Suriye’yi Siyonist Dostu, Sağcı, Teksaslı Bir “İslamcı” mı Yönetecek?

Suriye’yi Siyonist Dostu, Sağcı, Teksaslı Bir “İslamcı” mı Yönetecek?
"Kongre personelinin aktardığına göre hem Tel Aviv hem de Beyaz Saray, Cumhuriyetçi eğilimli muhafazakâr Dixieli işadamı, kendileri için uygun bir isim olan Ghassan Hitto’yu Suriye’nin yeni geçici başbakanlığına getirerek şansını denemek istiyor."

Franklin Lamb
 

El Menar
 

Geçtiğimiz yıl, Suriye'deki “yüzde yüz garantili” ABD-İsrail projelerinden başarısız olanların nasıl sayıldığına bağlı olarak, bir C veya D planına ihtiyaç duyuluyordu. Bu hafta ise, Kongre personelinin aktardığına göre hem Tel Aviv hem de Beyaz Saray, Cumhuriyetçi eğilimli muhafazakâr Dixieli işadamı, kendileri için uygun bir isim olan Ghassan Hitto'yu Suriye'nin yeni geçici başbakanlığına getirerek şansını denemek istiyor.
 

Hitto'yu temel konuma getirme kararı geçen sene alınmıştı, fakat bu kolay değildi ve ihtiyatla yaklaşmak gerekiyordu. Ancak Suriye muhalif çevreleri içinde bazen yoğun tartışmalarla geçen haftalardan sonra, diğerleriyle birlikte Washington, Ankara, Doha ve Tel Aviv tercih ettikleri kişiyi atamayı başardı. İş yükü Suriye'yi de içeren bir Kongre komite kaynağı, “Hitto bir yığın kötü içinde en iyisiydi” dedi. “Aslolan onun bir Amerikalı olması, burada geçen yaklaşık otuz yıl Ghassan'ı bizden biri haline getirdi. Buraya Suriye'de askerlikten kaçmaya çalışan bir genç olarak gelmiş olması kimin umurunda. Ona güvenebiliriz!”
 

Ve bazı Amerikalılar, hükümetimizin geçmişteki hatalardan ders çıkarma yeteneğinin hiçbir zaman var olmaması nedeniyle sıkıntı yaşayabileceğine inanmaya başlarken, Beyrut'taki büyükelçimiz Maury Conelly'ye göre Hitto'nun getirilmesi, “umudu canlı tutmalıdır ve vazgeçmemeliyiz”. Connelly, yakın zamanda kendisini ziyaret eden bir heyete “Libya'da elde ettiklerimize bakın” dedi. Toplantı sonrasında bir katılımcı ruhsuz bir şekilde, “Tanrım! Eğer bu kadın bir nedenle Jeft Feltman'ın gözdesi olmasaydı, 2201 C St NW, Washington, DC'de Dışişleri Bakanlığı ziyaretçilerine hâlâ kahve ikram ediyor olabilirdi!”  dedi. Bu küçümseyici yorumu aktaran Maury, sevilen bir kadın olarak ün yapmış biri. Onu sık sık ziyaret eden ve şu günlerde onun özel sırdaşı olarak ün salmış, Lübnan Kuvvetleri'nden Samir Caca'ya bunu sorun.
 

NATO'nun uçuşa yasak bölge uygulaması başlatılırken Washington'un onlarca Libyalı sürgünü nasıl da ülkeye yerleştirdiği hatırlanır. Bunlardan çoğu yabancı ülkeleri doğdukları ülkeden daha iyi biliyorlardı ve bazılarının, Batı Libya'da yönetmeleri beklenen yerleri bulmak için ellerine ABD tarafından sağlanan “öldürücü olmayan silah”, yani bir GPS ve bir National Geographic haritası alması gerekiyordu. İsim vermeyelim ama, Haziran 2011'de, şimdi Trablus'un batısındaki Zintan'da tutuklu bulunan Seyfülislam, bu gözlemciyle “ABD-İngiltere Takımı”ndan Bingazi ve Misrata'ya olan akından söz etmiş ve NATO'nun hızlı bir şekilde Libya'nın tek meşru hükümeti olarak tanınacak alternatif bir hükümet kurmak için seçtiği isimlere gönderme yaparak “Franklin, sen Libya'yı bu yabancılardan daha iyi biliyorsun!” demişti.
 

Bay Hitto, Beyaz Saray için Suriye'nin az sayıda acil sorununu çözüyor. Ya da onlar öyle umuyorlar.  
 

En asgari düzeyde Hitto, tanınabilecek ve NATO'nun, bazı umutsuz fraksiyonları etrafında toplayabileceği bir Amerikan ‘saksı bitkisi' olacaktır. Emirler almaya istekli görünüyor ve Suriye hakkında ve gelişen oyun planı hakkında bilmesi gerekenleri öğreneceği bir hızlandırılmış kursa gidiyor. Hitto'nun araştırılmasına yardım eden bir Kongre yardımcısı, onun “cesaret gösterdiğini ve kuvvetli olabileceğini” iddia ediyor ve “biz onun oyuna başlayacağını düşünüyoruz” diyor.


Hitto'nun kabul ettiği aktarılan bir tasarı, Dennis Ross/AIPAC'ın önerdiği “siyasi tecrit kanunu” taslağı. Bu kararname, eğer Hitto'nun geçici hükümeti tarafından kabul edilirse, Suriye'deki yönetici sınıfın hemen hemen tümünü hükümette herhangi bir rol almaktan men edecek. Niyeti, 1970'lerden bugünlere kadar Hafız veya Beşar Esad rejimiyle çalışmış herkesi devre dışı bırakmak. Ross'un son AIPAC toplantısında konferans katılımcılarına “Suriye'de açık bir kopuşa ihtiyacımız var” dediği aktarılıyor.
 

Washington Hitto'yu ayrıca Suriye Hükümeti ile diyaloğu reddetmek üzere teşvik etti, çünkü Kongre'deki neo-con'lar Esad hükümeti ile “müzakere”lerin sonsuza kadar uzayabileceğini ve mevcut rejimin “direnişin ceplerini yok etmesini ve Rusya ve İran'dan daha fazla yardım almasını” sağlayacağı konusunda ısrar ediyor. İran'la müzakerelerden söz eden Arizona Senatörü John McCain, kısa süre önce Fox News'e “eğer bu insanlarla (İran hükümetiyle) müzakereyi denerseniz kaybedersiniz. Ve biz bunu yaptık. Harekete ihtiyacımız var!” dedi. Kongre'dekilerden bazıları Beyaz Saray'a Suriye'yle ilgili olarak aynı şeyi söylüyor ve Hitto da buna katılıyor gibi görünüyor.
 

Senatör ayrıca şunları da söyledi: “John Kerry'nin son duruşu hakkında yanlış bir değerlendirme var. Bu, Amerika'nın tutumunda önemli bir değişikliği yansıtmadığı gibi Barack Obama'nın Esad'ın bırakması gerektiği yönündeki ifadelerinden geri adıma anlamına da gelmiyor. Obama ve Hitto hemfikir.”
 

Ghassan Hitto'nun atanmasından hemen sonra ABD Senatosu'ndaki iki açgözlü savaş kışkırtıcısı, Sen. John McCain (Cum.-Ariz.) ve Sen. Lindsey Graham (Cum.-S.C.), çatışmayı ve Suriye'de kimyasal silahların kullanıldığına dair teyit edilmemiş haberleri Başkan Barack Obama'ya Suriye'ye askeri müdahaleyi onaylaması için baskı yapmak üzere kullanmaya başladı.
 

Senatörler açıklamalarında, "Bu, incelenen Suriyeli muhalif gruplara silah tedarikini, sahada Esad'ın uçak ve Scud füzesi bataryalarının hedef alınarak vurulmasını ve siviller ile muhalefet gruplarını korumak üzere Suriye içinde güvenli bölgelerin kurulmasını içermelidir” dediler ve şöyle devam ettiler: "Eğer bugünün haberleri doğruysa, trajik ironi şu ki, tam da bu eylemler Suriye'de kitle imha silahlarının kullanılmasını engelleyebilirdi.” Graham daha da ileriye giderek, kısa süre önce Foreign Policy dergisine verdiği bir röportajda ABD'nin önüne Suriye'yle ilgili bir plan koymaya hazırlanıyor görüntüsü verdi ce “Suriye'de gerçek bir ortağa ihtiyacımız var” dedi. O ve John McCain, Ghassan Hitto ile gerçek bir ortağa sahip olabilir.
 

Washington ve Tel Aviv, Hitto'dan yana yaptıkları seçimlerinde, aşağıda sıralanan nedenlerden ötürü Suriye'deki amaçlarının önündeki sayısız engele bir çözüm bulacaklarını düşünüyorlar.
 

Hitto'nun mevcut rejimin muhalifleri arasında çıkmaza neden olan iç çatışmanın sonlandırılmasına yardımcı olabileceğine inanıyorlar. Hitto'nun, Muhammed Mursi değilse de Müslüman Kardeşler'e karşı eğilimi var ve Müslüman Kardeşler de Washington'un seçimi olduğunu bilmelerine rağmen onu destekledi. Washington'da bazıları, Hitto'nun onların nötralize edilmesine yardımcı olabileceğine inanıyor. Beyaz Saray'ın AB'ye “CIA Hitto'yu, bu alandaki çılgınlıkları ayırmak üzere seçti ve Hitto, diğer beklentilerle birlikte, Suriye'de Selefi gruplardan kurtulacak ABD destekli bir uluslararası bloğun oluşumuna yardım ediyor” dediği aktarılıyor.
 

Ghassan'ın derinlemesine ABD eğitimi başladı.  Şimdiden ona “mesajı” telkin etmek üzere bir “danışmanlık ekibi” atandı ve kendisine neler yapması ve ne tür gizli tehlikelerden uzak durması gerektiği konusunda yoğun bir kurs veriliyor. Ondan Libya, Mısır ve Irak'ta atılan yanlış adımlardan ders çıkarması bekleniyor.
 

Ghassan'a şimdiden, eğer Suriye'nin ilk “Geçici” Başbakanı'ndan fazlası olmak istiyorsa, hızlı bir şekilde öğrenmesi, “el kitabına” hızlı bir şekilde adapte olması, akıllı bir öğrenci olması ve her şeyden önemlisi bir ekip oyuncusu gibi davranması gerektiği bilgileri verildi. Ghassan'a İstanbul'da, adaylığını açıklamasından kısa süre önce “burada yeni bir Hugo Chavez aramıyoruz” denildi.
Hitto'nun CIA'den eğitmenleri kendisine senaryoyu verdi ve o da iyi okudu. İlk açıklamasında ruhsuz bir şekilde, yönetiminin önündeki çok zor görevi bildiğini söyledi. Pek çok Suriyelinin sahip olamadığı hizmetleri sunma sözü verdi. Ayrıca Suriye'de Esad sonrası rejime serbest ve adil seçimlerin yapılmasını taahhüt etti.  
 

John Kerry Hitto'yla çalışmaya hazır olduğunu söylüyor. Kerry, Kongre üyelerine iki yıl önce Beşar Esad'la temas kurduğunu ve kendisine saygı gösterdiğini söylemiş ve ultra-siyonist Kongre üyesi Barney Frank'e “onunla, Kanadalılarla ilişki kurduğumuz gibi ilişki kurabiliriz” demişti. Kerry, Senato Dış İlişkiler Komitesi üyeleriyle yaptığı özel bir görüşmede “Bu adamı, Beşar'ı seviyorum ve ona İsraillilere güvendiğimizden daha fazla güvenebiliriz. O iyi biri” demişti. Şimdi ayarını değiştirmiş haldeyken, bazıları onun Hitto'ya olan desteğinin ne kadar sıkı olduğunu merak ediyor.  
 

Ve Hitto'nun başlamaya istekli ve hazır olduğu aktarılıyor. Bu hafta başlarında İstanbul'da bir konuşma yaparken önceliğinin Başkan Beşar Esad'ı devirmek için “düşünülebilir bütün araçları” kullanmak ve “Suriye'nin kuşatma altındaki halkına can havliyle ihtiyaç duyulan yardımları sağlamak” olduğunu ısrarla söylemişti. Washington, “can havliyle ihtiyaç duyulan yardımların” sağlanmasının yakında silahları da içereceğini anlıyor.
 

Beyaz Saray ve Tel Aviv halen, Hitto'nun yeni filizlenmeye başlayan yönetimi için meşruiyet yaratmanın ürkütücü bir iş olduğunu biliyor, çünkü Hitto, kendi koalisyonunun çok sayıda üst düzey üyesinin desteğinden yoksun. Oy kullanan 49 koalisyon üyesinden 35'inin oylarını almıştı, fakat 15 üye oylamada yoktu, bazıları parayla satın alınmıştı ve bazıları da Hitto'nun Müslüman Kardeşler'le olan algılanan bağlantılarını ve Katar'daki destekçilerini protesto ediyordu.
 

Kıdemli muhalefet figürü Heysem el Mali, "Ben uzun zamandır alternatif bir hükümet fikrini destekledim” diyor ve ekliyor: “Fakat boş oy attım çünkü Suriye içinden hiçbir aday yoktu. Ben Suriye içinden bir Başbakan istiyorum.” Koalisyonun bir üyesi, El Lebvani, “Önerilen hükümet Müslüman Kardeşler ve Katar hükümetinin denetiminde” dedi. “Biz bu hükümete karşı olacağız ve ona yasallık vermeyeceğiz. Demokrasi topraktan ve halktan gelir, Amerika ve Katar hükümetlerinden oluşan bir konseyden değil.”
 

Kerry'nin eski Senato Dış İlişkiler Komitesi'nin bir üyesi, “Pek çok Suriyeli, Hitto'yu atamamıza şüpheyle bakıyor. Bunun ilanından bu yana, hem Suriyeli milliyetçi figürlerin hem de azınlık topluluklarından bazı kişilerin bu hareketimizi eleştirdiğini duydum” diye konuştu.  
 

Washington, Doha ve Tel Aviv kendi adamlarını yerleştirmiş gibi görünüyor.
 

Suriye halkının onların seçimi hakkında ne düşündüğü yakında görülecektir.
 

Çev: Selim Sezer
 

medyasafak.com