Rus Tatbikatları NATO’nun Suriye Müdahalesine Güçlü Bir Mesaj mı Gönderiyor?
- Medyasafak.net
- ANALİZ
- 13.04.2013

Suriye’deki olaylar (ve belki de ABD’nin Kuzey Kore’yle olan gerilimi) ile Rusya’nın önceden tasarlanmaksızın 28 Mart 2013’te başlayan Karadeniz tatbikatları arasında bağlantı var mı?
Mahdi Darius Nazemroaya
Kremlin'in verdiği bilgilere göre tatbikatta 7 bin civarında Rus askeri, Rus özel kuvvetleri, Rus savaş gemileri ve havadan taşınan acil intikal kuvvetleri görev aldı. Rusya'nın farklı servislerinin tümü tatbikata dâhil edildi ve tatbikat, birlikte çalışabilirliklerini test etmek için kullanıldı. Ukrayna'nın Kırım Yarımadası'ndaki Sivastopol limanında ve Krasnodar'daki Novorossisk Rus limanında bulunan otuzdan fazla Rus savaş gemisi tatbikata katılacak. Tatbikatın amacı, Rusya'nın herhangi bir andaki durum üzerine mobilize olabileceğini göstermek.
Tatbikat Kuzey Atlantik Paktı'nı (NATO) şaşırttı. NATO, Rusya'nın Karadeniz tatbikatını önceden bilgi vermemesi nedeniyle bile serzenişte bulundu ve Rusya'dan hareketleri konusunda daha açık olmasını ve gelecekteki askeri hareketleri için Brüksel'deki NATO merkezlerine haber vermesini istedi. Hatta NATO'nun Amerikalı Genel Sekreter Yardımcısı Alexander Vershbow, Rusya'dan “azami şeffaflık” istedi. Sormak gerekiyor: bu panik neden?
Suriyelilere karşı savaş planlarına Rusya'nın yanıtı mı?
NATO'nun 20 Mart'ta Suriye'ye Libya tarzı bir müdahale için beklenmedik durum planları geliştirdiğini ortaya çıkarmasından hemen sonra Rusya'nın güç gösterisinde bulunması sadece tesadüf mü? Bundan iki gün sonra İsrail ve Türkiye, İsrail ziyareti sırasında ABD Başkanı Barack Obama tarafından yirmi dakikada hazırlandığı varsayılan iyi zamanlanmış bir anlaşmayla, diplomatik ihtilaflarına son verdiler. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İsrail'in 2010'daki Mavi Marmara saldırısı üzerine başlayan diplomatik çatlağın sonlandırılması için Obama'nın yardımıyla Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir anlaşmaya varıldığını duyurdu.
Günler sonra bu olayı, Suriye Ulusal Koalisyonu'nun (SUK) – ABD, İngiltere, Fransa, Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye tarafından oluşturulan fason muhalif örgüt — Suriye'nin Arap Birliği'ndeki koltuğunu törenle alması izledi. Libya senaryosunu tekrarlama girişimini andırır şekilde SUK, Suriye hükümeti olarak tanınıyor. Arap Birliği zirvesinde SUK lideri Muaz el Hatib, Katar'ın 26 Mart'ta yaptığı Şam'da rejim değişikliği ve askeri müdahalesiyle koordineli bir şekilde derhal NATO'nun askeri müdahalede bulunması çağrısında bulundu.
Gizlice düzenlenen bir manevrayla kukla SUK, ABD, İngiltere, Fransa, Katar, Suudi Arabistan, Türkiye ve NATO'dan Kuzey Suriye'de SUK kontrolünde bir emirlik veya yerleşim bölgesi kurulması için bir uçuşa yasak bölge uygulamasını istedi. El Hatib, kuzey Suriye'de uçuşa yasak bölge oluşturulması için Türkiye'de bulunan NATO Patriot füzelerinin kullanılması için ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile konuştuğunu açıkladı. Bahsettiği şey Suriye'nin Balkanlaştırılmasıdır. Kerry bunun başında gibi görünüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland, ABD'nin uçuşa yasak bir bölge dayatılması talebini değerlendirdiğini söyledi. Daha da erken bir zamanda Kerry, Bağdat'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi ve Irak'taki federal hükümeti, Washington'un Suriye'ye karşı yürüttüğü rejim değişikliği planlarıyla aynı çizgiye gelmesi için tehdit etti. Iraklılardan Suriye'ye giden İran yolcu uçaklarının silah taşıyıp taşımadığını denetlemesini istediğini söyledi, ancak bundan çok daha fazlası söyleniyor.
Amerikan İmparatorluğu'nun yerel valilerinin hepsi hareket içinde. Katar ve Suudi Arabistan, Suriye'deki isyancıları silahlandırdığını ve finanse ettiğini artık gizlemiyor. Şubat ayında İngiltere ve Fransa, Suriye'ye yönelik silah ambargosunun kalkması ve bu şekilde Suriye hükümetini devirmeye çalışan hükümet karşıtı yabancı savaşçıları ve milisleri açıkça silahlandırabilmeleri için AB'nin geri kalanı nezdinde lobi faaliyeti yürüttü. İsrail ve Türkiye, İmparatorluğun Suriyelilere karşı savaşı için ilişkilerini düzeltmeye zorlandı.
Obama, İsrail ve Türkiye'yi Suriye'ye karşı yeniden yan yana getiriyor
İsrail-Türkiye yakınlaşması, satranç taşlarının yan yana dizilmesine denk düşüyor. Obama'nın İsrail ziyareti, Amerikan İmparatorluğu'nu koruma amaçlı emperyal politikalarla ilgiliydi. Suriye'nin iki düşman komşusu olarak Tel Aviv ve Ankara, İmparatorluğun Suriye hükümetini devirme hedefi doğrultusunda daha derin işbirliği içinde olacak. Birdenbire her iki hükümet de birbiriyle uyumlu bir şekilde, Suriye'deki insani durumun nasıl da kendilerini tehdit ettiğinden yakınmaya başladı. Gerçekte İsrail herhangi bir Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmıyor (ve Golan'daki işgali altındaki Suriyelilere baskı yapıyor), Türkiye ise topraklarında ev sahipliği yaptığı Suriyeli mültecilere karşı olan yasal ve mali yükümlülüklerinin önemli bölümünü ihmal etti ve onları yabancı “misafirler” olarak adlandırarak bunu aklamaya çalıştı.
Agence France-Presse'e göre İsrailliler, isyancıların Suriye hükümetini devirmelerine yardım etmek için bir askeri alan hastanesi bile açtı. Askeri tesis, Suriye'nin İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nde (geçmişte İsrail'deki Suriye Tepeleri diye adlandırılırdı) bulunan “İstihkam 105” adı verilen bir bölgede bulunuyor. Burası temel olarak hükümet karşıtı güçler için bir destek üssü ve İsrail'in Suriye müdahalesi bakımından sadece buzdağının görünen kısmı. İsrail'in Ocak ayında Suriye'ye yaptığı saldırılar, İsrailliler ile isyancı milisler arasındaki işbirliğinin meyveleriydi.
Türk hükümetine dönen şüpheli gözleri hisseden ve belki Kremlin'in güç gösterisi nedeniyle cesareti kırılan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Tel Aviv ve Ankara'nın Suriye'ye karşı birbirlerine yaklaştıkları iddialarını reddetti. Davutoğlu, yakınlaşmaları hakkında İsrail'de söylenenleri bilmiyor olmalı. Netanyahu'nun Mavi Marmara'da Türk vatandaşlarının öldürülmemesi nedeniyle hiçbir zaman özür dilememeye ant içmesine rağmen Tel Aviv'in Türkiye'den dilediği özür, İsrail hükümeti tarafından açıkça, Suriye'yi Türkiye'yle koordinasyon içinde irdeleme temelinde meşrulaştırıldı. İsrail'le anlaşmaya varılması üzerine Erdoğan hükümetine dönen şüpheli gözlerin çoğu Türklere ait. Davutoğlu, yurtiçi tüketim konusunda yalan söyledi ve Türk kamuoyunun Başbakan Erdoğan'ın İsrail'le ilişkileri gerçekte Suriye hükümetini devirmek için normalleştirdiğini bilmesi durumunda öfke duyacağını çok iyi biliyor.
Rus tatbikatının mesaj(lar)ı
Amerikan İmparatorluğu, Suriye'deki süregiden savaşında jeopolitik satranç tahtasını yerel valileriyle birlikte düzenliyor. Belki de Süveyş Krizi'nin yeniden oynanması için İsrail'i kullanmayı planlıyor. 1956 yılında Mısır Süveyş Kanalı millileştirildikten sonra İngiltere ve Fransa, İsrail'in Mısır'a saldırmasını sağlayıp arkasından Süveyş Kanalı'nı güvenli ve uluslararası deniz trafiğine açık tutmak için kaygı duyan taraflar olarak askeri müdahale hakkı ilan etmek yoluyla İsrail'le beraber Süveyş Kanalı'nı işgal etme planı yapmıştı. İsraillilerin bayrağı altında Suriye'ye karşı yeni bir saldırı olasıdır ve kuzeyde insani tampon bölgenin kurulması (veya daha geniş bir savaş) ile sonuçlanabilecek Türkiye-NATO “insani müdahalesi” için bir mazeret olarak kullanılabilir.
Tüm bu olaylardan hareketle bir yol betimlenebilir. 2013 başında Rusya, Suriye'yi istikrarsızlaştıran ABD öncülüğündeki NATO ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile Moskova arasındaki gerilimin perde arkasında Doğu Akdeniz'de büyük deniz sondajları gerçekleştirdi. ABD ve Suriye karşıtı koalisyonunun askeri müdahale tehdidinde bulunması ve Türkiye'nin Suriye'yle olan güney sınırına Patriot füzelerini yerleştirmesinden sonra bir Rus deniz filosu Suriye kıyısına çıkarma yaparak Washington'a yeni bir savaş başlatmayı akılından geçirmemesi yönünde güçlü bir mesaj gönderdi. Arkasından ABD ve müttefikleri, Suriye hükümetinin çökeceği ve durumun kritik hale geldiği, bu yüzden Kremlin'in Suriye'deki Rus vatandaşlarını tahliye etmeye başladığı yönünde söylentiler yayarak görünüşü kurtarmaya çalıştı.
Rusya'nın Karadeniz'deki tatbikatlarına paralel olarak Rus Hava Kuvvetleri Rusya çapında Rusya çapında uzun menzilli uçuşlar gerçekleştirdi. Buna Rus nükleer stratejik bombardıman uçaklarının uçuşu da dâhildi. Avrasya'nın diğer ucunda Çin de Güney Çin Denizi'nde kendi sürpriz deniz tatbikatlarını gerçekleştirdi. ABD ve müttefikleri Çin'in hareketlerini Güney Çin Denizi'ndeki ihtilaflı bölge zerinde Vietnam'a bir tehdit olarak betimlerken, deniz konuşlanmasının zamanlaması Suriye'yle (veya Kuzey Kore'yle) bağlantılandırılabilir ve ABD'yi uluslararası barışı koruması için uyarmak için Rusya'yla koordinasyon içinde atılan bir adım olarak değerlendirilebilir.
Amerikan İmparatorluğu'nun çöküşünün bir işareti olarak Karadeniz'deki Rus tatbikatlarından hemen önce giderek daha fazla kendinden emin hareket eden BRICS liderlerinin tümü ABD'yi, Suriye'de ve başka ülkelerde maceracılığa karşı uyardı. Rus ve Çin gövde gösterileri, Washington'a Pekin ve Moskova'nın ciddi olduğunu ve söylediklerini yapabileceklerini anlatan mesajlar. Aynı zamanda bu olaylar, dünya sisteminin yeni bir idare altına girdiğinin belirtileri olarak da okunabilir.
Çev: Selim Sezer
medyasafak.com