"Papa’nın İstifası Katolikliğin ve Avrupa'nın Krizini Gösteriyor"

"Papa’nın İstifası Katolikliğin ve Avrupa'nın Krizini Gösteriyor"
Ratzinger, 2005’te Papa olduktan sonra, barış için dua etmekten başka Irak hakkında hemen hemen hiçbir şey söylemedi. 16. Benedict Libya ve Suriye savaşlarının önlenebilmesi için etkili olmadığı gibi Obama’nın Afrika’yı katil savaş uçakları için serbest atış bölgesi haline getirme politikasına karşı da ikna edici bir şekilde sesini çıkarmadı.

Papa'nın istifası Katolikliğin ve Avrupa medeniyetinin krizini gösteriyor

Webster G. Tarpley

Press TV


16. Benedict geçen hafta Papalıktan istifa etti. Joseph Ratzinger 2005 yılında, Irak savaşının zirvede olduğu bir zamanda Papa seçilmişti. Papa isimleri genelde sembolik bir mesaj içerir ve onun da 16. Benedict adını seçmesi geniş kesimler tarafından, bu geleneğin bir parçası olarak görülmüştü.

Bir asır önce 15. Benedict, Vatikan diplomatik yapısını 1. Dünya Savaşı'nın bitmesi ve müzakereye dayalı bir barışın oluşturulması için seferber etmiş enerjik ve cesur bir adamdı. Özellikle onu merkezi imparatorlukların sempatizanı olarak gören İngilizler, 15. Benedict'ten nefret ediyordu.

15. Benedict'in ruhundan bir şeyler, Polonyalı Papa Wojtyla'da yaşadı. Panama lideri Noriega 1989'da Panama'daki Vatikan Büyükelçiliği'ne sığındığı zaman Vatikan, ABD'nin onun hemen kendilerine teslim edilmeleri yönündeki büyük baskısına direndi.  2. John Paul, 1991'deki birinci Körfez [Fars Körfezi] savaşına karşı çıktı. Ocak 2003'te 2. John Paul, Irak'a işaret ederek, Vatikan diplomatik teşkilatına savaşın devlet idaresinin bir başka aracı olmadığını ve “en son seçenek” olması gerektiğini söyledi. Mart 2003'te, Bush'un Irak saldırısından iki gün önce 2. John Paul barışı getirecek müzakereler için hiçbir zaman geç olmadığını söylüyordu. Vatikan'ın Washington'daki papalık elçisi Pio Laghi, basına bu savaşın “adaletsiz” ve “yasadışı” olduğunu söyledi. Haziran 2004'te Wojtyla – hastalık ve yaşlılık nedeniyle eli ayağı tutmuyor olmasına rağmen – Bush'un yüzüne karşı, Vatikan'ın Irak savaşına karşı olduğunu söyledi ve bazı iddialara göre onu sert bir şekilde azarladı.

Dolayısıyla 16. Benedict göreve, zımnen, Irak ve Afganistan savaşlarını bitirme ve yeni saldırıları ve istikrarsızlaştırmaları engelleme misyonuyla, anti-emperyalist bir yan sesle geldi. Bu açıdan bakıldığında Alman Papa, çok az şey başardı. Kardinal Ratzinger, Nisan 2003 tarihinde İtalyan Katolik dergisi “30 Gün”e, Papa'nın Irak savaşındaki tutumunu desteklediğini söylemişti – bu rutin bir tutumdu ve pek de sürpriz değildi. Ratzinger, 2005'te Papa olduktan sonra, barış için dua etmekten başka Irak hakkında hemen hemen hiçbir şey söylemedi. 16. Benedict Libya ve Suriye savaşlarının önlenebilmesi için etkili olmadığı gibi Obama'nın Afrika'yı katil savaş uçakları için serbest atış bölgesi haline getirme politikasına karşı da ikna edici bir şekilde sesini çıkarmadı.

11 Eylül sonrasının tüm Papaları, zorunlu olarak, Samuel Huntington tarafından teorize edilen Medeniyetler Savaşı'nı altını oymanın ve önlemenin ahlaki sorumluluğunu taşımaktadır. Buna rağmen Ratzinger 2006'da bir Bizans kaynağından İslam'a karşı iftiralar alıntılayarak uluslararası bir sorun yarattı.  Bu teessüf verici acemilik, ayrıca, Ratzinger'in özenle seçilmiş sözcüsü Peder Lombardi'nin yeteneksizliğini de gösterdi. Eğer İspanyol Navarro-Valls hâlâ görevde olsaydı, hemen hemen kesin bir şekilde, Papa'ya bu gereksiz provokasyonu gidermesini söylerdi.

Temmuz 2011'de Roma'yı ziyaret ettim ve Vatikan Şehri'nin geçmişte hiç olmadığı kadar güçlendirilip güvenlik çemberine alındığına tanık oldum. Vatikan ve İtalyan toprağı arasındaki sınır çizgisine, zincirlerle bağlı bir dizi kısa taş ayaklar dikilmişti. Bernini sıra sütunları bloke edilmişti. Ortaya çıkan genel izlenim, Vatikan'ın korku içinde olduğu ve Papa'nın da kuşatma altında olduğuydu. Ratzinger, ABD, İngilizler ve İsraillilerin kesintisiz İslamofobik korku taktiklerine boyun mu eğmişti? Öyle gibi görünüyor.  

Ortadoğu Hristiyanlarına yardım yok

Çok daha dar olan, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın Hristiyan topluluklarını koruma görevinde bile Ratzinger aczini gösterdi. Roma'ya bağlı olan Irak Keldanilerinin büyük kısmı yok edildi. Libya'daki Hristiyanlar Kaddafi döneminde tam dini özgürlüğe sahiplerdi, ancak şimdi NATO'nun terörist ölüm mangalarının merhametine kalmış durumdalar. Aynısı, Suudi Arabistan ve Katar tarafından finanse edilen bir El Kaide kolunun Batı desteğiyle açıkça iktidar için savaştığı Suriye için de geçerli. Moskova Patriği Kiril, Kasım 2011'deki barış haccı ile kendi dengi Antakya Patriği ve Ortodokslar, Süryaniler, Marunîler ve Melkitlerle örnek bir dayanışma sergiledi, fakat Ratzinger evinde oturdu. Bu durumlardan herhangi birine müdahale Ratzinger'i ABD Dışişleri Bakanlığı ve İsraillilerle ihtilaf durumuna düşürürdü ve cesaretinin onu yüzüstü bırakmasının temel nedeni budur.   

Batı geleneği, İmparator veya Kral'ın Papa'dan ayrı olduğu ve maddi ve ruhani güçler arasındaki çatışmaların sık sık meydana geldiği fikrini savunur. 600 yılı civarlarında Papa Büyük Gregory, Bizans İmparatorluğu'ndan kültürel bağımsızlık iddiasıyla Ortaçağ Kilisesi'nin kurucusu oldu. 1076 yılında Papa 7. Gregory, Kutsal Roma İmparatoru 4. Henry ile olan atama ihtilafında Kilise'nin bağımsızlığını korudu. Bu nedenle Papa olmak isteyen biri, imparatorluğa – bugünün dünyasında Anglo-Amerikan birliğine – karşı durmaya hazır olmalıdır. Ratzinger bu nitelikten yoksundur ve Sezar'a fazla itaat etmiştir.  

16. Benedict, istifasını ilan ederken görevini sürdürmek için gerekli fiziksel güce artık sahip olmadığını açıkladı. Daha sonra yaptığı bir açıklamada, Kilisenin iç bölünmeler, özellikle de üst düzeydeki piskoposlar arasındaki bölünmeler nedeniyle bozulmasından ve çürümesinden yakındı.

Kamuoyunda bilinmemekle birlikte şimdi bildirildiğine göre Benedict'e, (kalp temposunu ayarlayan) pacemaker aleti verilmişti ve pili üç ay önce değiştirildi. Yakın zamanda yaptığı bir Meksika gezisinde, başını yaraladı. Aziz Egidius hareketinin lideri Monsignor Paglia'ya göre, Benedict bazen, uzun süredir bildiği kişileri tanıyamıyor. Beyne giden kan akışı zamanla azalmış olabilir ve bu da zihinsel sorunlara neden olabilir.   

Ancak pek çok anlatım, Benedict'in yaşlılıktan başka özel bir sorununun olmadığını iddia ediyor. 2. John Paul'ün son yıllarında gözle görülür şekilde yaşadığı, buna rağmen görevi bırakmadığı ciddi acılardan hiçbirini çekmiyor olabilir. Bazıları umutsuzluğun, affedilmeyecek tek günah olduğunu savundular.

Geride kalan hafta boyunca dünya basını, en yakın geçmişte yaşanan iki Papa istifası örneğini tartıştı. Bunlardan daha yakın olan örnek, 1415'te – altı yüzyıl önce – Papa 12. Gregory'nin istifasıydı. Daha eski fakat daha ünlü olan örnek ise, Papalığı 1294'te başlayıp biten 5. Celestine'dir. Bu örneklerden biri veya diğeri 16. Benedict örneğiyle bağlantılı mı?   

16. Benedict için iki uzak ayna 

12. Gregory, egemenlik için mücadele eden bazen iki, bazen üç Papa ve karşı papaların olduğu kaotik bir dönem olan, Büyük Batı Schisma'sına (bölünmesine) son verme yönündeki başarılı çabaların parçası olarak istifa etti. Bu Büyük Schisma bugün az bilindiğinden, birkaç kelimeyle izah etmek gerekebilir. 1378-1417 yılları arasındaki büyük bölünmenin temel nedenlerinden biri, Kardinaller Okulu'nun papanın seçime dayalı monarşisine son verme ve bunun yerine kardinallerin kendilerinden oluşan bir oligarşiyi geçirmek istemesiydi (Bugün mesleki dayanışma, demokratikleşme ve reform sloganlarıyla yeniden yaşanan şey bu olabilir). Schisma 1340'larda Kara Ölüm'ün arkasından geldi ve İngiltere ve Fransa arasındaki yıkıcı Yüz Yıl Savaşı'nın zeminine mukabil olarak meydana geldi.  Bu aynı zamanda Ockham'lı William'ın çürütücü nominalizmin Ortaçağ entelektüel sentezini yok ettiği bir dönemdi. Bölünme, Avrupa medeniyetinde genel bir ideolojik krizi ortaya koyuyor, aynı zamanda da feodal monarşinin çöküşünü ve devasa ekonomik altüst oluşları yansıtıyordu.

1378'den yaklaşık 40 yıl sonra, çekişme halinde iki ayrı Papa vardı – biri Roma'da, diğeri Fransa'da, Avignon'daydı ve bu ikincisi, Fransa Kralı'nın 1309'da Papalığı ele geçirip buraya taşımasının sonucuydu. Pisa Konseyi'nin bölünmeyi sonlandırma yönündeki başarısız girişiminden yaklaşık on yıl sonra üç Papa vardı – biri Roma'da, biri Avignon'daydı ve Pisa'da da seçilmiş bir Papa vardı. Constance Konseyi (1414-1418) en sonunda Büyük Batı Schisma'sını, istifa eden Roma Papa'sı 12. Gregory sayesinde çözdü. Konsey, Avignon ve Pisa karşı papalarını da görevden aldı. Nihayet kilise Roma'da, yeni seçilen Papa 5. Martin'in altında yeniden birleşti. 

Papa istifasının ikinci örneği için 1294'e kadar gidip 5. Celestine'in istifasına bakmalıyız. Daha ileride Celestine olacak kişi, dindar bir keşişti – belki kitabi akademik teolog Ratzinger'den çok da farklı değildir. Seçildikten sonra 5. Celestine'in etrafı, onun güçsüzlüğüne ve yetersizlik hissine oynayarak, başka günahkarlardan daha iyi olmadığını söyleyen aç gözlü Caetani veya Gaetani ailesinin üyeleri tarafından sarıldı. Caetani ailesinin gözünü elbette, papalığın zenginliği bürümüştü. Sadece beş ay sonra, 5. Celestine çekildi. Büyük şair Dante, bu istifa eden Papa'yı Cehennem'in girişine, yerilmeyen ama aynı zamanda övülmeyen diğer miskinlerin arasına yerleştirmişti. Dante, Celestine'in “büyük reddiyeyi korkaklık nedeniyle yaptığını” yazıyordu. Burada Ratzinger'in hayati kararına ne kadar yakınız? Her halükarda, Celestine'in istifasının sonuçları felaket olmuştu. Caetani çetesinin lideri Papa 8. Boniface olarak başa geldi ve Dante'nin ölümcül düşmanı oldu. 8. Boniface kilise ofislerini sattı – bu, dini görevlerin satılması olarak bilinir. Boniface, megalomanyası nedeniyle korkunç Fransa Kralı Adil Philip'le fiziksel olarak karşı karşıya gelmekten kaçınamadı ve Kral onu gerçek bir yenilgiye uğrattı. Boniface, muhtemelen beyin kanaması nedeniyle, kısa süre sonra hayatını kaybetti. Bu noktada Fransız Kralı 1309 senesinde papalığı Roma'dan güney Fransa'daki Avignon'a taşıma fırsatı buldu. Bu, papalığın Babil Esareti idi ve daha sonra Batı'nın Büyük Schisma'sına dönüştü. Gördüğümüz gibi Katolik Kilisesi sonraki bir buçuk asır boyunca kaos ve kriz içinde kaldı.

Bu iki örnekten hangisi Ratzinger'in çaresiz davranışına daha çok uyuyor? Uzun bir sorunlar dönemine son verip istikrarı yeniden inşa eden 12. Gregory'nin istifasına mı yoksa bu uzun ve ağırlaşan kriz döneminin başlangıcına işaret eden 5. Celestine'in istifasına mı? Bunu zaman gösterecek, fakat ne yazık ki göstergelerin ağırlığı şimdiden ikinci alternatife işaret ediyor.

Roma Papalık Mahkemesi istifayı Kilise için bir felaket olarak görüyor

Yayınlanan haberlere göre Vatikan içinde büyük bir dehşet yaşanıyor. Vatikan gözlemcisi Massimo Franco, Corriere della Sera gazetesinde kilise bürokrasisinin veya Papalık Mahkemesi'nin üst düzey bir üyesinin şunları söylediğini aktardı: “Şimdi bu yayılmayı durdurmalıyız. 16. Benedict'in istifası bir yaradır: kurumsal, hukuki ve halkla ilişkiler bakımından bir yara. Bu bir felakettir.” Bu yetkili, ruhani liderin bir şef bürokrata inmesiyle, kutsal bir monarşi olarak Papalığın sonundan korkuyor. 



Franco şunları belirtiyor: “Eğer Ratzinger…artık yeterli enerjisinin olmadığını hissettiği için ayrılıyorsa, bu, gelecekte Papalığı istikrarsızlaştırmak isteyecekler tarafından kasten yeniden empoze edilebilecek, tolere edilemez bir yük anlamına gelmektedir… Papalık ofisi… birden bire ‘görelileşmiş', dramatik bir şekilde dünyevi düzeye indirgenmiş halde ortaya çıkıyor. Laiklik, kariyerizm [Papalık Mahkemesi bürokratlarının kariyerizmi] biçiminde, dünya işlerinden uzak duran ve sakınan Papa'yı yenmiş gibi… Eski paradigma çöktü.” 

Ratzinger'in Papalığı sırasında, Vatikan medyanın ve başkalarının devamlı saldırısı altında oldu. Bu yeni değildir. Çatışma ve skandalların gerçek bir temeli olabilir, fakat Büyük Britanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nin yönetici seçkinlerinin düşmanlığının, bunları aşırı derecede büyüttüğüne şüphe yoktur. Özellikle Britanya, 1605'teki Guy Fawkes olayından veya 8. Henry'den bu yana Vatikan'la fiilen savaş halindedir.

Franco, Ratzinger'in istifasını Vatikan'daki bu daimi kriz atmosferi bağlamına yerleştirdi: “İstifaya itilebilecek olan bir Papa artık daha güçsüzdür ve ağır basabilecek bir baskıya maruz kalabilir. Ratzinger'in ani eyleminin, Vatileaks skandalı, Dini Çalışmalar Enstitüsü'ndeki (‘Papa'nın bankası' diye de bilinen IOR) altüst oluş ve Papa'nın kâhyası Paolo Gabriele'nin mahkemesinin sadece bir kısmı olduğu uzun bir devamlı ve ezici basınç dizisinin sonrasında geldiği yönündeki şüpheleri gidermek imkânsızdır.”

Pedofil papazlar da dâhil olmak üzere dünya çapındaki skandallar şüphesiz büyük bir zarara neden oldu. Son örneklerden biri, pedofil papazları ifşadan ve kovuşturmadan sistematik olarak koruduğu ortaya çıkan Los Angeleslı Kardinal Mahony'dir. Washington Post'a göre Mahony, bizzat kendisi hapiste olmadığı için şanslı. Buna rağmen, göründüğü kadarıyla, 15 Mart'ta başlayacak kardinaller meclisine katılmasına izin verilecek ve böylelikle bir sonraki Papa için oy vermeye layık olarak görülecek. Bazı haberlere göre, aralarında Roma Papalık Mahkemesi'nin bazı üyelerinin de olduğu kötü şöhretli çok sayıda gerici Amerikan Katolik psikoposu Mahony'yi kilise içinde her tür hesap verme zorunluluğundan ve yaptırımdan koruyor. Burada, belki de kardinaller meclisi toplantısında daha da büyük bir skandal yaşanması tehlikesi oldukça büyük.

Amerikan piskopos, Vatileaks'in varsayılan kaynağının gizlenmesi için baskı yaptı
 
2010 yılında Wikileaks doküman yığınının dikkatlice, CIA'in vurma listesindeki siyasi liderleri hedeflemek üzere tasarlanması gibi, 2012 yılında gerçekleşene ve Vatileaks denilen skandal da Vatikan'ı istikrarsızlaştırdı. Vatileaks, Roma Papalık Mahkemesi'nin önceden gizli olan ve Papalık Mahkemesi'nin çeşitli fraksiyonları ve klikleri arasındaki kıran kırana bir rekabet ve büyük çaplı rüşvet ve yozlaşma hakkında büyük kanıtlar sunduğu varsayılan bir dizi belgenin İtalya'da ve başka yerlerde gazetelerde yayınlanmasını içeriyordu. Bu belgelerin Ratzinger'i derinden sarstığı söyleniyor, oysa bunun yerine 6. Paul'ün Şeytan'ın kilise içinde aktif olduğu uyarısını hatırlaması gerekirdi. Papa'nın kâhyası (maggiordomo), Paolo Gabriele, bir Vatikan mahkemesi tarafından bu sırları ortaya çıkarmaya ikna edildi.

Gabriele, 1998'den geçen seneye kadar Papalık hanesinde çalışan Amerikan piskopos Milwaukeeli James Harvey'in tavsiyesine dayanarak saklanıyordu. Tek başına bu tavsiye, basit bir hizmet sorumluluğu meselesi olarak Harvey'nin görevden alınmasına neden olmalıydı. Fakat Ratzinger, Harvey'i kardinalliğe yükseltip onu önde gelen Roma bazilikalarından birinin başrahibi yaparak trajik güçsüzlüğünü gösterdi. Şunu da eklemek gerekir ki Ratzinger'in etrafı her zaman için, Roma'ya sadakati şüpheli Amerikalı din adamlarıyla çevriliydi. 

Vatileaks dizisindeki en dehşet verici belgelerden biri, Mordkomplott denilen, sözde sol İtalyan gazetesi Il Fatto Quotidiano tarafından 10 Şubat 2012 tarihinde yayınlanan Papa'yı öldürmeye yönelik varsayılan bir komplo haberiydi. Burada okuduğumuza göre Aralık 2011'de Palermolu Kardinal Paolo Romeo, Çin hükümet yetkililerini 16. Benedict'in 12 ay içinde öleceği yönünde bilgilendirmişti. Çin yetkilileri suikast komplosunun hazırlanmakta olduğuna kani oldu. Belgede ayrıca iddia edildiğine göre Ratzinger, Kardinal Romeo'ya göre, Milanolu Kardinal Scola'yı kendi halefi olarak yetiştirmeye başlamıştı.  

Franco'ya göre Ratzinger “kurumları reforme etmenin imkansızlığının altında, başka bir metaforda ifadesini bulacak şekilde eziliyordu: Vatikan duvarlarının ötesine geçen ve sembolik olarak Avrupa'yı ve tüm Batı dünyasını içine alan bir geri çekilme girişimi. ‘Alman Papa' 16. Benedict'in istifası, derin bir krize girmiş bir kıtanın ve bir medeniyet biçiminin istifası gibi görünüyor…”
Belki Franco, NATO yanlısı medyanın her şeyin suçunu Kardinaller Bertone ve Sodano'dan başlayarak Roma'nın yerleşik ve şeytanlaştırılmış kardinallerine yükleyen büyük itişine katılıyor. Bundan şüphe etmemiz gerekir. 16. Benedict'in en büyük baş ağrılarından biri, Anglo-Amerikan medyasının kesintisiz negatif propaganda saldırısından, Vatileaks hakkındaki Anglo-Amerikan kötü niyetinden ve   Vatikan'ın mali kuruluşlarına karşı piskopos Marcinkus, Michele Sindona, ve Roberto Calvi ile devam eden kesintisiz mali savaşından (içten yıkım ve dışarıdan saldırılar) geldi.  

Massimo Franco, Vatikan içinde “yeni Papa'nın yeniden inşa için, ilk olarak, yıkmak değilse de var olan yapıyı bozmak zorunda olacağı şeklinde yaygın bir his olduğunu” aktarıyor. Böyle bir genel tasfiye anarşist Makhno için uygun olabilir, fakat bu örneğe uygulanması hayli zordur.

Reformcu kılığına girmiş oligarklar kardinaller meclisini tehdit ediyor 

Milano'da yaşayan seçkin bir muhafazakâr Katolik yazar, şu sözleriyle değerli bir perspektif ortaya koydu: “Kilise'nin krizi son derece ciddi ve kardinaller meclisinin bunu skandal bir tarzda açığa çıkarması tehlikesi var: ‘daha fazla meslek dayanışması' isteyen, yani Papa'nın monarşik rolünü yıkarak yerine Kardinaller oligarşisini geçirmek isteyen Kardinaller var (bunlardan bazıları kısa süre önce vefat eden Milanolu Kardinal Carlo Maria Martini ile temsil ediliyordu). Bu, ‘demokratikleşme' olarak sunulacak, fakat oligarşik bir dönüşüm olacaktır: temel olarak, Draghi, Monti, ve van Rompuy gibi figürler üzerinden seçilmemiş oligarşilerin tahakkümünün olduğu Avrupa Birliği'nde olduğu gibi.” Vatikan, Van Rompuy gibi anti-karizmatik bir bürokratik ismin altında hayatta kalabilir mi?  

Milano'lu kaynağımız devam ediyor: “En güven verici hipotez, Ratzinger'in bir sonraki Papa'nın atanmasına kılavuzluk edebilecek şekilde çekildiği. Bu, ya da kardinaller arasında halefiyle ilgili bir ortaklaşma sağladıktan sonra istifa etmiş olması. Sıklıkla bahsedilen bir isim, Ratzinger'in siyasi bakımdan en güçlü bölge olan Milano bölgesinin başpiskoposu olmak üzere Venedik'ten getirdiği Angelo Scola.‘İlerici' (yani oligarşik) isyancıların bunu sakin bir şekilde kabul edip etmeyeceğini görmek için beklememiz gerekiyor. Carlo Maria Martini'nin takipçileri hâlâ güçlü.” – Martini, 2002'de New York Times'a verdiği bir röportajda üstü kapalı bir şekilde kadınların papaz olabilmesinden bahsettiği için ilerici sıfatı kazanan Cizvit Kardinali'ydi.  

Emekli bir papanın içsel sorunları 

Papa'nın istifası dünya çapındaki 1, 2 milyar Katolik'i şok etti. Altı yüz yıldan beri Vatikan'da iki değil, bir Papa görmeye alışkınlar. Aktarıldığına göre Ratzinger önce güney Roma'daki Castel Gandolfo'da bulunan yazlık saraya, ardından da Vatikan bahçelerinin sessiz bir köşesindeki bir manastıra çekilmek isteniyor. Fotoğrafları çekilecek mi? Röportajlar verecek mi? 5. Celestine'in ayrıldıktan sonra utancını gizlemek için yalnızlık aradığı söylenir. Eğer bir sonraki Papa Ratzinger'i Vatikan'a yakın herhangi bir yerde istemediğine karar verirse ne olacak? Eski Papa'ya Bavyera'ya geri dönmesini söylerse ne olacak?  

Diğer yanda da bir istifanın geçerli olup olmayacağına dair teolojik soru var. 2. John Paul'ün eski sekreteri, Polonya'daki Cracow'lu Kardinal Dziwisc, istifanın uygun olmadığını öne sürmüş gibi görünüyor. Bir Roma papazı, çocukların disipline isyan edecek olması nedeniyle bir babanın aile içindeki rolünden istifa edemeyeceği yorumunu yaptı. Başkaları, bir kez Papa olan her zaman Papa'dır argümanını savunuyor. Herhangi bir hoşnutsuzlar veya yıkıcılar grubunun ajitasyonlarının referans noktası olarak Ratzinger figürüne dayanabilecekleri açıktır.

Altı asırdır çok sayıda Papa ölümcül hastalıklara ve şüphesiz umutsuzluğa yakalandı. Görüldüğü kadarıyla Ratzinger'in anlatısı, yozlaşmış kardinallerin çoğunu yakacak cesarete sahip olmadığı için tek alternatifin kendisini yakmak olduğu şeklinde. Bazı yorumcular inananları uyutsa da, bu cesur bir profil değildir. 

Roma Papaları Aziz Peter'in halefleri ve dolayısıyla Mesih'in yeryüzündeki temsilcileri olduklarını iddia ederler, fakat bu iddianın Papa istifalarıyla yan yana var olması kolay değil. Papa ya Kutsal Ruh'un seçimidir ya da işler iyi gitmezse ayrılabilecek veya gönderilebilecek basit bir bürokratik yönetici veya yürütücüdür – tıpkı Dördüncü Cumhuriyet dönemindeki Fransız başbakanları veya bugünün İtalyan başbakanları gibi. 12. Gregory, Büyük Schisma'ya son verme ihtiyacı ile istifasını meşrulaştırabildi. Ratzinger'in motivasyonu ise henüz bütünüyle açık değil.

Çev: Selim Sezer

medyasafak.com