"ABD Suriye Bataklığına Batıyor"

"ABD Suriye Bataklığına Batıyor"
İsrail’in yaptığı gibi, İran’ı da bataklığa çekme girişimi olan saldırılar düzenlersiniz. Eğer İran soğukkanlılığını korur ve oltaya takılmazsa, malum kişileri suçlamak için bir yanıltma harekâtı sahnelenebilir, bunun nedeni de İranlıların Suriyelilere karşı sözü geçen önleyici saldırılara karşı misillemesi olarak duyurulacaktır.

Jim W. Dean


Press TV


Bu hafta Amerika'nın bir ayağı daha Suriye bataklığına saplandı. İsrail son iki saldırısıyla, çatışma taktiklerinin bir sonraki safhasını, yalnızca dünyanın değil, aynı zamanda Suriye ordusunun karşısında sahneye koyuyor.


İsyancı saldırıları bocalama yaşarken ve Suriye ordusunun üstünlüğe sahip insan gücü arama ve temizleme operasyonları yürütebileceğini gösterirken, Özgür Suriye Ordusu, kazanamayacağı bir yıpratma savaşı içinde. Kazanırken adam toplamak çok daha kolaydır ve ölümler, akıntının açmaza ve sahayı kaybetmeye döndüğü zaman olduğu kadar kötü değildir.

El Nusra Cephesi, savaşçılarını ÖSO'dan çıkarttı. Onlar daha fazla para veriyorlar ve El Nusra tugayları şimdi, ÖSO'nun sahip olmadığı silahlara erişebiliyor. El Nusra, stratejik olarak içinde bazı petrol geliri kaynaklarının da bulunduğu temel altyapının elde edilmesine odaklandı. Kazansınlar veya kaybetsinler, Esad kalsın veya gitsin, hatta müzakereye dayalı bir çözüm olsun veya olmasın, onlar gitmeyecekler.

Batı, Suriye sakinleştiği zaman bir sonraki savaşı aramaya başlayacak olan deneyimli aşırıcı Cihadçılar için Suriye'de yeni bir eğitim sahası dünyaya getirtti. Ve birilerinin onların eline daha güçlü silahlar geçirmesi, sadece zaman meselesi. Fakat bir sonraki ay, veya seneye, veya iki sene sonra bu silahları kime karşı kullanacaklar?


Korkarım ki Batı şu anda, açmazın devam etmesi halinde ÖSO'nun çökebileceğini ve birincil muhalefet gücünü El Nusra'ya bırakabileceğini hissediyor. Bu güç kim tarafından kontrol edilecek? Elbette şu anda maaşlar ve silahlar Suudi ve Katarlı savaş baronları tarafından sağlanıyor, ama her zaman yeni tedarikçiler ortaya çıkabilir. Bir çöküş olması halinde Esad'ın stokları için de aynısı geçerli.

Libya'dan gelen silahlar ve savaşçılar hâlihazırda Suriye'de ve daha fazlasının da yolda olduğu söyleniyor. CIA, kurtulmak istediği iki grubu birbiriyle savaştırarak bir taşla iki kuşu vurma umuduyla mı onlara yardım ediyor? Ve eğer Esad düşmüş ve ÖSO ile El Nusracılar, korkunç sivil ölümlerinin beklenebileceği bir iç savaşı başlatmış olsalardı, bu tarihi kanı ellerinde kim taşıyacaktı? 

Bu yüzden İsrail müdahalesiyle, “giriş aşaması geçilmiş” oldu. Neden? Evet, sanırım hepiniz, bir halkla ilişkiler sorunu olarak ellerinde kan görmediklerine katılırsınız. Hiçbir zaman böyle olmadı.

Anlatıldığına göre son saldırılar, Lübnan hava sahası üzerinden, Suriye'deki Rus hava savunma sistemlerine güvenli bir uzaklıktan ateşlenen “açılma” silahlarıyla gerçekleştirildi. Bu sistemler yalnızca füzelerin menşei itibariyle Rus değil, aynı zamanda ve daha önemlisi, Rus hava savunma askerleri tarafından idare ediliyorlar. 
 

Şu ana kadar okuduğum saldırı sonrası analizlerin hiçbirisi, hiç kimsenin, Amerikalıların bile tartışmayacağı kırmızı çizgiye dokunmaya cesaret etmedi. Hava saldırılarına karşı koruma dışında nötr kalmış kuvvetlerinin kendisinin saldırıya uğraması halinde Sovyetler ne yapardı?


Şimdiden şirket basınında, son İsrail saldırısının yaklaşan müdahalenin kamuoyunda tartışılması, böylelikle insanların duymaya alışması ve gerçekleştiği zaman daha az şok yaratması için yolu döşediğini görüyoruz. Reuters, dikkatli bir şekilde hava savunma sistemlerini Rus değil, Suriyeli olarak zikretti.  

Son İsrail saldırıları için örtü ve aldatmaca, bir saldırıyı meşrulaştırma ihtiyacı olduğunda her zaman ortaya çıkması sağlanabilecek hayalet füzelerdi. Hizbullah çok sayıda füzeye sahip ve İsrail Lübnan'a saldırmayı planlamadığı sürece bunlar İsrail'e herhangi bir tehdit oluşturmuyor. Bütün askeri planlamacılar bunu biliyor, tıpkı İran'ın hiçbir saldırı tehdidi teşkil etmediğini bildikleri gibi. Fakat Amerikan kamuoyunun gelecekte bu bölgeye asker göndermeye hazır tutulması için böyle resmedilmesi gerekiyor. 

Herkes Hizbullah'ın, caydırıcılık için ihtiyaç duyabileceği her şeyi bir araya getirdiğini biliyor. Herkesin siyasi ve ideolojik farklar hakkında düşünebileceklerinden bağımsız olarak, bir taraf saldırıya uğradığı zaman meşru olarak kendini savunma hakkı vardır; son Lübnan savaşında olduğu gibi.

Dolayısıyla, kendisini hür dünya olarak adlandıran demokratik Batı, bir neo-con/İsrail lobisi çılgınlığı olan önleyici saldırı doktrinini benimseyerek, kendi itibarına leke sürmüştür. Bu, herkesin, tam kapsamlı yanıt saldırıları verilmesi için önceden yanıltma harekatlarının sahneleneceğini bildiği bir absürt tiyatro meydana getirmiştir.

Bu nasıl yapılıyor? Basit. İsrail'in yaptığı gibi, İran'ı da bataklığa çekme girişimi olan saldırılar düzenlersiniz. Eğer İran soğukkanlılığını korur ve oltaya takılmazsa (benim iddiam), malum kişileri suçlamak için bir yanıltma harekâtı sahnelenebilir, bunun nedeni de İranlıların Suriyelilere karşı sözü geçen önleyici saldırılara karşı misillemesi olarak duyurulacaktır. Tekdüze hale getirilmiş kamuoyu, genel olarak bu senaryoya inanacaktır. 

Ama bir sorun var. Kamuoyu yıllardan beri, Batı ülkelerinde savaşları tetiklemek için sahne arkasında dönen hile unsurları hakkında bilinçlendi ve görünene inanmıyorlar. Zayıf olan güçlü olana saldırdığında, herkes bir komplonun kokusunu alıyor.

Fakat ülkenin kayıplarının düşük tutulması, kamuoyunun saldırgan askeri eylemi tebessümle karşılamasını sağlamada kritik unsurdur. Fatura geldiği zaman bütçe kesintilerinin bedelini kimin ödeyeceğini biliyorlar. Ödeyecek olan, savunma anlaşmalarını yapanlar değil. 

Eğer geleneksel Batı askeri üstünlüğü aldatıcı bir şekilde nedensiz saldırganlıkta kullanılırsa, terörizm yeni nesiller tarafından beslenecek ve minyatür nükleer silahlar onların eline geçecek ve yapılanları geri ödeme zamanı gelecektir.


İsrailliler, Lübnan hava sahasını ardı ardına ihlal etmelerine dünyanın vereceği tepkiyi test etti ve bu tepki temel olarak sıfırdı. BM, saldırıları kınayıp tamamen görmezden gelindiği sürece daha zayıf göründüğünü ve hakir görüldüğünü anlamaya başlıyor.

Lübnan istilaları sadece, şu anda yaptıklarının ısınma turlarıydı ve dünyanın öfkesi küçük bir çentikten öteye geçmedi; şimdi ise kurulan büyük tuzağa giderek daha fazla yaklaşıyoruz. Bu, isyancılara ağır silahlar ve saldırılarını yenilemek üzere hava koruması verilmesidir. Müzakereye dayalı bir çözüm Batı tarafından bütünüyle reddedilmiştir ve bu kötü yaklaşım nedeniyle çok sayıda masum insan ölecektir.

İsrailliler asla uçaklarını Suriye üzerinde kaybetme riskini göze alamaz. İstihbarat kaynaklarımız, İsrail'in mobil 155mm obüslerinin gece boyunca Suriye ordusunun mevzilerini 70-80 kez dövmek üzere Suriye'ye hücum ettiğini doğruladı. Eğer YouTube videosunu izleyip sesi de açarsanız, tren gibi sesler çıkararak geldiklerini duyup görebilirsiniz. 

Büyük patlama bir dökme cephaneliği veya bir sığınağın test edilmesiydi; belki de yeraltındaki Suriye ordusu yüksek komutanlığına, vurulabilecekleri mesajı gönderiliyordu. Kısa süre sonra, seyreltilmiş uranyumun kullanıldığını duyduk… bu bir sığınak materyalidir ve taşınmakta olan füzelere karşı kullanılan bir şey değildir. 

Ruslar, Lübnan üzerinde İsrail uçaklarını düşürebilecek daha gelişmiş, daha uzun menzilli füzelere sahip. Aynı zamanda füze alt sistemleriyle İsrail hava üslerini de vurabilirler. Eğer hava savunma füze menzilleri saldırıya uğrarsa Ruslar bunu yapar mı? Bence yaparlar. Nasıl cevap vermezler ki? Burada oynanan oyun böyle.


Eğer NATO ülkeleri Suriye'ye karşı genel bir hava saldırısı için birleşirse, Ruslar gaz boru hatlarını keserler mi? Ve bunun AB'nin derme çatma haldeki hassas finansal durumuna etkisi nasıl olur? Ve bunu izleyecek mali tahribat nedeniyle kim suçlanacaktır: kendisini savunanlar mı, yoksa açıkça saldırgan durumunda olanlar mı?

Ve eğer ayrı ayrı ülkelerin kamuoyları liderlerinin başlarını mızrakta isterse, ülkelerin seçkinleri, malum kişileri suçlamak üzere kendi ülkelerinde büyük terör saldırıları tetikleyerek kendilerini kurtaracak planlara sahipler mi? Kendilerini kurtarmak için bunu gerçekten yapacaklar mı?

Bunu zaten yaptılar… kendilerini kurtarmak için değil, açgözlülükle yaptılar ve yaptıkları yanlarına kâr kaldı. Eğer söz konusu olan kendilerinin hayatta kalması olsaydı, kendi halklarını tereddüt etmeden öldürürlerdi. Dolayısıyla bu düzmece askeri tehdit senaryoları için kutsal cehennemi kurmanın ŞİMDİ tam zamanı. 

Yıkımın gerçekleşmesinden sonraya kadar beklersek, yurttaşlarımızın çoğu muhtemelen sinmiş olacaktır. Şimdi yapmayacaklarını, daha yoksul ve daha zayıf hale düştüklerinde yapmayacaklardır. Seçkinler bunu biliyorlar ve bunun üzerinde bahse giriyorlar. İşte bu nedenle şimdi olduğu gibi hepimizin hayatlarıyla oynuyorlar. Bu onlar bakımından üstünlük yanlısı bir şey.

Zaman geçiyor. Seçkinleri bataklığa saplamamız ve onların başımızda durmasına son vermemiz gerekiyor. Yok olması gereken, bizim umutlarımız ve hayallerimiz değil, onlarınkilerdir.
 

Çeviren: Selim Sezer
 

medyasafak.com