"Şam'daki Patlamaların Hedefi Ne?"

"Şam'daki Patlamaların Hedefi Ne?"
FHKC'den bir durum değerlendirmesi...

Rasim Abidet / FHKC
 

Suç çeteleri, terör örgütleri ve her gün cinayet işleyen gruplar... Vahhabi ve tekfirci ideoloji, tarih boyunca Arap milletine acılar yaşatmış komplocular ve hainler, aynı zamanda halkımızın cesedi üzerinden ve servetini kullanarak, coğrafyaya hakim olmak isteyen ve Türk imparatorluğu hayali içinde yüzenler, ılımlı İslamcı siyasetin temsilcileri olan Müslüman Kardeşler, Arap ulusal projesine karşı komplolarda yer alan ve çabucak ortaya çıkan hainler, yukarıda saydığımız suç çetelerinin arkasında duranlar ve destekleyenlerdir. Bu Arap ulusal projesini sonlandırmak ve tasfiye etmek amacıyla, meşru ve gayrimeşru tüm işlere bulaştılar. Tüm Arap ulusunun kaderini elinde bulunduran üç merkezi Arap ülkesini hedef alarak, buradan elde edecekleri çıkarlar, Amerikan, İsrail ve Batılı sömürgecilerin çıkarlarıyla örtüşüyor. Bu ülkelerden biri Irak ki özellikle işgal sonrasından şimdiye kadar sistemli bir şekilde devam eden bozgunculuk, yıkım, tasfiye ve tahrip etme girişimleriyle yüzleşmeye devam ediyor. Ülkeyi mezhepsel gerginlik ile, aşiretler arası kavgalara ve iç savaşa sürüklemek istiyorlar. Ve Suriye... Mini bir dünya savaşına karşı direnen Suriye.  Bölge devletlerinden, yerel mıntıkalardan gelen ve bu mini savaşa katılan çetelere, suçlulara ve teröristlere karşı direniyor. Bu çetelere lojistik, askeri, istihbarati ve maddi destek sunan; Arap, bölgesel ve bölge dışı devletlere karşı direniyor. Suriye'nin devlet olarak, kurumları, yönetimi ve ordusunun yanında, Orta Doğu coğrafyasındaki duruşu da hedef alınıyor. Suriye'deki savaşın kaderi, bölgedeki denklemleri, gelişmeleri ve değişiklikleri etkileyecek bir savaş olmasıdır.
 

Ya sömürgeci Batı'nın, Amerika ve İsrail'in bölgedeki gücü artacak ve Büyük Orta Doğu dedikleri proje gerçekleşme yolunda ileriye adımlar atacak, ya da, Amerika'nın, Batılı sömürgecilerin ve İsrail'in bölgedeki nüfuzları azaltılacak. Bu da bölgedeki denklemlerin değişeceği anlamına gelir ki, direniş eksenini güçlerinin (İran-Suriye-Hizbullah-Filistin ve Arap Mukavemeti Fraksiyonları) yararına olacaktır.
 

Üçüncü ülke ise, dayattıkları anayasa ile halkını bölen, devletin bütün kurumlarına İhvancıları yerleştirmeye ve devletin bütün eklemlerine hegemonyasını kurmaya çalışan Müslüman Kardeşler'in siyaseti ile krizin içine giren Mısır. Dışlayıcı düşünüşü ve tavırları ile, Mısır'ın tarihini ve mücadelesini bir kenara itip kurban eden Müslüman Kardeşler. Din tüccarları ve bedeli ne olursa olsun yönetime gelmek isteyen koltuk sevdalıları.
 

Ve bugün Suriye'yi en kalabalık yerleşim birimlerinde vuran terör, öncelikle, bu suç çetelerinin acımasız ve insanlık dışı olduklarını kanıtlar niteliktedir. Hedefi olmayan ve bazı şüpheli uzantıların kuklalığını yapan, Suriye'yi tüm kurumları , ordusu ve yönetimini yıkarak jeostratejik duruşunu tasfiye etmeye çalışan bu suç çeteleri, birilerinin servis ettiği projeyi hayata geçirmeye çalışan katillerden başka bir şey değillerdir. Suriye'yi; Somali, Libya ve diğer başarısız ülkeler gibi, hiç bir etkisi ve tesiri olmayan, İsrail Siyonizmine ve Batılı sömürgecilere, önümüzdeki yüzyıl boyunca hiç  bir tehlike arz etmeyen bir ülke haline getirmeye çalışıyorlar. Bu patlamalar ve terörizm eylemleri, suç çetelerinin güçlü olduğunu göstermez aksine, sahada başarısız olduklarına dalalet eder. Aynı zamanda bu suç çetelerine her türlü yardımı yapan ve sahada başarı elde etmek için tekfirci insan kaynakları gönderip duran çevredeki Arap ve diğer ülkelerin başarısızlığını da gösterir. Bu başarısızlık; Halep, Şam, Humus, Deraa ve diğer kentlerdeki savaşlarda, zafer kazandık sloganlarını; yalanlarla, aldatmalarla, yanıltmalar ve sahte haberlerle  yaymaya çalışmalarından sonra geldi. Bu yalan iddialar, Suriye Arap ordusunun yanında yanında sahada yer alıp ülkesini, duruşunu ve varlığını korumaya çalışan halkın, bu suç çetelerine karşı kazandıkları zaferlerden sonra geldi. Bu zaferler, bu suç çetelerini böylesine acımasız ve insanlık dışı eylemlere iten etkenler oldu. Bu eylemler ile; bu krizini sonucu olarak gerçekleşen patlamalar ve can kayıplarının, Suriye halkını rejime karşı ''devrime'' iteceğini ve halkın rejimden kopacağını, veya bu tür patlamalar ile, Suriye rejiminin çetelerin talepleri karşısında -krizi çözmek adına gerçekleşebilecek herhangi bir diyalog olasılığında-  pozisyonunu yumuşatacağını ve değiştireceğini düşünüyorlar.
 

Suriye ve halkı, sözlerini açık ve samimi bir şekilde söyledi. Onlar; Suriye'nin birliğini ve bütünlüğünü, onurunu, kararlılığını, ulusal ve Arap duruşunu korumak isteyen bütün taraflarla, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ın sunduğu proje esasındaki müzakereler çerçevesinde konuşmaya hazır olduklarını söylediler.
 

Dolayısı ile, bu tür terör eylemleriyle, Suriye'nin kararlılığını ve ordusunu sahiplenen halkın güvenini  kıramayacaklar. Suriye ordusunun yapması gereken, bu suç çetelerinin kökünü kazımaktır. Orduyu ve kurumlarını yıkan bu savaşı, bedeli ne olursa olsun, hızlı bir şekilde bitirmesi gerekiyor. Suriye'yi yeniden inşa etme, bu suç çetelerinin yıktıklarından ve tahrip ettiklerinden çok daha fazla maliyete yol açacaktır.

Bugün bütün Arap devrimci ve ilericileri, bu anlarda, herhangi bir zamandan çok daha fazla gerekli olacak şekilde, Suriye'nin yanında durmaya davetliler. Suriye direniş güçlerinin kalesini temsil eden ülkedir. Suriye Arap ulusal projesinin bayrağını taşıyan ülkedir. Suriye, duruşunda  kararlı ve ilke ve değerlerine bağlı kalmaya devam eden ve hiç bir mücadelede Arapları terk etmeyen ülkedir.  Bu duruşu ve kararlılığı için büyük bedeller ödedi. Diplomatik, iktisadi ve ticari bütün baskılara, terör gruplarını bu ülkeye taşımalarına ve Amerika'nın, Refik Hariri'yi öldürmekle suçlayıp tehdit etmesine rağmen Suriye, uzun zamandır kararlılığını sürdürüyor.
 

Suriye; Lübnan-Filistin mukavemetini ve İran ile stratejik ilişkilerini destekleyip güçlendirirken, onları kucaklayıp kendi ülkesinde koruyup, hareket ve vücud imkanı sağlarken; aynı zamanda bazı güçlerin siyasi çıkarları ve hayalleri için, duruşunu değiştirip anlaşmalarını dönüştürdüklerini böylece, dürüst olmadıklarını, başlangıçtaki gibi halkın yanında ve mücadelesinde yer almadıklarını kanıtlayan işaretler gördük. Para ve güç sevgisinden dolayı, sadece rengini değil, ilke ve duruşlarını da değiştirdiklerini gördük.
 

Ben Suriye'nin bu krizden zaferle çıkıp kurtulacağını ve daha gururlu ve güçlü duruşa sahip olacağına ve düşmanın, bu suç ve terörü ne kadar kullanırsa kullansın, bu projesi ile birlikte hezimete uğrayacağından eminim. İstenen sadece, azimli ve kararlı bir duruş.
 

Çev: Hasan Sivri
 

medyasafak.com