"Suriye Üzerinden Küresel Savaş"

"Suriye Üzerinden Küresel Savaş"
"Amerika; Tunus, Mısır ve Libya tecrübelerinden, istikrarsız rejimlerin onun için daha tercih edilebilir olduğunu anladı. Ve Suriye, bölgenin ve coğrafyanın tarihinde, stratejik ve siyasi olarak, hiç bir tarafın onu es geçerek hesap yapamayacağı bir ülke. Bu yüzden Suriye'ye karşı savaş devam ediyor."

Semir Kerem

Es-Sefir


Suriye'de devam eden savaş, bir kaç gün içinde 2. yılına girecek. Bu süre, herhangi bir savaşı sonuçlandırmaya yetecek bir süre.

Suriye'ye karşı süren savaş, yakın zamandaki diğerleri gibi iki taraflı bir savaştır: Yok edebilme ve öldürebilme yeteneği olan askeri taraf ve bu yıkımın sonuçlarını aktaran medya. Suriye'de iki yıldır devam eden savaş, medyanın, sahada var olmayanı ve gerçekdışı olanı aktarabilmesindeki olağanüstü becerisini kanıtladı.

Suriye'ye karşı ''propaganda'' savaşı, tüm boyutlarıyla bir dünya savaşıdır. Fakat sahadaki savaş, böyle bir benzetme yapılamayacak yetersiz sonuçlara sahip. Bazen Lübnan'ı ve Türkiye'yi etkileyen durumlar olsa da, Suriye sınırları dahilinde devam eden bir kavgaya sahne oluyor. Suriye'ye karşı yürütülen propaganda savaşı, tüm yöntemleri ve gücüyle devam ediyor. Batı medyasında üretilen propagandalar, bazı kurumlar ile dünyanın -bir kaç ülke hariç- “Suriye devrimi” diye tanımlanan tarafın yanında yer alan ülkelere taşınıyor. Bu durum, 20. yüzyıldaki tüm savaşlarda gördüğümüz yaygın yöntemlerden çıkışı ve 21. yüzyıldaki yeni savaş yöntemlerinde bir başlangıcı temsil ediyor. Suriye'deki savaşta -veya Suriye'ye karşı savaşta- en garip durum, Amerika Birleşik Devletleri'nin liderliğindeki İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın ve bu ülkelere bağlı olan diğer ülkelerin ''devrim'' safında olmasıdır. Bu garip realite, Suriye'de değil Libya'da başladı.

Batı, alışılmışın dışında, devrimin yanında yer alıyor. Bu da devrimin doğasını ve hedeflerini anlamaya yeter. Bununla birlikte, savaş üzerinden iki yıl geçti ve bir zafer elde edemediler. Bu nasıl oluyor? Batı ve ona tabii olan bütün ülkelerin ''devrimin'' yanında rejime karşı saf tutmalarına rağmen iki yıldır devam eden savaşta üstünlük kurulamamasının sebepleri nelerdir? Görünüşe göre Batı, Suriye'nin daha çok tahrip edilmesi için savaşın sürmesini istiyor. Bu tahripkar savaş, paraya sahip olan Arap ülkelerinin askeri ve mali desteği ile de devam ediyor. Katar, Arabistan ve diğerlerinin, Suriye'ye karşı savaşın sürmesi ve sahada var olmayanı göstermeye çalışan medyanın propagandif mücadelesi için, Amerikalıların ve Avrupalıların planlarıyla kasalarını sonuna kadar ''yeni devrimcilere'' açtıklarını hatırlatmakla yetinelim.

Stratejisini, devrimcilerin yanında durmak için değiştiren Amerika, savaşın sürmesini -iki yıl değil de bir kaç yıl daha olsa bile- istiyor. Amerika; Tunus, Mısır ve Libya tecrübelerinden, istikrarsız rejimlerin onun için daha tercih edilebilir olduğunu anladı. Ve Suriye, bölgenin ve coğrafyanın tarihinde, stratejik ve siyasi olarak, hiç bir tarafın onu es geçerek hesap yapamayacağı bir ülke. Bu yüzden Suriye'ye karşı savaş devam ediyor. Arap petrol ülkeleri para ve silah dağıtmaya devam ediyor. Propaganda savaşı sürüyor. Batılı ülkelerin basın yayın organları, yarası durmadan kanayan vatanının yanında duran Suriye halkının sesini kısmaktan vaz geçmiyor.

Öte yandan, birdenbire, İsrail'in Suriye'de olup bitenden çok da uzak duramadığını gördük. Mısır, Tunus ve Libya'da uzak durmayı başardı gibi görünse de, Suriye'de askeri araştırma merkezini savaş uçağı ile vurdu. Başta, Suriye'de olup bitenlere karşı nötr olduğu izlenimini bırakmak istese de bunu başaramadı.

Suriye'ye karşı savaşan Batı  ve Arap petrol ülkeleri; İsrail'in ''Suriye'ye ve rejimine karşı süren savaşa üzüldüğü'' algısı yaratmak istediler. Fakat İsrail'deki ve Amerika'daki Siyonistlerin genel duygu durumu farklıydı. İsrail'e göre, Amerika istese de istemese de, yaratılan algının yalanlanması lazımdı. İsrail'in Suriye toprakları içindeki bir merkeze gerçekleştirdiği bu saldırı ile, Suriye'ye karşı süren askeri-propaganda savaş doruğunda iken, tekrar aynı hamleyi yapabileceğinin işaretini de vermiş oldu.

John Kerry, İsrail'i, ardından bölgedeki bazı Arap ülkelerini de ziyaret edecek. Bu ziyaretler ile birlikte İsrail'in, Arap bölgesinde meydana gelen gelişmelerde rolü mutlaka artacaktır.  Kerry'nin ziyaretleri, Obama'nın bu ülkelerden bazılarına yapacağı ziyaretlere bir hazırlık olacaktır.

Suriye'de olan biteni, daha olgun ve nesnel bir şekilde anlamamıza yardım edecek işaretler var. Suriye'ye karşı süren propaganda savaşından, kanlı savaşa dair gerçekleri anlatan sızmalar başladı. Arap dünyasındaki gerçek devrim dalgaları yükselmeye başladıkça, Suriye'de, Amerika'nın ve İsrail'in manevra gerçekleri keşfetmeye devam edilecek. İlk hangisinin kazanacağı önemli değil: Müslüman Kardeşler yönetimine (Amerika'ya bağlı ve İsrail'e Camp David ile teslim olmuş yönetime) karşı Mısır devrimi, İhvan'ın hegemonyasına (Nahda) karşı Tunus halk hareketi ve Amerika ve Avrupa hegemonyasına karşı Libya'daki hareket.

Arap bölgelerinde hakim olan görüş, Suriye'ye karşı kürsel savaştan sonra pozitif ve güçlü bir pozisyon almaya başladı. Suriye'nin de, küresel komplo savaşı karşısındaki güçlü duruşu bunu destekler niteliktedir. Bu savaşın karşısında, dışarıda Rusya ve Çin varken içeride de Hizbullah ve İran var. Bu kararlılık, realitesini gün be gün kanıtlıyor.

Çev: Hasan Sivri

medyasafak.com