CIA: El Kaide Lübnan’a 16 Ton Patlayıcı Sevkiyatı Yaptı

CIA: El Kaide Lübnan’a 16 Ton Patlayıcı Sevkiyatı Yaptı
"Yani Washington Lübnan’daki ve bölgedeki çıkarlarını korumak bakımından, bilinmeyen saldırganlar tarafından, Hizbullah’a, saldırılara cevap hakkı verecek ve direniş tarafını hedefleyen herhangi bir muhtemel saldırıyla ilgisi olmadığı mesajını vermek istedi."

Hasan Ileyk

Al Ahbar

Beyrut'un güney banliyösü Bir el- Abid'deki 9 Temmuz bombalamasından yaklaşık bir hafta evvel, Lübnan güvenlik servisleri Amerikalı meslektaşlarından terörist grup El Kaide'nin, Hizbullah yetkililerini ve Lübnan ordusunu olduğu kadar Körfez ülkeleri, Rusya ve Çin'den diplomatları da hedefleme planlarına bağlı olarak Dahiye'de patlatmak üzere iki büyük araç hazırladığına dair bir uyarı aldılar.

Salı günü Beyrut'u sallayan bu patlamaya dair soruşturmalar şimdiye kadar büyük bir gizlilikle ve bulgularını saklayarak devam ediyor.  Bununla birlikte, yetkililer faillerin kimliğini belirlemek için ciddi yollar takip edildiğini doğruluyor.

Bu arada, güvenlik ve politika çevrelerinde, ABD Merkezi İstihbarat Servisi'nin (CIA) Lübnanlı yetkililere, El Kaide bağlantılı bir grup tarafından Lübnan'a büyük miktarda patlayıcı getirildiği hakkında bilgi verildiğine dair haberler dolaşıyor.

Güvenilir güvenlik ve politik kaynaklar bu Amerikan ihbarı geçen haftanın başında, CIA Beyrut merkezinin şefinden geldiğinde Lübnanlı başlıca güvenlik servislerine (örneğin Ordu İstihbaratı, İstihbarat Şubesi ve Genel Güvenlik) bunun sürpriz olduğunu, hayli hassas istihbarat içeren daha sonraki raporları aldıklarını söylediler.

İlk raporda, Amerikan tarafı, El Kaide bağlantılı bir grubun iki büyük kamyonu Dahiye'de patlatmak için yedi ton patlayıcı ile donattıklarına dair muteber bilgiye sahip olduğunu ileri sürdü. Bu kaynaklar, CIA; intihar bombacıları ve Suriye'de faaliyet gösteren El Kaide'ye bağlı bir grup tarafından yeşil ışık yakılan bu saldırıda, komplonun ardındaki elebaşları hakkında ilave bilgi sağladı, dedi.

İkinci rapor birincisinden önemsiz değil. CIA tarafından elde edilen istihbarata göre, El Kaide ile bağlantılı diğer grup Lübnan ordusu, Hizbullah, Beyrut'taki Suudi ve Kuveyt elçileri ile muhtemelen Rusya ve Çin'den diplomatlara karşı saldırılarda kullanmak üzere Lübnan'a yaklaşık 2.000 kilogram patlayıcı getirdi.

Üçüncü rapor Suriye içinden Baalbek bölgesine roketler ateşlemekten sorumlu grup hakkında detaylı bilgi içeriyor. ABD raporu bu grubun liderini ismi ile belirtiyor ve telefon numarası dahil diğer bilgileri de sağlıyor.

Bu istihbaratın kontrolü üzerine, ABD raporunda ismi geçen şahsın batı Şam kırsalında silahlı bir müfrezeye liderlik eden ve daha önce Kuzey Lübnan'da aktif olan Suriye tabiiyetinde birisi olduğu ortaya çıktı. Aynı rapora göre, bu militan lider Baalbek şehri ve çevresine karşı kullanmak için 500 roket elde etmek istiyordu.

Geçen Perşembe günü Baabda Sarayı'nda raporları tartışmak için bir toplantı düzenlendi. Toplatıya Cumhurbaşkanı Michel Süleyman tarafından başkanlık edildi ve Başbakan Necib Mikati, Savunma Bakanı Fayez Ghosn, İçişleri Bakanı Mervan Charbel, İletişim Bakanı Nicolas Sehnaoui, Genelkurmay Başkanı George Qaraa, Ordu İstihbarat Başkanı Edmond Fadel, İç Güvenlik Kuvvetleri Genel Müdürü İbrahim Basbous, İstihbarat Başkanı İmad Osman ve Cumhurbaşkanı'nın askeri danışmanı Abdul Muttalib el-Henavi de yöneticiler olarak katıldılar.

İlginçtir, üst düzey güvenlik liderleri iletişim bakanından iletişim verilerini elde etme ihtiyacına odaklanarak, sahip oldukları bilgilerin tamamını politik liderlerle paylaşmamayı tercih ettiler. Toplantıda Rumiye'de tutulan mahkûmlar tarafından mobil telefonların kullanımının yasaklanması talebi de vardı.

Bu talep, güvenlik servisleri radikal İslamcı mahkumlar (muhtemelen bir Körfez ülkesinden) ile henüz kimliği bilinmeyen, kaynağı ya da varış noktasını açıklamaksızın yedi ton patlayıcıyı yükü zikreden  diğeri arasındaki aramaları engellemek istedikten sonra geldi. Güvenlik servisleri bu konuşmaları tamamıyla kaydedemedi, bunların kaydedilemesi,  bir kısmı gelişmiş yazılıma rağmen Lübnan servisi işleme kabiliyetine sahip olmadığından meydana geldi.

Ancak, İçişleri Bakanı Mervan Charbel böylesi bir hareket isyanlara sebep olacaktır, diyerek mahkûmlar arasında mobil telefon kullanım yasağını reddetti.

Güvenlik yetkilileri El Ahbar'a, Lübnanlı yetkililer Amerikan tarafı açığa çıkacak ilave istihbaratı aktarmaya söz verirken, bu “dehşet verici” ABD istihbaratını çok ciddiye alıyorlar, dedi. Güvenlik yetkililerine göre, iletişim verisi soruşturmalar için çok önemli olacak ve not ediyorlar, birkaç tane çok önemli lider var ki, ancak bu veri yoluyla takip edilebilirler.

Bu yetkililer, mobil telefonlar ve daha sonra en azından internet servisleri yasaklanmazsa Rumiye'de acil önlemler alma ihtiyacını da vurguladılar.

Washington niçin konuştu?

ABD istihbaratı Lübnan tarafına iletildikten sonra, CIA'in yerel güvenlik servislerine Hizbullah'a karşı işlenecek bir komploya dair niçin istihbarat sağlayacağı üzerine kapsamlı bir tartışma oldu.

Güvenlik liderleri aşağıdaki sonuçlara ulaştılar: Bir, ABD istihbaratı muhtemel düşmanlar olarak sadece Hizbullah'ı içermiyor bilakis Lübnan ordusu ve Washington ile müttefik ülkelerden diplomatları da içeriyor. İki, gerçek şu ki, Amerikalıların bu istihbaratı paylaşmalarının tek anlamı, en azından yakın bir gelecek için Lübnan'daki istikrarın sabit kalmasına çalıştıkları olabilirdi.

Bu arada, bazı güvenlik yetkilileri ABD'nin Hizbullah'a da bir mesaj iletmek istediği fikrindeler. Yani Washington Lübnan'daki ve bölgedeki çıkarlarını korumak bakımından, bilinmeyen saldırganlar tarafından, Hizbullah'a, saldırılara cevap hakkı verecek ve direniş tarafını hedefleyen herhangi bir muhtemel saldırıyla işi (ilgisi) olmadığı mesajını vermek istedi.

medyasafak.com