"Hizbullah ve Yeni Doğu Akdeniz"

"Hizbullah ve Yeni Doğu Akdeniz"
"Hizbullah, yerel örgütlerin değil, devletlerin kurumlarıyla karşılaştırılabilecek kurumlara sahiptir. Hayatın bütün alanlarında işlev görmesine izin veren bir yapısı bulunuyor. Hizbullah, Batı’ya ve onun bölgedeki yardımcılarına karşı olan eksenin dayanak noktasını oluşturuyor."

İbrahim el Emin

 

El Ahbar

 

Hizbullah'ın pek çok karşıtı, grubun yok yolmasını isteyen yeminli düşmanlarına dönüştü. Bu, benim küçük ülkemde veya benim daha büyük ülkemde sahne alabilecek bir çatışmanın işareti olabilir.  
 

Pek çok kurban verilebilir. Ve durum aşırı derecede tehlikeli olduğundan, ben bir kez daha kendimi, Hizbullah'ın şu andaki gerçekliğine dair bir izahatta bulunmak zorunda hissediyorum.
 

Rasyonel davranmak isteyenler, nihai çatışmaya gitme kararı verseler bile, umarım ne dediğimi dinler ve anlarlar.
 

Bugün Hizbullah bölgesel bir güçtür. Son on yıldır böyle olageldi. 2000'deki kurtuluş ve İsrail'in Gazze'deki yenilgisi, ardından ABD'nin Irak'taki yenilgisi, Refik Hariri suikastı sonrasında Lübnan'ı kontrol etme planının başarısız olması gibi süreçlerde Hizbullah pek çok mahkeme ve tiyatrodan geçti – veya buralara sürüklendi. Bu süreçlerde deneyimlerini genişletti, etkisini arttırdı ve kapasitesini iki katına çıkardı.
 

Bilerek veya bilmeyerek Hizbullah, Arap olsun veya olmasın, ABD ve Avrupa'ya ait her şeyin reddedilmesiyle aynı anlamda kullanılır oldu.
 

İlave olarak Hizbullah, yerel örgütlerin değil, devletlerin kurumlarıyla karşılaştırılabilecek kurumlara sahiptir. Hayatın bütün alanlarında işlev görmesine izin veren bir yapısı bulunuyor. Farklı yerlerde başarı gösterme yeteneğiyle birlikte Hizbullah, Batı'ya ve onun bölgedeki yardımcılarına karşı olan eksenin dayanak noktasını temsil eden bir güvenlik gücü ve askeri güçtür.
 

Çok yönlü kapasitelerinin genişletilmesiyle birlikte Hizbullah, şimdi onun yanında duran herkes için güç kaynağıdır. Filistinliler, İsrail işgaline karşı savaşlarında bunu anladılar. ABD işgaline karşı Irak direnişi bunu gördü. Ve şimdi de silahlı gruplara karşı Suriye ordusu bunu deneyimliyor.
 

İsrailli düşmanın deneyimlerinden pek çok şey öğrenen ve emen Hizbullah, her deneyimde, bir tehdidi fırsata, krizi de yeni bir gerçekliğin başlangıcına nasıl çevireceğini biliyor.
 

Bu deneyimlerde en önemli olan şey, Hizbullah'ın her aşama için uygun siyasi söylem üretebilme yeteneğidir. Bu nedenle kuvvetleri için yeni bir kuşağı seferber etmeye devam edebileceği mekanizmaları devreye sokabilmektedir. Askeri deneyimle geçen çeyrek asır sonunda, savaşçıları hâlâ yirmili yaşlarının başındadır.
 

Bir kan davası isteyenler, bunun gerçek hayatta ne anlama geldiğini, insani askeri kapasiteyi yenileme yeteneğini sürdüreceğini düşünebiliyor mu? Peki ya bu, askeri sistemler, güvenlik yetenekleri ve lojistik kapasite düzeyinde devasa bir gelişme ile yan yana giderse?
 

Bugün, o kadar da az sayıda olmayan Arap ve Müslüman, Hizbullah'tan tiksiniyor. Fakat bu, halk nezdindeki meşruluğu bakımından kaygı yaratmıyor. Hizbullah hiçbir zaman savaşlarını veya konumlanışını önceden, stratejik seçimler yapmak bir yana, bir hükümet memuru tutmaya bile uygun olmadığı bilinen kişilerden onay alarak yapmadı.
 

Bu mesele partinin, bu tür hesaplar yapan siyasi güçlerin karşı karşıya kaldığı türden çöküşlerden uzak durmasını sağladı. Bu tür güçler, şu veya bu devletin örtüsü kalkar kalkmaz çöküyorlar.
 

Ancak Hizbullah açıkça ve göstere göstere, Suriye'de siyasi gruplara karşı muharebenin kalbine girme kararı aldığı zaman, bunu yeni rolünün bilinciyle yaptı. Bu, Suriye rejimine, çeyrek asırdır verdikleri destekten sonra sunulmuş objektif bir tepki veya misliyle mukabele hizmeti değildir.
 

Hizbullah'ın yeni rolü, 75 milyon Arap'ın yaşadığı bir bölgenin siyasi, ekonomik ve sosyal haritasının yeniden çizilmesini amaçlayan, (Arap değilse eğer) Doğu Akdenizli bir akıma liderlik etmektir. Hizbullah bir kaldıraç olabilir, fakat topyekun bir dönüşüm meydana getiremez ve hiçbir zaman da bunu iddia etmemiştir.
 

Sağduyu, bu misyonun, ABD, İsrail veya onların Doğu Akdeniz'deki temsilcilerinin işgaline direnmek için Arapların bireysel ve kolektif haklarını yeniden kazanmaya çalışacağını söylüyor. Misyon, bütün Arapların gerçek ulusal kimliğini canlandırmayı amaçlıyor.
 

Bu durum ilk aşamada, ister “bağımsız ulusal karar”, istersek “önce benim ülkem” diyelim, bütün dar bakış açılarının giderilmesini gerektirmektedir. Bu, Filistin ve Ürdün'den, Lübnan ve Suriye'ye, Irak, Türkiye ve Arap Körfezi'ne kadar bütün Doğu Akdeniz halklarını içeriyor.
 

Sonuç olarak, Hizbullah'tan kurtulmak isteyenlere, mesele artık askeri gruplar veya güvenlik gruplarıyla, bir veya iki mahalleyle, yahut uluslararası polis gücü veya benzer bir kuruluş tarafından izlenen bir sınır şeridiyle ilgili değilmiş gibi hareket etmelerini öneriyorum.
 

Solcular ile Suriyeli ve Arap milliyetçilerinden oluşan karma bir akımdan söz ediyorum. Bu akımın, siyasi ve idari olandan önce kültürel ve idari çeşitliliklerini koruyacak tam bağımsızlık isteyen yoksullardan oluşan geniş bir tabanı var. Suudilerin ve onlarla ilişkili olanların liderlik ettiği tekfircilerin düşüncelerini yok edecek olan, bu çeşitliliktir.
 

Hizbullah'ın yeni adresi burasıdır. Allah korusun, onunla savaşmaya başlamadan önce durumu iyi anlamanız gerekiyor.
 

Çeviren: Selim Sezer
 

medyasafak.com