"Hamas, İsrail’i Tanımayı mı Düşünüyor?"

"Hamas, İsrail’i Tanımayı mı Düşünüyor?"
Ofislerini Esad’ın Şam’ından Emir El Sani’nin Katar’ına taşıyan Meşal, Gazze’deki diğer Hamas liderleriyle birlikte, Obama yönetiminden “müsamaha” göreceği ve sonuç olarak da uluslararası tanınma kazanacağı anı düşlüyor.

Shlomi Eldar


Almonitor.com


Hem İsrail hem de Filistin Yönetimi Başkan Barack Obama'nın ziyaretine hazırlanıyor, ama anlaşıldığı kadarıyla, Hamas da Amerikan başkanının ziyaretini yakından izliyor. Al-Monitor, hareketin siyasi büro şefi Halid Meşal ve yardımcısı Musa Ebu Merzuk'un, içinde Amerikalı ve uluslararası figürlerin bulunduğu ve Hamas'ı ABD'nin terör örgütleri listesinden çıkaracak bir lobi oluşturmak için aktif bir şekilde çabaladıklarını veya en azından bunu umduklarını öğrendi.


Hareketin Gazze'deki ve dışarıdaki liderlerinden hiçbirisi, Obama'nın ziyaretinin herhangi bir belirgin diplomatik ilerlemeye yol açacağını düşünerek kendini kandırmadı. Ancak öyle görünüyor ki, liderler hareketin uluslararası tanınma kazanacağı daha uzak bir geleceğe bakıyorlar. Karşı karşıya oldukları ilk engel, Hamas'ın ABD tarafından oluşturulan ve iki yılda bir güncellenen terör örgütleri listesinde bulunması. Bu meseleyi ilerletmek için elinden gelen her şeyi yapan aracı, Gazze'yi ziyaret ederek Hamas'ın iktidara gelmesinden bu yana orada var olan “ablukayı kıran” ilk Arap lideri olan Katar Emiri Hamad Bin Halife el-Sani'den başkası değil. Bu ziyaret sırasında Katar emiri kral muamelesi gördü. Filistin Başbakanı İsmail Haniye bizzat onu Gazze'de gezdirdi ve karşılığında Emir, bu misafirperverliğe karşı milyonlar sundu. Şimdi El Sani ABD çapındaki senatörleri, Kongre üyelerini ve diğer siyasi liderleri, Hamas'ın terör listesinden çıkarılmasını hareketle El Fetih arasında uzlaşının sağlanmasına ve sonuç olarak da İsrail'le müzakerelerin ilerlemesine yardımcı olacağına ikna etmek için tüm gücünü ve nüfuzunu kullanıyor.

 

Bu çabaların kanıtı, Marzuk'un geçen hafta İspanyol haber ajansı EFE'ye verdiği bir röportajda görülüyor. Marzuk, “Hamas ve El Fetih arasında uzlaşma çıkmazda, çünkü Amerika Birleşik Devletleri şu anda Hamas'ı terör örgütleri listesinde tutuyor” dedi. Marzuk, hareketi en azından şu ABD'nin kaygılandığı kadar “dışlanmış örgütler” listesinde bulunduğu için, Ebu Mazen'in kendisini bir Amerikan tehdidi gölgesinde bulduğunu söyledi. Filistin Yönetimi'nin Hamas'la uzlaşı yönünde adımlar atması halinde ABD'nin, şu anda yıllık 450 milyon dolar düzeyinde olan tüm mali yardımları keseceğini söyleyen Marzuk, “Bu çok fazla bir para. Ebu Mazen buna izin veremez” diye ekledi.  
 

ABD'nin Ebu Mazen'i gerçekten tehdit edip etmediği sorgulanabilir olmakla birlikte, Filistin Yönetimi'nin önde gelen üyeleri Hamas hükümeti ile uzlaşıyı ilerletmeye ilgi gösterdiklerini ifade ettiler. Bu kişiler, Hamas terör listesinde kaldığı sürece İsrail'in müzakereleri ilerletme yönünde her tür diplomatik çabadan kaçınmak için sağlam bir gerekçesinin olacağını söylüyor.

 

Öngörülebilir bir gelecekte ABD'nin Hamas'ı terör örgütleri listesinden çıkarmayacağı açık. Hamas ise daha uzak bir gelecekle ilgileniyor: kayda değer adımlar atıldığında, en azından Amerikalıların ilgilendiği ölçüde listeden çıkarılması düşünüldüğünde, Hamas'ın İsrail'in tanıması gibi. Bu tür adımlar Ortadoğu'da diplomatik süreci ilerletecektir.

Fakat bu pratik düşüncenin ötesinde, Hamas'ın son adımını farklı kılan şey, atında yatan niyet. Bu, hareketin liderlerinin Hamas'ı belli bir toprak parçasını kontrol eden bir terör örgütünden (ki şu andaki algı bu) bir devlet yönetmeye uygun ciddi ve sorumlu bir harekete dönüştürme konusunda ciddi olduklarının bir diğer göstergesi. En son adım, bir buçuk ay önce Suudi El Şark gazetesine verilen röportajın doğrudan devamı olarak görülebilir. Al-Monitor sitesinin o zaman yayınladığı üzere, Suudi gazetesi, Meşal'in Ürdün Kralı Abdullah'ın Obama'ya Hamas'ın iki devletli çözüm prensibini kabul etmeye hazırlandığını, ya da daha açık ifadeyle söylemek gerekirse Hamas'ın 1967 sınırlarını kabul ettiğini belirten bir mesaj vermesine izin verdiğini yazmıştı. Bu, Hamas'ın savunduğu ya da en azından bugüne kadar savunuyor göründüğü alışılageldik ideolojiyle keskin bir karşıtlık içinde.


Bugün burada yayınlanan son makale, bu röportajda ifade edilen en yeni trendi destekliyor. Ofislerini Esad'ın Şam'ından Emir El Sani'nin Katar'ına taşıyan Meşal, Gazze'deki diğer Hamas liderleriyle birlikte, Obama yönetiminden “müsamaha” göreceği ve sonuç olarak da uluslararası tanınma kazanacağı anı düşlüyor.

 

Hamas'ın niyetinin bu olduğuna dair daha başka kanıt arayanlar, hareketin sözcüsünün, Obama'nın İsrail'e ve Filistin Yönetimi'ne yönelik ziyaretine verdiği pasif yanıta bakabilirler. Çok uzak olmayan başka zamanlarda, Hamas liderleri Ebu Mazen'e ve diğer önde gelen Filistin Yönetimi yetkililerine, İsrail'in dostu olduğu iyi bilinen ABD Başkanı'na ruhlarını sattıklarını söyleyerek hücum ederlerdi. Bu kez öyle olmadı. Obama'nın ziyaretine sadece birkaç gün var ve yanıtlarındaki en dikkat çekici şey, sessizlikleri.
 

Hamas'ın uluslararası itibarına verdiği önem, Hamas hükümetinin dışişleri bakanı yardımcısı Gazi Hamad'ın bir beyanında görülebilir. Hamad, “Dünyanın pek çok ülkesine açılmayı başardık” dedi ve hemen arkasından ekledi: “fakat amacı bizim uzlaşı çabalarımızı akamete uğratmak olan liderlerin ziyaretlerini engelledik.” Hamad, Filistinliler arası uzlaşıyı bozma niyeti olan liderlerin kim olduğunu ve sonuç olarak kimlerin Gazze Şeridi'ne ziyaretinin engellendiğini açıklamadı. Ancak Hamas yüzünü Batı'ya, Obama'ya dönerken özellikle şimdi İran'la ilişkilerin sıkıntılı olduğu tahmin edilebilir.


Shlomi Eldar, Al-Monitor sitesinin “Israel Pulse” kısmına katkı sunan bir yazardır. Son yirmi yıldır İsrail'in Kanal 1 ve Kanal 10 televizyonlarında Filistin Yönetimi ve özellikle Gazze Şeridi ile ilgili yayınlar hazırlamış ve Hamas'ın yükselişine dair haberler hazırlamıştır.
 

Çev: Selim Sezer


medyasafak.com