesi.
 

Bir kaç ay önce, demokratik ve şeffaf bir seçimin yapıldığı ve bu seçim sonucunda 200 kişilik bir parlamento  oluşturulduğu doğrudur. Hükümetin başına da Ali Zeydan seçildi. Ama bu parlamento, öfkeli protestocular tarafından bir kaç defa işgal da edildi. En son protestoyu, bir parka kurduğu çadırı kaldırması için baskılar gören bir savaş gazisi yaptı.

...
 

Libya'daki suikastlar, normal şeylerden biri haline gelmiş ve önem arz etmeyen bir hal almış durumda. Sadece Bingazi'de 30'dan fazla güvenlik elemanı ve subay geçen yıl içinde suikasta uğradı. Aralarında emniyet müdürü ve kriminal soruşturmalar başkanı da var.
 

Kasasına her yıl, ihraç ettiği 1 milyon 600 bin varil petrol gelirlerinden, 70 milyar dolar para giren yeni hükümet, bir hastane, üniversite veya okul kuramadı ve 60 bin Libyalı halen Ürdün'de,Tunus'ta ve sağda solda tedavi oluyor.
 

Trablus'tan gelenler, şehir dışındaki yol kenarlarında, kilometrelerce uzunlukta çöp yığınları olduğundan, evlerin önünde çöp dağları oluştuğundan bahsediyorlar. Eski rejimin diktatör liderinin, güzel, yeşil bahçeli karargahı da atık döküm merkezi olmuş. Araçlar geceleri gelip, çürümüş pislikleri bu bahçeye döküyorlarmış.
 

Silahlı militanlar, çoğu kentin mahallerinde kontrolü sağlamış durumda. Mahallerin girişlerine barikatlar kurulmuş, silahlı gençler de bu barikatların yanındalar. Mahallelerin sakinleri ise gün batımından sonra güvenlikleri için evlerine sığınıyor, dışarı çıkmıyorlar.
 

Misrata bağımsız bir kent oldu. Zintan Tugayları, başkentin güneybatısında Nafusa dağlarında devletini kurdu. Sirte ve Beni Velid kentleri ise moloz yığınları içinde harabelere dönmüş durumda. Terk edilmiş Torghae kentinde ise, eski rejimin yanlısı olma iddiası ile suçlanan yerleşimcilerinden siyah tenli ve zenci olanların girişine izin verilmiyor.
 

İngiltere Başbakanı David Cameron, 3 hafta önce Libya'yı ziyaret etti. Hırsızların yaptığı gibi kimseye söylemeden ve ilan etmeden gittiği Trablus kentinde, uzatmadan yalnızca bir kaç saat kalmış. Şimdiki zafer kutlamalarına katılmadığı söyleniyor.
 

İtalya eski başbakanı Silvio Berlüsconi, dostu Kaddafi ile, akşamları çılgın partilere katılan bir şahıstı. Berlüsconi, gösterileri başlatanın ve devrim kıvılcımını yakanın Fransa olduğunu,Fransa'nın uçaklarının Güvenlik Konseyinden onay çıkmadan önce Libya'yı vurduğunu ve Sarkozy'nin ticari ve iktisadi sebepleri ile beraber eski rejimden intikam için askeri müdahale istediğini söylerken, Libya'yı vuran NATO'nun ilk uçakları İtalya'dan havalanmıştı.  


Libya halkının yaşadığı kaos ve yağmalanmış hayatlar, petrolün, anlaşılmış olan batılı devletlere akışını hiç etkilemiyor. Petrol batıya doğru akmaya devam ediyor ve batılı şirketler bunun üzerinden milyarlarca dolar para kazanıyor ve ayrıca British Petrol'ün (BP), Libya'da petrol aramaları için 45 milyar dolarlık yatırım yapacağı bildiriliyor.
 

Biz burada, Kaddafi'nin yozlaşmış eski rejiminin devrilmesinden dolayı üzgün olduğumuzu söylemiyoruz. Rejim karşıtı gazetecilerin çoğunun bu gazeteden olduğunu da hatırlatalım. Arşivimizde, yirmi yıldan beri yazılan, rejime karşı şiddetli muhalif makaleler bulunuyor. Bizim üzgün olduğumuz nokta, devrimden sonraki hükümetin, minimal talepleri bile karşılamada başarısız olması ve esi rejimin yolsuzlukları ve yozlaşmışlığı ile karşılaştırıldığında daha coşmuş bir halde olmasıdır.
 

Eski rejim, halkına, batılı bankalara yatırılmış 200 milyar dolar bıraktı. Yeni yetkili isimler bu paradan onlarca milyarını yağmaladı. Yeni hükümetin ilk maliye bakanı da, bu paranın bir kısmı üzerindeki kilidi açtığı için de pişman olduğunu söyledi. Çünkü bir kapıdan giren para bu sefer bir diğer pencereden kişisel hesaplara geri döndü.
 

Evet... Yeni Libya hükümetinin performansını şimdiden bu şekilde yargılamak belki de erkendir. Fırsat verilmesi de lazımdır. Ama şu anda devam eden halkın öfkesi, yolsuzluklar, yağmalamalar ve başarısızlıklar, yani ilk adımlar, bize her zaman sonuç hakkında bilgi verir. Bu durum da bize,  en iyi ihtimalle, Libya'nın federatif olarak bölünmeye doğru gittiğini gösteriyor.
 

Libya halkının devriminin 2.yılını kutlarım!
 

Çev: Hasan Sivri
 

medyasafak.com