Nasrallah’ın Suriye Mesajı: “Bu Savaş Bizim Savaşımız”

Nasrallah’ın Suriye Mesajı: “Bu Savaş Bizim Savaşımız”
Nasrallah, "Eğer Suriye tekfircilerin ve Amerika’nın eline düşerse, direniş kapana kısılacak ve İsrail Lübnan’a girecektir. Eğer Suriye düşerse, Filistin davası da kaybedilir" ikazında bulundu.

Ali Haşim

 

Almonitor.com

 

Pazar günü [26 Mayıs] Beyrut'un güney banliyösü, Hizbullah'ın kalesi için sıradan bir Pazar günü değildi. Grubun lideri Hasan Nasrallah'ın Suriye'deki savaşlarını resmen ilan etmesinden 24 saatten az bir zaman sonra iki Katyuşa roketi bölgeye düşerek orada çalışan beş Suriye vatandaşını yaraladı. Burada pek çok kişi bunun sadece başlangıç olduğunu kabul ediyor. Roketin düştüğü yere birkaç metre mesafede yaşayan bir adam, “Biz Hizbullah'ın arkasındayız... Katyuşalar bizi korkutamayacak” dedi.

 

Lübnanlı yetkililer, Cebel-i Lübnan'dan üç roketin fırlatıldığını, ikisinin başkentin güney banliyösüne düştüğünü, üçüncünün ise fırlatıldığı yerden sadece birkaç metre uzağa isabet ettiğini söyledi.

 

Nasrallah'ın Cumartesi günü [25 Mayıs] yaptığı konuşmada söylediği gibi bu, savaşta bir dönüm noktası. Hem Suriye hem de Lübnan, bir zamanlar sınır olan şeylerden uzaklaştı ve savaş bayrağı altında birleşti.

 

İsrail'in güney Lübnan'dan koşulsuz çekilmesinin 13. yıldönümünde, Kurtuluş Günü seremonisinde binlerce destekçisine seslenen Nasrallah, "Yola devam edeceğiz, sorumluluk almaya ve fedakârlık yapmaya devam edeceğiz. Bu savaş bizim savaşımız ve size zafer sözü veriyorum” dedi. Nasrallah, savaşlarının aşırıcılara, kendi adlandırmasıyla “tekfircilere” karşı olduğunu söyledi, “Tekfircilerin varlığıyla Lübnan'da, Suriye'de ve Filistin'de nasıl bir gelecek bekliyorsunuz?” dedi.

 

Konuşma, Hizbullah destekçilerinin morallerinin yükseltilmesiyle düşmanlarını tehdit etmenin bir karmasıydı, ancak Nasrallah bütün Suriye muhalefetinin düşmanları olmadığını söylemek istedi: “Biz muhalefette yabancı bağları olan herkesi suçlamıyoruz. Bazılarının bir vizyonu, mantıklı, haklı talepleri var ve diyaloğa girmeye hazırlar. Bu onların doğal hakkıdır.”

 

Bir kez daha Hizbullah lideri, partisinin Suriye'deki rolünün nasıl geliştiğini anlattı. "Suriye savaşının başından beri biz [Başkan Beşar] Esad rejiminin erdemlerinin de kusurlarının da olduğunu söyledik. Reformun gerekli olduğunu ve buna ancak siyasi diyalogla erişilebileceğini söyledik” dedi ve ekledi: "Ben bir çözüme ulaşmak için hem Esad'la hem de muhalefetin üyeleriyle temas kurdum. Esad öneriyi kabul etti ama muhalefet reddetti.”

 

Bazılarına göre Nasrallah'ın konuşması açıkça, doğrudan El Kaide'ye savaş ilanıydı. “Irak İslam Devleti”nden bahseden ve Suriye'deki radikal gruplarla ilişkilendiren Nasrallah, bu grubu ve Taliban'ı Suriye, Irak ve Pakistan'da suç işlemekle suçladı. Destekçilerine “tekfirci” zihniyetini izah eden Nasrallah, "Tekfirci grupların Suriye'yi ve özellikle sınır bölgelerini kontrol etmesi, Lübnanlı Müslümanlar ve Hristiyanlar için büyük tehlike arz ediyor” dedi. "Suriye direnişin en büyük destekçisidir ve direniş hareketsiz durup tekfircilerin onun belini kırmasına izin veremez. Biz, eylemimizin Lübnan, Filistin ve Suriye'nin müdafaası olduğuna inanıyoruz.”

 

Nasrallah, "Eğer Suriye tekfircilerin ve Amerika'nın eline düşerse, direniş kapana kısılacak ve İsrail Lübnan'a girecektir. Eğer Suriye düşerse, Filistin davası da kaybedilir" ikazında bulundu.

 

Nasrallah'ın konuşmasında ele aldığı sadece Suriye krizi değildi. Lübnan'daki durumdan ve bunun Suriye'yle nasıl bağlantılı olduğundan bahsetti ve Lübnanlı gruplara Suriye savaşını Lübnan'a getirmeme çağrısı yaptı ve bunun yerine gidip Suriye'de destek verdikleri tarafın yanında savaşmalarını söyledi. Nasrallah, “İstediğiniz tarafı tutabilirsiniz, fakat Hizbullah Amerika Birleşik Devletleri'nin veya İsrail'in veya başka insanların mezarlarını kazıp kafalarını uçuran insanların tarafında olamaz” diye ekledi.  

 

Nasrallah'ın konuşmasında yeni olan pek çok şey vardı, ancak geçmişte hiç görülmemiş olan şey, Lübnan hükümetine değil, Lübnan devletine saldırmasıydı. Nasrallah'ın, Hizbullah'ı Suriye'ye burnunu sokmakla suçlayan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman'a cevap verdiği düşünülüyor. “Temel stratejik sorun, bir devlet olarak Lübnan'ın İsrail'i gerçek bir düşman olarak görmemesidir” diyen Nasrallah, "İsrail 2006'dan beri savaş için hazırlık yapıyor ve boşlukları dolduruyor. Biz, Lübnan'da, muhtemel bir İsrail saldırısına hazırlanmak için ne yaptık? Sorumlu kim? Lübnan'da sığınak yok, kalacak güvenli yerler yok. Direnişin aynı zamanda sivil ihtiyaçlarla ilgilenme hakkı var mı?" diye sordu.

 

25 Mayıs konuşmasından sonra, Hizbullah'ın artık tüm gücüyle iki cephede savaştığı açıktır: biri İsrail'le, diğeri Suriyeli isyancılarla.

 

Her iki cephede de Hizbullah meseleyi ciddiye aldı ve Nasrallah, partisinin galip geleceği sözünü verdi. Açık olan şey, bütün bölge için kanlı bir geleceğin yolda olduğudur.

 

Çeviren: Selim Sezer

 

medyasafak.com