El-Kaide, Lübnan ve Nusra Örgütü

El-Kaide, Lübnan ve Nusra Örgütü
"El-Kaide Lübnan'da, suikast yolu ile kanlı yöntemlerle çalışma safhasına geçti. Hedef olanlar ise, Selefilerin 'siyasi çizgisine ve projelerine' karşı çıkan Sünni şeyhler. Listenin ön sıralarında da Şeyh Mahir Hammud var."

Nasır Şerare
 

Al Akhbar


Geçen ayın ilk yarısında, El-Kaide'nin uluslararası teşkilatından bir heyet Türkiye'den Beyrut'a geldi. Heyet, Selefi şeyhlerle bir araya geldi.  Heyet ayrıca, Suriye rejimini devirmek adına Lübnan'dan silah akışına destek veren siyasi şahsiyetler ile de buluştu. Filistinli mültecilerin kaldığı kampların emniyet yetkililerinden ve heyetle buluşanların çevrelerinden alınan bilgilere göre  heyetin içinde üst düzey 4 El-Kaide yetkilisi vardı. Bu 4 kişiden isimleri öğrenilebilenler şunlar: Abid Mısri, Musab Amri, Cihad Muames. 4. şahsın ismi bilinmemekle beraber Kuveytli olduğu söyleniyor. Heyeti gönderen ve denetleyen ise El-Kaide liderlerinden Ebu Hafs lakaplı İhsan Muaali.
 

Heyet görüşmeleri sırasında, El-Kaide'nin Lübnan'daki talepleri diye nitelendirdiği önemli noktalara odaklandı. Bu durumun elbette, El-Kaide'nin Suriye ve Suriye'deki durumla irtibatını ve vizyonunu da ilgilendirdiği çok açık. Daha tehlikeli olan nokta ise, Lübnan'daki Sünni lider çevresi ile ilgilenmeleridir. Bu liderlerin siyasi ve dini eğilimlerini keşfederek özellikle aralarında Hizbullah, Suriye ve İran ile ilişkileri olanları ve çeşitli Sünni mezhepler arasında nasıl dağıldıklarını bilmek istiyorlar.
 

Bu bağlamda dikkat çekici birinci nokta, heyetin Sünni liderlerin ve şeyhlerin -özellikle ön saflarda olanların-  eğilimlerini dikkatle incelemeye çalışmasının önemli nedenlerinden biri şu: Bahsi geçen Sünni şeyhlerin ve liderlerin; Selefi cihadçıların formülleri ile birlikte denklemlerini de ilgilendiren konulardan biri olan ''Ehli Sünnet'in Uyanışı'' projesine engel olacak şekilde ve berrak olmayan bir duruş izlemeleri. Heyete göre, Suriyeli selefi cihadçıların karşısında duran tehlikenin, bu projeyi gayri İslami olarak nitelendiren Sünni şeyhlerin var olmasıdır.
 

Heyetin ziyareti, Suriye'deki en önemli İslami referans olan ve Selefi ideolojiyi en sert şekilde eleştiren  Şeyh Ramadan El-Buti'nin, Nusra tarafından suikast ile öldürülmesinden bir kaç gün öncesine denk geldi. Bu iki durum arasındaki ilişki; El-Kaide'nin, dini ve siyasi muhalifleri olan Sünni şeyhlerine suikast gerçekleştirme eğiliminin olduğunu gösteriyor. Bu eğilim, heyetin Lübnan'daki Sünni liderler ve şeyhlerin çizgileri ile ilgili sorularında açıkça görülüyordu. Bunlardan biri de Sayda'daki Kudüs Camisi İmamı Mahir Hammud.
 

Alınan bilgilere göre heyet bazı ''gerekliliklerden'' bahsetti: ''Mahir Hammud'un; Ehl-i Sünnet cephesinde bir uzlaşmaya varılabilmesi için tasfiye edilmesi gerekiyor. Bu böylece diğer şeyhlere de bir ibret olur ve İran-Suriye-Hizbullah ekseninin kendini ifade edebileceği bir ortam kalmaz.''
 

Heyet ikinci esas nokta olarak; genel selefi-cihadi projesi bağlamında, El-Kaide'nin vizyonunu da netleştirecek olan ''Lübnan sahasının görevleri'' ismi altındaki görüşlerini de aktardı. Bu vizyonun özünde yer alan Nusra Örgütünün -El-Kaide'nin, doğudaki temel taşı olarak nitelendirdiği Nusra- yakın bir zamanda faaliyetlerini Lübnan'a taşıma niyetinde olduğu söylendi. Ama Nusra'nın bu aşamadan önce, Beşşar Esad rejimini devirmek için, Suriye'deki potansiyelini arttırmak ve toparlamak durumunda olduğunu belirtiyorlar. Suriye'de genel olarak meşguliyet yaratan durum El-Kaide'ye engel olmuyor. Örgüte bağlı gruplar aracılığıyla, Lübnan'daki Sünni ve Selefi liderler ile koordinasyon sağlama ve ilişki kurma çalışmaları yapılıyor. Böylece koordinasyon sağlama ve yakın ilişkiler kurmanın yanında, Lübnan'da Hizbullah ve İran-Şii nüfuzuna karşı mücadeleye askeri ve mali yardım yapılacak. Böylece, Irak ve Suriye'de kontrolü büyük ölçüde sağlayan Şii nüfuzunun, Lübnan'da da bunu tekrarlayabilmesi engellenecek.
 

Ayrıntılara baktığımız zaman, heyet görüşmelerinde şu talepleri dillendirmiş:
 

- Lübnan'da, aynı zamanda Selefi liderleri ve cepheleri birleştirecek ve aralarındaki ihtilafı çözecek, Selefi-cihadi faaliyetlerde bulunmak. Selefi hattın dışındaki şeyhleri çizgilerinden vazgeçirmek ve Hizbullah ile ittifak halinde olan Sünni şeyhlere sert karşılıklar -suikast dahil- vermek.
 

- Selefi gençleri eğitecek ve Nusra Örgütü saflarına dahil edebilecek kamplar temin etmek. Silahlandırma; genel cihad projesinin kapsamında yer alan Lübnan'ın görevlerine de uyum sağlayacak şekilde şu anda gerçekleşiyor.
 

- Trablus ve Akkar'da özel hücreler oluşurmak.
 

- Heyet, kamplardaki Selefi gruplarla görüşmesinde, Suriye'den göç eden Filistinli gençlerin -özelikle Güney Lübnan'da bulunanların- bu işe dahil edilmesini istedi.
 

Üçüncü esas nokta, Nusra Örgütünün cihadına, Lübnan taraflarından gelen desteğin genişletilmesi. Bu desteği yapan devletler aracılığı ile daha çok talep edilenler: para, teçhizat ve mücahit; Lübnan'dan rejime giden sevkiyatları engelleyecek çemberin genişletilmesi ve cihadı destekleyen ve aynı zamanda yaratıcı eylemleriyle, Zahrani istasyonundan Tartus limanına, rejime petrol taşıyan deniz hattını durdurabilecek grupların bulunması. Bu bilgiler, Suriye güvenlik güçlerine ulaşmış gibi duruyor. Kuzey Lübnan'ın kıyı açıklarında dolaşan Suriye sahil güvenlik devriyelerinin yoğunlaştırıldığı gözleniyor.
 

Dördüncü ve son nokta ise, aynı zamanda Selef-Cihadi programlarını sistemleştirecek olan, bütün görevleri ve uygulanması gerekenleri fetvalar üzerinden inşa etmek.
 

Çev: Hasan Sivri
 

medyasafak.com