Suriye, İsrail’le Çatışmanın Kurallarını Değiştiriyor
- Medyasafak.net
- ANALİZ
- 21.05.2013
Başkan Esad 1974’ten beri var olan çatışma kurallarını değiştirdi ve bu nedenle şimdi yeni bir gerçeklikle karşı karşıyayız. İsrail bu kararla yüzleşirken ağır bir bedel ödeyecektir ve bu sadece parayla sınırlı olmayıp, güvenliği, istikrarı ve bölgedeki ve dünyadaki imajıyla da bağlantılı olacaktır. Arap dünyası, İsrail’e karşı direniş-yıpratma savaşının patlak vermesinde yeni bir safhaya girecek.
Islam Times
Geçen hafta İsrail uçakları Şam yakınlarındaki hedefleri bombaladığı zaman, hatalı tahminlerde bulunanlardan bazıları saldırının Suriye ordusunu felce uğrattığını ve İsrail doğrudan saldırılara yöneldiği için bunun Suriye ordusunun kapasitesini yıkıma uğratabileceğini, silahlı muhalefetin de içinde bulunduğu yorucu durumdan çıkarak, ülkenin farklı yerlerinde arka arkaya aldığı yenilgilerin ardından gücünü restore edeceğini düşündü.
Diğer yandan, Suriye'nin saldırıya otomatik bir askeri tepki vermemesini eleştiren ve morali korumak için mümkün olan en yakın zamanda askeri bir cevap verilmesi çağrısı yapan sesler de yükseldi. Şu durumda, saldırı Suriye ordusunun canlılığını etkiledi mi ve Suriye, özel olarak Başkan Beşar Esad nasıl cevap verdi?
Elbette, İsrail uçakları askeri hedefleri bombaladı ve vurdu, ancak hasarlar giderilebildi ve Suriye ordusu, yüksek düzeydeki hazırlığını koruyup sürdürebilecek durumda. Gerçekte, saldırıdan sadece iki gün sonra, ordu dinamik durumda olduğunu kanıtladı ve silahlı muhalefetin Şam üzerindeki Deraa ana yolunda bulunan kalesi konumundaki Kirbet Gazali'nin kontrolünü ele geçirdi.
Suriye'nin cevabı ise, Suriye-İsrail çatışmasının gerçekliğinin gösterilmesi üzerinden anlaşılabilecek kapsamlı bir stratejik yanıttı.
Mayıs 1974'te Golan cephesine dair Güçler Ayrılığı Anlaşması'nın imzalanmasından ve sınırın her iki tarafına uluslararası ayırma kuvvetlerin yerleştirilmesinden bu yana, cepheye sessizlik hâkim oldu ve iki ülke arasındaki dinginlikte ifadesini bulan Suriye-İsrail çatışma kuralları tesis edildi.
Bununla beraber İsrail, çatışmayı Suriye'nin sınır komşusuna, yani Lübnan'a taşıdı ve o tarihten bu yana İsrail; Filistin direnişi, Suriye ve Lübnan direnişi ile çatışıyor. İsrail 2004 yılında Şam kırsalında Ayn Sahib'e saldırılar düzenleyerek Güçler Ayrılığı Anlaşması'nı ihlal etmiş ve 2007'de Suriye'den askeri yanıtla karşılaşmayacak şekilde, Deyr El-Zor'daki El Kabir bölgesine bir hava saldırısı düzenlemişti. Aylar önce Cemraya bölgesine hava saldırısı düzenleyen İsrail, geçen hafta da Şam kırsalında pek çok yere El-Hamma, Dimas, Cemraya ve Kudsiye – saldırılar gerçekleştirdi ve yine Suriye'den bir cevap gelmedi.
Bu saldırılardan sonra İsrail, Suriye'yle olan çatışma kurallarını değiştirmeye ve Golan Tepeleri'ndeki uluslararası kuvvetler tarafından gözlemlenen Güçler Ayrılığı Anlaşması'nı ihlal etmeye başladı. Evet, Başkan Esad yanıt verdi ve kendi tarafından da çatışma kurallarının değiştiğini açıkladı, ama nasıl?
Öncelikle, çatışma kuralları nedir? Askeri bilimlerde, silahlı kuvvetlerin güç kullanırken, yani silahlı çatışma veya barış koruma misyonları biçiminde uluslararası, bölgesel veya ulusal düzeylerde askeri operasyonlar gerçekleştirirken benimsediği kurallar anlamına gelir. Bunlar, yasal, askeri, siyasi, stratejik ve operasyonel boyutları olan kurallardır.
NATO, çatışma kurallarını yetkili bir askeri tarafın yayınladığı, silahlı kuvvetlerin bir çatışma başlatmasına veya sürdürmesine izin veren koşulları ve sınırları tanımlayan yönetmelikler olarak tarif eder. Çatışma kuralları ordu komutanlarına kılavuzluk edecek taktik talimatlar değildir, fakat silah kullanımının düzenlenmesi veya bir düşman saldırısına yanıt verilmesi gibi, çatışma için bir çerçeve çizer. Bu yüzden çatışma kuralları herhangi bir olağanüstü duruma uygun şekilde yanıt vermek üzere iyileştirilip değiştirilir.
Çatışma kuralları konsepti temelinde Başkan Esad bu kuralları değiştirme yönünde bir dizi karar alırken, İsrail de bu kuralları kendi lehine değiştirmeye çalışıyor. İlk karar, saha komutanlarına herhangi bir İsrail saldırısı durumunda üstlerine sormaksızın derhal yanıt vermeleri yönünde bir yönetmeliğin gönderildiğinin açıklanmasıydı. Bu, Suriye ordusunun herhangi bir İsrail saldırısına cevabının artık acil durum emri değil daimi emir haline geldiğini gösteriyor. Bu yönetmelikler, askeri komuta işinde nitel bir gelişmeyi teşkil ediyor.
İkinci karar Esad'ın, BM Güvenlik Konseyi'nden veya Anlaşma'nın tarafı olan ve ayırma kuvvetleri üzerinden bu anlaşmanın uygulanmasının gözlemlenmesinden sorumlu olan Birleşmiş Milletler'in Genel Sekreterliği'nden herhangi bir kınama gelmeksizin İsrail'in Güçler Ayrılığı Anlaşması'nı defalarca ihlal etmesi sonrasında Golan cephesinin direnişe açılacağını ilan etmesi oldu.
Şu durumda bu cephenin açılması, Golan Tepeleri içinde direniş saldırılarının önünü açacaktır; Golan Tepeleri'nin işgal edilmiş Suriye Arap toprağı olması nedeniyle bunlar uluslararası hukuka göre haklı saldırılardır. Bu, Golan'ı Suriye'ye geri getirecek diplomatik ve siyasi çabaların başarısız olmasının ardından geldi ve orayı kurtarmanın, meşru silahlı direniş başlatmaktan başka yolu yok. Direnişin başlatılması, bir ordu, hükümet ve toplum olarak, özellikle şu andaki durumlarda buna zorlukla dayanacak olan İsrail'i zaafa uğratacaktır.
Üçüncü karar, İsrail'in Lübnan'daki Hizbullah'a giden konvoyları veya sofistike silah depolarını bombaladığı yönündeki İsrail varsayımlarına açık ve net bir yanıttı.
Esad, Hizbullah'a silah geçişine izin vermekle kalmayıp, Lübnan direnişi için bizzat da silah temin edeceklerini söyledi ve ekledi: “Bu, kısa süre önce bir konuşmasında denge değiştirici silahlar gönderileceğini söyleyen Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah tarafından vurgulanmıştı ve şimdi bu, gerçekleştirilmiştir.” Bu, mevcut çatışmada güç dengesini değiştirecek kaliteli silahlar göndereceği anlamına geliyor.
Bu gelişme, İsrail'le olan çatışmada bir kademeden başka bir kademeye geçiş olarak görülüyor. Burada hem Suriye hem de direniş, çatışma kurallarının değiştiği bir durumla karşı karşıya ve bir öncekinden bütünüyle farklı bir kademeye doğru gidiyor.
Bu, bir sonraki çatışmanın doğasını öngörebilmemizi sağlıyor. Bu çatışma 2006'daki çatışmalardan farklı olacaktır, çünkü İsrail savaş uçakları, 2006 savaşında sahip olduğu, Lübnan hava sahasını kullanma, burada hareket etme ve uçma özgürlüğünü kaybedecektir. Hava savunma gücü muhtemelen bütün Suriye'yi kaplayacak ve Lübnan'a yayılacaktır ve direniş muhtemelen Lübnan üzerinde uçan İsrail uçaklarını hedef alabilecek sofistike hava savunma gücü edinecektir.
Başkan Esad 1974'ten beri var olan çatışma kurallarını değiştirdi ve bu nedenle şimdi yeni bir gerçeklikle karşı karşıyayız. İsrail bu kararla yüzleşirken pahalı bir bedel ödeyecektir ve bu sadece parayla sınırlı olmayıp, güvenliği, istikrarı ve bölgedeki ve dünyadaki imajıyla da bağlantılı olacaktır. Arap dünyası, İsrail'e karşı direniş-yıpratma savaşının patlak vermesinde yeni bir safhaya girecektir.
Gerçekte, uluslararası topluluğun yeni direnişin savaşına ve bir yanda Suriye ve Lübnan direnişi, diğer yanda İsrailli düşman arasındaki yeni caydırıcılık dengesine karşı tutumu değişecek ve bu yeni gerçekliği anlayarak Araplara ve Filistinlilere adalet getiren eski çözümlere geri dönerek, görmezden gelindikleri on yıllardan sonra bunları uygulamaya başlaması gerekecektir.
Çeviren: Selim Sezer
medyasafak.com