İmad Muğniyenin Gizli Yolculukları...

İmad Muğniyenin Gizli Yolculukları...
12 Şubat 2008 için söylenen çoğu şey gerçekten uzaktır. Mukavemet bu konu hakkında sükut siyaseti uygulamayı tercih etti. Hizbullah'taki yetkililer ise Al-Akhbar'a, suikast hakkında olan biten her şeyi bildiklerini belirttiler.

İbrahim Emin

Al-Akhbar


10 Şubat 2008'de, İmad Muğniye ailesinin evine gitti. Her zamanki, haftada bir gerçekleştirdiği ziyaret. Masada annesinin ve eşi Ümm-ü Mustafa'nın yaptığı öğle yemeği vardı.

Bir önceki gece, İmad Muğniye eşi ile birlikte kimseye haber vermeden eve gelmişti. Uzun süre kapı önünde kapının açılmasını bekledi ama Hacı Fayez ile Ümm-ü İmad'ın (İmad'ın annesi) erkenden yatmış olduğunu fark etti. Ses etmeden geri döndü ve herkesin beklediği gibi diğer gün tekrar geldi.

Bu ziyarette olağanüstü bir şey yoktu. Aile ve çocuklarla ilgili güncel konuşmalar ve sohbetler vardı. Orada bulunanların her seferinde sorduğu gibi bu ziyarette de İmad'a işini sordular. İmad'ın tepkisi şöyleydi: Tebessüm, sessizlik ve başka şeylerden bahsederek konuyu değiştirme.

Hacı İmad'ın yolculukları ve yaptıkları -çok sonradan bile- hiç kimse tarafından bilinmiyordu. Ailesi de bu duruma ve yokluğuna alışmıştı. Bazen, kapıyı sürpriz bir şekilde çalmadan önce uzun seferlere çıkardı. O gece Hacı İmad, tekrar yolculuğa çıkacağıyla ilgili kimseye bilgi vermedi. Bir sonraki gün, İmad'ın annesi ile Mustafa'nın annesi arasında bir konuşma geçti. Ümm-ü Mustafa İmad'ın annesine, Hacı İmad'ın, muhtemelen Suriye'ye yolculuğa çıktığını ve kendisine gecikmeyeceğini söylediğini anlattı. Ardından her şey herkesin alışageldiği gibi devam etti. Ailesi, Hacı İmad'ın daha önce olduğundan daha çok meşgul olduğunu düşünmeye başlamıştı. Hacı İmad da uzun süren yokluğunu telafi etmek için haftalık ziyaretlere zaman ayırıyor ve bu ziyaretlere çok önem veriyordu. Herkes, Mukavemet'in, yeni esaslara göre yeniden şekilleneceği aşamaya girdiğini duymuştu. Hacı İmad'ın ailesinin, şehid oğullarının bu şekillenmedeki rolünün ne olacağına dair bir fikri yoktu.

12 Şubat Salı gecesi, herkes, Şam Kefersuse'den gelen, karanlık patlamanın haberini aldı. Sonraki gün, Hacı İmad'ın annesi, acil bir durumda hastaneye kaldırılan kızını ziyaret için hazırlandı.  Evin yakınlarında, gözleri ağlamaktan şişmiş bir genç ile karşılaştı. Genç, Hacı imad'ın annesine nereye gittiğini sorduktan sonra, ondan, eve geri dönmesini ve onu hastaneye götürmek için, arabayı hazırlayıp getirene kadar beklemesini istedi. Biraz sonra, Hizbullah'tan, Hacı İmad'ın ve ailenin dostu olan iki yetkili geldi.

İmad'ın anne ve babası hiç zaman kaybetmeden neler olup bittiğini sordular. Yetkililerden biri, Hacı İmad'ın bir araba patlamasında yaralandığını  ve şu anda hastanede olduğunu söyledi. Şehidin ebeveynleri bu hikayeyi sevmedi. Ebu İmad sustu ve Hacı İmad'ın bu olayda hayatını kaybetmiş olabileceğini düşündü. Diğer yetkili, anneden direkt gelen soruya cevap verdi:  Evet, İmad Muğniye şehid olmuştu.

İmad'ın annesi, doğduğundan beri hiç olmadığı kadar yüksek bir sesle bağırdı. Hacı Fayez ise, Hacı İmad'ın suikast sonucu şehid olduğunu kabul etmeye başladı. Eşinin yaptığı gibi onu takip ederek içerdeki bir odaya girdi. Anne, şükür duaları ederken ağlamayı kesmeye karar verdi. Kendine ''Dünya benim ağladığımı görürse, İmad'ın katilleri daha çok mutlu olurlar”dedi. Hacı Fayez ise huzurlu bir şekilde oturdu çünkü İmad ona yakışır bir şekilde ayrılmıştı bu dünyadan. Hayatını tam kalbinde geçirdiği bir mücadelede şehid düşmüştü.

Çeyrek yüzyıl boyunca takip edildi. İsrail ve Amerikan istihbaratı İmad Muğniye hakkında bir çok rivayet ve hikaye uydurdu. Bunların büyük bir kısmı İmad Muğniye'ye ulaşmada başarısız
olduklarından dolayı uydurulmuştu. Bu hikayelerden birini tutturabildiklerinde, İsrailliler Mukavemet'e karşı büyük başarı kazandık diye kutladılar. Bu kurgular, onu şehid eden suikasttan sonra da devam etti. 12 Şubat 2008 için söylenen çoğu şey gerçekten uzaktır.

Mukavemet bu konu hakkında sûkut siyaseti uygulamayı tercih etti. Hizbullah'taki yetkililer ise  Al-Akhbar'a, suikast hakkında olan biten her şeyi bildiklerini belirttiler.

Çev: Hasan Sivri

medyasafak.com