Hizbullah’ın Hedeflenmesi: Dahiye Bombalamasının Arkasında Kim Var?

Hizbullah’ın Hedeflenmesi: Dahiye Bombalamasının Arkasında Kim Var?
"Bombalamayı planlayan ve gerçekleştiren bu suçlular, yeryüzünün neresinde olduklarına bakılmaksızın, bir daha asla güvende olmayacaklarını bilmeliler."

İbrahim el Emin
 

El Ahbar

9 Temmuz'da Dahiye'deki araba bombalamasının arkasındaki taraf, ister sorumluluğunu açıkça ilan etsin isterse de olayı soruşturan yetkililerce ortaya çıkarılsın, er ya da geç açığa çıkarılacak.
 

Hizbullah, Lübnan sınırlarının ötesinde Filistin ve İran'a uzanan, direniş cephesindeki merkezi rolünü anmaksızın,  Suriye krizindeki pozisyonu sebebiyle ağır bir bedel ödetileceğinin her zaman tamamıyla farkındaydı.
 

Parti mebzul miktarda Batılı ve Arap kuvvetlerin Direniş'e karşı saldırıda bulunmak için kafadar yerel taraflara yardıma katkıda bulunmak üzere hazırlandığını çok iyi biliyordu. Ve müzayede başladığında, İsrail ile aynı sırada teklif vermek üzere, onun amansız düşmanına karşı hücum etmeye hazır birçok alıcı olabilecekti.
 

Hizbullah'ın birçok düşmanı partiye doğrudan zarar vermekte veya onunla bir çatışmaya girmekte bilinen yetersizlikleri nedeniyle Direniş'i yok etmek için –eşit derecede acı verici- diğer metotlara niçin başvurmadılar, sebepler aşağıdadır:
 

İlkin, silah zoruyla kendi iradesini dayatarak ülkeye boyun eğdirmiş bir terör örgütü olarak karakterize edilen ve eylemleri nedeniyle  genellikle hem kendi destekçileri hem de Lübnan halkına bir yükümlülük haline gelmiş olan partisinin faaliyetlerine bir son vermek için Hizbullah'a karşı bir tahrik kampanyasının düzenlenmesi için. 

 

İkincisi, Sünniler ve Şiiler arasındaki bölünmeleri rahat bırakmayıp yalanları yaymak ve Direniş'e karşı mezhepçi nefret oluşturmak için camiler ve medya dahil olmak üzere tüm imkanlarını kullanarak onları birbirlerinden sosyal, ekonomik ve kültürel açılardan izole etmek.
 

Üçüncüsü, partiye darbe vurmak için onlara yardım etmek üzere yabancı güçlere başvurmaya devam etmek. 2006'da işledikleri açık hainlikten sonra, şayet işlerine yarayacaksa, Hizbullah'ın yerel düşmanları –Washington, İsrail, yerel tekfirci gruplar-  şeytana dönmekte tereddüt etmeyeceklerdir.
 

Tıpkı Ahmed el Esir ile ordu arasında Sayda'daki yakın zamanda yaşanan çatışma için Direniş'i suçladıkları gibi, sonuçlarına bakmaksızın, bombayı yerleştirenlerin imkansız gibi görünen vazifeleri tamamlanana kadar bu suçu teşvik etmek üzere Dahiye patlamasını Hizbullah'a bağlamak için sıkı bir şekilde çalışıyorlar.
 

Dahiye vakası partinin ruhani lideri Muhammed Hüseyin Fadlallah'ı hedefleyen 8 Mart 1985'teki benzer bir bombalamayı çağrıştırıyor. Fadlallah saldırıdan sağ kurtuldu ama çevredekilerden 90 kişi hayatını kaybetti.
 

Daha sonra açığa çıktı ki, operasyon yerel CIA ajanları tarafından gerçekleştirildi ve şu an ülkenin istihbarat servisi başkanı olan, (o zaman) krallığın Washington'daki elçisi Prens Bender bin Sultan yoluyla Suudi Arabistan tarafından finanse edildi. Bu bilgi Bob Woodward'ın “Örtü: CIA'in Gizli Savaşları, William Casey yönetimine kadar” isimli kitabında doğrulandı.
 

Salı günkü saldırı 28 yıl önceki ölümcül bombalamadan biraz ötede gerçekleşti. Ama Hizbullah bizi, kendisine karşı bu gibi zalimlikleri işleyenleri onlar bunu tekrarlamadan evvel iki kez düşünmeleri için işi ciddiye bindirme konusunda alıştırdı. Bombalamayı planlayan ve gerçekleştiren bu suçlular, yeryüzünün neresinde olduklarına bakılmaksızın, bir daha asla güvende olmayacaklarını bilmeliler.
 

medyasafak.com