Hugo Chavez: Emperyalizmin Zincirlerini Kırmak

Hugo Chavez: Emperyalizmin Zincirlerini Kırmak
"Öngörülebilir bir şekilde, ölümüne yanıt olarak Wall Street’in sarhoş kapitalistleri, New York borsasında kırılan rekorların verdiği hazla ve şüphesiz beraberinde Venezuela’yı 'ıslah etmek' için kurulan vahşi hayallerle kendinden geçti."

Yuram Abdullah Weiler


Press TV


“Yankee sömürgeciliğinin eski ve ağır zincirleri şimdi yerde, Büyük Bolivarcı Devrim tarafından kırıldılar!” Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hugo Chavez


Dünya, büyük bir acı seli içerisinde, zamanımızın büyük devrimci liderlerinden birinin aramızdan ayrılmasına tanıklık etti. Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hugo Chavez, 5 Mart 2013 günü hayatını kaybetti. 

İnsan haklarına ve demokrasiye değer veren herkes – ki buna Washington rejimi dâhil değildir – onun esin verici liderliğini özleyecek.

Amerika kıtalarındaki ABD hâkimiyetine karşı kendinden emin bir mücadele veren Başkan Chavez, “Fakat hepimizin bilmesi gerektiği üzere, sevgili Anayurdumuza [Venezuela] yönelik emperyal tehdit canlıdır ve gizli haldedir” ikazında bulunmuştu.

Kısa süre sonra, ABD uşaklarının Venezuela hükümetine karşı bir askeri darbe hazırlamaya çalışırken yakalandıkları bir sırada, zamansız ölümüne dair haberler geldi. Başkan Yardımcısı Nicholas Maduro, bir ABD Hava Kuvvetleri ataşesi ve bir diğer büyükelçilik yetkilisinin, hükümeti istikrarsızlaştırmaya yönelik komplo içinde oldukları için sınır dışı edildiklerini duyurdu. Daha önce de ABD Nisan 2002'de bir darbe girişiminde bulunmuş, fakat Başkan Chavez 2 gün içinde görevine geri dönmeyi başarmıştı. 

ABD petrol devlerine karşı dik duran Başkan Chavez, 2007'de Orinoco Belt'teki Exxon Mobil Venezuela ağır petrol rezervlerini millileştirmiş ve takip eden ihtilafta onlara karşı galip gelmişti. Öngörülebilir bir şekilde, ölümüne yanıt olarak Wall Street'in sarhoş kapitalistleri, New York borsasında kırılan rekorların verdiği hazla ve şüphesiz beraberinde Venezuela'yı “ıslah etmek” için kurulan vahşi hayallerle kendinden geçti. Şirket partisinin her iki kanadından ABD'li politikacılar, acı haberleri neşeli bir şekilde kutlayan sağ kanat coşkuya katıldı. Cumhuriyetçilerin tipik iğneleyici sözüne örnek olarak milletvekili Ed Royce (Cum.-CA), “Onun ölümü, Güney Amerika'daki ABD karşıtı solcu liderler ittifakında bir çukur açtı” dedi.           

Kongre üyesi Tom Cotton'un (Cum.-AR) hırçın bir şekilde söylediği şu sözler, kepazeliği nedeniyle bilhassa dikkate değerdir: “Hugo Chavez'in ölümüne dair güzel haberlerden sonra… Venezuela'da özgür, demokratik ve ABD yanlısı bir hükümetin kurulması için Kongre'de çalışmaya başlayacağım.” Yüzünde çok asgari düzeyde saygı ifadesi olan ABD Başkanı Obama ise, “Başkan Hugo Chavez'in hayatını kaybettiği bu zorlu zamanda, Amerika Birleşik Devletleri Venezuela halkına olan desteğini ve Venezuela hükümetiyle yapıcı ilişkiler geliştirme isteğini bir kez daha ifade eder” dedi.

Bir ABD yetkilisi, milletvekili José E. Serrano (Dem.-NY), zehrini kusan ağzı açık ABD'li siyasi akbabalar grubundan uzaklaştı ve vefat eden Venezuela lideri hakkında gerçekten çok saygılı ve içtenlikli konuştu:
“O, ülkesinde hükümetin azınlığı değil, kitleleri güçlendirmek için kullanılması gerektiğine inanıyordu. Demokrasiyi ve temel insan isteklerini ağırbaşlı bir hayat içinde anladı. Ülkedeki ve yarımküredeki mirası, esin verdiği insanlar yoksullar ve ezilenler için daha iyi bir hayat için çabalamaya devam ettiği müddetçe korunacaktır.” 

Kendisinden bir  “tiyatro” lideri, bir “şovmen”, “deli” veya daha da kötü ifadelerle bahseden, kapitalistlerin hâkim olduğu Batı medyasında sürekli küçük düşürülen Başkan Chavez, ülkesinde ilerleme için arkasında somut bir miras bıraktı. Veneuzela'da son on yılda yoksulluk yüzde 20 oranında azaldı, Gini indeksiyle ölçülen gelir eşitsizliği yüzde 2 oranında azaldı, işsizlik oranı yarıya indi, sağlık hizmetleri hayatında hastaneye gitmemiş insanları da içine aldı ve ülke, yurttaşlarına bedava internet sunmada lider olarak tanındı. 

Bunlar Başkan Chavez'in, paralı seçkinlerin çıkarı için değil, halkın çıkarı için gelirinin yüzden 60'ını sosyal programlar için yatırıma yönlendiren bir hükümet yaratan bilgili liderliğinin bir sonucuydu. Cenazede din adamı Jesse Jackson onu methederek, “Hugo açları doyurdu. Yoksulu  ayağa kaldırdı. Onların umutlarını yükseltti. Onların hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı oldu” dedi.

Uyguladığı insani programlar arasında, fiyatlarla oynayan ABD petrol şirketlerinin dayattığı yüksek fiyatları ödeyemeyen yoksul Amerikalılara bedavaya ısıtma yağı vermek de vardı. 2005'te, Bush yönetiminin Katrina kasırgasının kurbanlarına yardım etmekte sönük bir başarısızlık göstermesinin arkasından başlayan ve yaklaşık 400 bin kişiye yardım eden program, emekliler, yaşlılar ve aksi durumda Obama yönetiminin %25'lik bütçe kesintisine gittiği zayıf finansmanlı LIEAP (Düşük Gelirliler için Enerji Desteği Programı) isimli programa bağımlı olacak diğer kişiler için bir can simidi.

2010 sonlarındaki şiddetli yağmurlar 130 binden fazla Venezuelalıyı evsiz bırakınca, Chavez'in buna yanıtı, ihtiyaç sahibi ailelere yedi yıl içinde 2 milyon kişiye ucuz konut birimleri sunmayı amaçlayan Büyük Konut Misyonu isimli bir girişim başlatmak oldu. Yaklaşık 300 bin birimin hâlihazırda inşa edilmekte olduğu program, ABD'nin 2008 mali krizine verdiği yanıtın tam karşısında yer alıyor. Zira bu ikincisi, talancı borç pratikleri ve mortgage destekli bono ve türevleriyle yaptığı etik dışı ticaretle yığınla ev hacze neden olmuş finans kuruluşlarını destekleyecek kurtarma paketleri sunmuştu. 

Kısacası, Obama hırsla, kendisi gibi bankerlere yatırım yaparken, Başkan Chavez bilgelikle, kendisi gibi yurttaşlara yatırım yaptı.
Başkan Chavez'in ekonomi politikalarının bilgeliği, sonuçlarda da görülebilir: gerileyen bir dünya ekonomisine rağmen Venezuela, üst üste 8 çeyreklik dönem boyunca GSYİH artışı yaşadı ve 2012'sin son çeyreğinde yüzde 5,2 gibi gıpta edilecek bir orana ulaştı; asgari ücretler her yıl artarken işsizlik azalmaya devam etti; petrol sektörü yüzde 1,6 oranında büyürken, inşaat, finans, ulaşım, kamu hizmetleri ve iletişim sektörleri, GSYİH'yı aşan oranlarda büyüdü.   

Bu istatistikleri ABD'deki negatif rekorlarla karşılaştırın: ABD'de 2012'nin dördüncü çeyreğinde GSYİH ancak yüzde 0,1 oranında arttı; perakende ticaret ve dayanıklı ürünlerin başını çektiği “durgunluğa” 22 sanayi sektöründen 12'si katkı yaptı ve halk, Ocak 2013'te harcanabilir gelirde yüzde 4'lük azalma yaşadı. ABD ekonomisinin içler acısı durumuyla keskin bir karşıtlık içinde, Wall Street'te kırılan rekorlardan görüldüğü üzere hayli iyi durumda olan ABD finans şirketleri, 2012'nin üçüncü çeyreğinde 68.1 milyar dolarlık kâr artışı yaşadı.

Başkan Chavez arkasında, adil ve şeffaf demokratik seçimler yapılması konusunda diğer ülkeler için gururlu bir şekilde standart oluşturan bir ülke bıraktı. 7 Ekim 2012'de yapılan son başkanlık seçimlerini dünya çapından 245 avukat, seçim yetkilileri, akademisyenler ve seçilmiş milletvekillerinden oluşan bir ekip izledi ve yüzde 80'in üzerinde bir katılım oranı gerçekleşti. “Profesyonelliği ve teknik deneyimi” nedeniyle övgüyle söz edilen Venezuela seçim sistemi, seçmenleri kimlik numaralarıyla uyuşması gereken parmak izlerinden tanımlayan, böylelikle pratikte seçim hilesi olasılığını ortadan kaldıran sofistike oy makineleri kullanıyor. 

ABD fazla keyfi olan silah ruhsatı yasalarında önemli reformlar geçirmeye çalışırken, Başkan Chavez yönetimi altındaki Venezuela 2012 yılında 50 binden fazla ateşli silaha el koydu. Chavez ayrıca, vatandaşların emniyet ve güvenliğini arttırmak için ateşli silahların ve cephaneliklerin ithal edilmesini bir yıllığına yasaklayan “Yaşam Dolu Venezuela” programını kurumsallaştırdı. 2009'da Chavez yönetimi altında örgütlenen Bolivarcı Ulusal Polis, kamu güvenliği, suçun önlenmesi ve topluluk sorumluluğu konusunda öncü rol oynadı. 

Başkan Chavez'in bir diğer seçkin başarısı, yerli halkın haklarının Venezuela anayasasına geçirilmesi oldu. 1999 yılında tadil edilen 119. Maddede şunlar yazılıdır:  

“Devlet, yerli halkların ve toplulukların varlığını, onların sosyal, siyasi ve ekonomik örgütlenmelerini, kültürlerini, pratik ve adetlerini, dillerini ve dinlerini, yaşam alanlarını, ayrıca yaşam biçimlerinin geliştirilmesi ve güvence altına alınması gerekli olan, geçmişte yaşadıkları topraklar üzerindeki orijinal haklarını tanır.”

İlave olarak yerlilerin Venezuela Ulusal Meclisi'nde temsilleri de güvence altındadır; ABD'de ise anayasasının sadece özgür “kişilere”, yani beyazlara tam bireylik tahssi eden 1. Maddesinin 2. Kısmı ile yerliler temsil hakkından yoksun bırakılmıştır.

Başkan Chavez, işçilerin haklarını koruyan kapsamlı iş yasalarının geçmesi için çok çalıştı. 1 Mayıs 2012'de imzalanan yeni yasa, işçilerin haksız olarak işten çıkarılmasını yasaklayan, çıkarılanlara işten çıkarılma nedeni ne olursa olsun kıdem tazminatı ödenmesini zorunlu kılan, ve kanunu ihlal eden işletmelere yaptırımlar uygulamak üzere Emek Bakanlığı'nı güçlendiren hükümler içeriyor.   

İlave olarak, milliyet, cinsel yönelim, sendika üyeliği, sabıka veya herhangi bir sakatlık temelinde ayrımcılık yasaklanıyor. Bunu gaddar “Çalışma Hakkı” kanunlarının işçilerin örgütlenme olanağını ortadan kaldırdığı ve “İradeye Dayalı” istihdam pratiklerinin herhangi bir nedenden ötürü kovulmasına olanak veren ABD'deki iş yasasıyla karşılaştırın. Elbette sınırlamalar var, fakat ihtilaf durumunda kanıtlamanın yasal yükü, ancak çok nadir olarak hukuki temsil olanağı bulabilen işçilerin üzerinde.  

Hugo Chavez vizyon sahibiydi: halkını önemseyen ve küçük bir azınlığın değil, herkesin kazançları paylaşabildiği müreffeh bir toplum amacı güden ender bir liderdi. Başkan Chavez dünyadan ayrıldı, ancak mirası bizimle. Şimdi, emperyalist kapitalizmin baskıcı zincirinin son hakları kırılıncaya kadar mücadele etmek bizlere, onun adil toplum peşindeki soylu düşünü paylaşan ve bunun için mücadele etmek isteyen insanlara düşüyor.

Çev: Selim Sezer

medyasafak.com