Lübnan: Topyekûn Savaş için Zeminin Hazırlanması

Lübnan: Topyekûn Savaş için Zeminin Hazırlanması
"Suriye’deki kriz başladığı zaman Hizbullah, Suriye halkının tek parti yönetimini bitirecek meşru talepleri olarak gördüğü şeyle, yabancı güçlerin Başkan Beşar Esad’ı devrime fırsatına el koyma girişimleri arasında ayrım gözetti..."

İbrahim El Emin


El Ahbar

 

Hizbullah, hiçbir zaman Suriye rejimine olan desteğini ilan etmekten ötürü hicap duymadı. Direniş'e karşı 2005'te başlayan – ve Temmuz 2006 savaşından sonra sadece yoğunlaşan – Batı ve Arap kampanyasının başlatılmasından bu yana parti, Şam'a olan yakınlığını  tekrar tekrar teyit etme konusunda hiçbir zaman tereddüt etmedi.  
 

Suriye'deki kriz başladığı zaman Hizbullah, Suriye halkının tek parti yönetimini bitirecek meşru talepleri olarak gördüğü şeyle, yabancı güçlerin Başkan Beşar Esad'ı devrime fırsatına el koyma girişimleri arasında ayrım gözetti.
 

Suriye krizinin patlak vermesinden bir yıl veya biraz daha fazla zaman sonra parti, operasyonlar Hizbullah'ı pek çok düzeyde kaygılandıracak alanlara yaklaşıncaya kadar çatışmaya müdahil olmayı gerekli görmüyordu.
 

Partinin Suriye'deki rolü, Suriye'de yaşayan ve yabancı güçlerin desteklediği silahlı muhalefet gruplarının tehditleriyle topraklarından kovulan çok sayıda Lübnanlının – ve beraberinde bazı Suriyelilerin – korunmasında sorumluluk alıncaya kadar kademeli olarak büyüdü.
 

Hizbullah'ın kaygı duyduğu bir diğer alan, İsrail istihbaratının Batı'nın desteğiyle çatışmada oynamaya başladığı büyüyen rol, özellikle de Direniş bakımından önemli olan kişilerin ve yerlerin hedef alınmasıydı.
 

Parti, yerlerinden edilmelerini önlemek için destekçilerini korumakla kalmadı ve daha fazla adım atarak onlara, kendilerini her tür saldırıdan koruyacak araçlar sağladı. Bunu açıkça, kamuoyunun gözü önünde ve rejimle koordinasyon içinde yaptı ve süreçte bazı savaşçılarını kaybetti.
 

Hizbullah'ın Suriye'deki rolünün ayrıntılarının açığa çıkarılacağı, partinin rejimi korumadaki temel faktör olduğu iddia edilecek ölçekte müdahil olduğu yönündeki abartıların veya geniş ölçüde savunma amaçlı askeri faaliyetlerinin Suriye Sünnilerine karşı bir haçlı seferiymiş gibi gösteren çamur atmaların gerçek olmadığının anlaşılacağı günler gelecektir.
 

Hizbullah'ın Lübnan'daki ve Arap dünyasındaki pek çok destekçisi Suriye'ye müdahil olmasından kesinlikle rahatsızdır ve parti liderlerinin çıkıp eylemlerini meşrulaştıracak ikna edici açıklamalar yapmasını beklemektedir. Ancak eğer istenen şey direnişe çok daha fazla can ve kan vermekse, mücadelede temel bir müttefik olarak görülen şeyi savunmada popülerliğin bir kısmının kaybedilmesi, o kadar da büyük bir kayıp değildir.
 

Diğer yandan, kendilerini ilk günden itibaren Suriye krizinin içine atan, silahlı muhalefeti destekleyen taraflar, Hizbullah'a Suriye için savaşması nedeniyle saldırmadan tek bir gün geçirmiyorlar, fakat aynı zamanda silahlı grupların işlediği en çirkin suçlar nedeniyle sessiz kalıyorlar.
 

Ülkenin çeşitli azınlıklarından 1,5 milyon Suriyelinin, muhalefet güçleri içinde her bakımdan hâkim akım haline gelen cihadçı grupların elinde yerlerinden çıkarılmalarına rağmen, Suriye'nin ulusal birliği hakkında boş sloganlar atıyorlar.
 

Direniş'e Suriye'deki rolü nedeniyle yöneltilen bütün ithamlarla birlikte saha yavaş yavaş, Suriyeli devrimcilerle dayanışma bayrağı altında partiye karşı savaş için hazırlanıyor.
 

Bu, Lübnan'ın yeni bekçisi Suudi Arabistan'ın, 2006'daki İsrail saldırısının ortasında ve sonrasında bile Direniş'i baltalamak için hiçbir çabadan geri durmayan 2005'te kurulmuş Fuad Sinyora hükümetine benzer bir hükümeti dayatmak için elinden geleni yaptığı bir sırada oluyor.
 

Bu, bölgede topyekûn bir savaş için hazırlıkların yolda olduğunun bir başka göstergesidir. Bu savaş, bir tarafın hesap hatası veya bir yerlerdeki kanlı bir patlama sonucunda başlayabilir. Ve bu durumda yapabileceğimiz tek şey, oturup beklemektir.
 

Çeviren: Selim Sezer
 

medyasafak.com