"Esad'ın Konuşması ve Rus-Amerikan Uzlaşması"

"Esad'ın Konuşması ve Rus-Amerikan Uzlaşması"
"Gelen bilgilere göre, silahlı muhalefet fraksiyonları -özellikle Nusra örgütünün ve El-Kaide cihatçılarının sahnenin büyük bir kısmına hegemonyasını kurmasından sonra- rejimin aracıları ile anlaşma ve uzlaşma yolları için görüşmelere başlamış."

Sami Klib

 
Es-Sefir
 
Suriye  Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, Al-Ahbariya kanalına verdiği röportajda, ''terör ve teröristler'' ibarelerini 30, ''tekfir-tekfirciler''i 6, ''savaş'' kelimesini 9 ve sömürgecilik ibaresini de 5 defa kullandı. Esad tek bir cevapta, maksimum performansını muhalefeti eleştirmek ve dışarıdaki muhalifleri, milli olmanın dışında tutmak için, muhalefetten 18 defa söz etti. 
 
Esad konuşmasında, başından beri dillendirdiği ''komploların'' şu an artık bir realite haline geldiğini hatırlattı. Konuşma boyunca Esad birden fazla defa, Suriye'deki genel durumun, krizin başlangıcında olduğundan daha iyi bir durumda olduğunu belirterek şu mesajı iletmeye çalıştı: ''Önümüzde zaferden başka bir seçenek yoktur, kazanamazsak Suriye biter.''
 
Söyleşi, duvarda Fransızlara karşı savaşan ''devrim kahramanlarının'' resimleri asılı halde ve Cumhurbaşkanının sağında kütüphanesinin olduğu sakin bir mekanda yapıldı. Kütüphaneler de genellikle sakinliği ve huzuru akla getirir. Esad, gülümsemesi ile güvence vermek istedi. Birinin Iraklı olduğu gazeteciler de gülümsediler ve dışarıdaki savaş ve yıkım ortamıyla çelişerek Esad'ı utandıracak bir soru sormayarak sakin bir  atmosfer yarattılar.
 
Esad, savaşın kendi çıkarı doğrultusunda ilerlediğini ve sonunda zaferi elde edeceği konusunda kendine güvenen bir resim çizdi ve hatta bu seferki konuşmasında, orduya çok atıfta bulunmadı.
 
Cumhurbaşkanının Güveni Yerinde mi?
 
Sahadaki son gelişmeler, ordunun gerçekten stratejik bölgelerde ilerleme kaydettiğini gösteriyor. Gelen bilgilere göre, silahlı muhalefet fraksiyonları -özellikle Nusra örgütünün ve El-Kaide cihatçılarının sahnenin büyük bir kısmına hegemonyasını kurmasından sonra- rejimin aracıları ile anlaşma ve uzlaşma yolları için görüşmelere başlamış. Söylenenlere göre, bazı çatışma bölgelerindeki müzakereler başarıya ulaşmış durumda. Yine anlatılanlara göre, silah yardımı sadece eğitimli gruplara yapılıyor ve diğerlerine hiç bir şey ulaşmıyor. Suriye yönetiminin raporlarında göreyse Suriye'de şu an 300'e yakın silahlı fraksiyon var ve bunların bir kısmı da ciddi biçimde sarsılmış durumda.
 
Konuşma aynı zamanda, Ruslar ve Amerikalılar arasında uzlaşmaya dönük ciddi ilişkilerinin başladığı döneme denk geldi. Son zamanlarda Rusya başkentini ziyaret eden Suriye hükümet yetkilisi,  Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, yardımcısı Bogdanov ve diğer yetkililerden güven veren sözler duymuş. Rus yetkililer açık bir şekilde, bedeli ne olursa olsun rejimi desteklemekten vazgeçemeyeceklerini belirtmişler. Yetkililer aynı zamanda, Washington'un pratikte Esad'ın bırakması gerektiği şartından   -hatta bunu zaman zaman duyurmak zorunda kalsalar da- vazgeçtiğini belirtiyorlar. Moskova ziyaretçileri, Lavrov ve mevkidaşı Keryy'nin, rejim ve muhalefet arasında diyalogu gerçekleştirecek delegeler üzerinde ve teknik ayrıntılar konusunda anlaştıklarını Rus yetkililerden duymuşlar. Ruslar Amerikalılara, diyalog için muhalefet heyeti konusunda araştırma yapın, biz rejimi temsil eden heyet ile birlikte hazırız demiş. 

 
Ruslar, son Group-8 zirvesinde yalnızdılar. Toplantıdaki devletlerin Rusların Suriye'deki siyasetine karşı olmalarına rağmen Ruslar, sonuç metninde ''diyalog şartını'' dayatabildiler ve bununla birlikte Esad'ın bırakması konusundaki herhangi bir ifadeyi engellemeyi başardılar. Kerry, Kongre önünde ifadesini vermek üzere ülkesine dönüyor ve şöyle diyor : “Yapabildiğimiz en iyi şey, Cenevre Anlaşması'nı uygulamak üzere toplanmamızdır. Zaman düşmanımız ve çözüme ulaşmak için her hızlanışımız iyidir.''
 
Moskova ve Washington arasındaki uyum açık. Lavrov, Türkiye'nin kalbinde Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte düzenlediği müşterek basın toplantısında da, bilinçli olarak ''Suriye'nin Dostları, muhalefetin sadece bir tarafını temsil ediyor. Bu nedenle bu durumun Cenevre Anlaşması'nın maddeleri üzerine olumsuz etkileri vardır'' demişti.
 
Lavrov ve Kerry'nin eşzamanlı ama farklı yerlerde, Suriye rejimine tamamen düşman olan iki farklı mekanda, ''Cenevre İttifakından'' bahsetmesi tesadüf müdür? Cenevre Anlaşması'nda bir geçiş döneminden ve yetki devrinden bahsediliyor ama Esad'ın istifasından söz edilmiyor.
 
Ruslar, Amerikan yönetimine güvenmiyor, aynı durum Amerika için de geçerli olabilir. Ama Suriye dosyası, iki ülke arasındaki dosyaların büyük bir kısmını oluşturuyor. İki ülke arasındaki anlaşma aşamalarını engelleyecek -hatta, Suriye en kötü imha işleminden geçerken, Amerika ve müttefiklerinin çözüm arayışına girmemesi gerek diyenler olmasına rağmen- pek bir şey görünmüyor. Rusya ve Amerika'nın, BM sözcüsü Akhdar İbrahimi'yi etkin hale getirme arzuları değişmedi. Ülkesindeki savaştan nasıl çıkılacağını çözen Cezayirli diplomat, Moskova ve Şam'daki muhataplarına, şiddetin, uluslararası kararla değil ancak Suriye'nin içinde uzlaşmalar ve düzenlemeler ile durabileceğini anlattı.
 
Rusları ziyaret eden her yetkili, muhalif lider Abdülaziz Hyer'i ve akıbetini soruyor. Lavrov bu defa, çarpıcı bir şekilde, ülkesinin Hyer'in kaçırılması veya kaçırıldığı mekan ile ilgili bir şey bildiklerine dair iddiaları yalanladı. Lavrov, Hyer'in akıbetini soran ziyaretçilerine ''Moskova'nın bildiği, Ulusal Koordinasyonun dışarıdaki lideri Heysem Menna'nın ilettiklerinden ibaret'' dedi. Lavrov, muhalif lider Hyer'in, iç istihbaratın mı yoksa başka güçlerin elinde mi olduğunu bilmediğini belirtti. 
 
Diğer bir yandan Koalisyon lideri Muaz El Hatip'in, uluslararası güçlerin ve Arapların muhalefete destekleri konusunda söylenen hiç bir şeye güvenmediği görülüyor. Büyük televizyon kanallarını, kendisini gözden düşürmekle (bir kenara itmekle) suçladıktan sonra, bakış açısını ifade etmek için kullanmaya başladığı sosyal paylaşım sitesinden ''Devletlere güvenmeyin, kendi sırtınıza dayanın. Onlar bizi, her şey çökene kadar güreşelim diye terk edecekler'' dedi.  
 
Esad, yukarıdakilerin hepsine dayanarak, genel durumun daha iyi olduğunu ve ordunun, silahlıların girdiği herhangi bir bölgeyi kontrol altına alabilecek kapasitede olduğunu belirtti. Ürdün'e de ciddi bir uyarı yaptı. Esad'ın, hesapların tekrar gözden geçirilmesi gerektiği şeklindeki, Suriye ve Ürdün iç krizi ile ilgili bu uyarısı, son uyarı olabilir. Esad aynı zamanda Ürdün'den daha uzak yerlere de mesaj gönderdi. Ürdün'de muhaliflere askeri eğitim veren Washington ve bazı batılı devletlere açıkça ''Yangın komşu ülkelere sıçrayabilir ve beslediğiniz terör size geri dönebilir'' dedi.
 
Bütün Bunlardan Ne Anlıyoruz?
 
Savaşın uzun süreceğini anlıyoruz. Esad'ın pozisyonu, savaş sona erene değin devam etmek. Muhalefet de  kendine aynı kesinlikte inanıyor ve rejimi devirene kadar savaşa devam edecek. Rusya ve Amerika'nın uzlaşması biraz umut verse de, savaşın yakın bir zamanda biteceğini öngörmek mümkün değil.
 
Çev: Hasan Sivri
 
medyasafak.com