Şakir Rızk: Kahire Cinayetleri Ordunun Komplosu

Şakir Rızk: Kahire Cinayetleri Ordunun Komplosu
Press TV, Kahire’den politik yorumcu Şakir Rızk ile Mısır’daki durumu tartışmak için bir röportaj gerçekleştirdi.

Şakir Rızk: Kahire cinayetleri ordunun komplosu

 

Press TV, Kahire'den politik yorumcu Şakir Rızk ile Mısır'daki durumu tartışmak için bir röportaj gerçekleştirdi.


Aşağıdaki metin bu röportajın yaklaşık bir çözümüdür.


Press TV: Mevcut hükümetin meşru olduğunu düşünüyor musunuz?


Rızk: Bu sabah ne oldu? Sabahın erken vaktinde, şafakta gerçek bir katliam yaşandı ve askeri darbe yapan kişiler tarafından olduğu kadar bütün ülkeyi yıkmak isteyip kaos oluşturmak veya bir iç savaş başlatmayı deneyen bir kısım (eski rejim) bakiyesi kişiler ve  işadamları tarafından planlanmış bir komplo gerçekleşti.


Bu sabah sahada gördüğüm, Mısır toprağında olan şey tam bir faciaydı. Bu ülkeye sadık milyonlarca Mısırlı bunu asla kabul etmeyecek ve her kim tarafından yapılırsa yapılsın bu katliamı kınayacaktır.

 

120 kişinin öldürüldüğünü, 4.500 kişinin yaralandığını duydum. Bunlardan bazıları, yüz kadarı, ağır yaralı ve ölümün kıyısında. Bunların hiçbirisi, demokrat, ifade hürriyeti isteyen, gösteri hürriyeti isteyen, asker kişileri ve askeri darbeyi geçekten kınayan hiçbir Mısırlı tarafından kabul edilemezdi.


Bu ülkeyi halen kontrol eden bir darbedir. Seçilmemiş, ülke için hiçbir şey yapmayan bir cumhurbaşkanımız var. Hiçbir fonksiyonu olmayan bir başbakanımız ve kabinemiz var.


Ülkedeki bir kişi halkıyla, hükümetiyle, ülkede onunla birlikte güce sahip herkesle beraber ülkenin her parçasını kontrol etmeye çalışıyor; insanları katleden, her yerde her saniye kan döken tek bir kişimiz var.

 

Press TV: Kahire, öncelikle size Paris'teki misafirimize cevap hakkı vereceğim.


Rızk: Şayet söylemek için bir sözüm olsaydı, bunu söyleyeceğim için üzgünüm ama diğer taraftaki bayan aslında Mısır'da neler olduğunu bilmiyor. Kendisi vaktini Paris'te geçiriyor, buradaki insanların nasıl acı çektiğini bilmiyor, Mısırlıların durumu nasıldır bilmiyor, özellikle öldürülen insanların ve akrabalarının, sevdikleri katledilen insanların nasıl acı çektiklerini bilmiyor.


İnsanların evlerine dönmesini istiyor. Eve dönün ve oturun ve asker kişilerin ülkeyi kontrolünü mü izleyin?


Beş dakika önce, stüdyodaki yayına gelmeden evvel, Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Hamdin Sabahi ile konuşuyordum ve ona bu katliamı kınayıp kınamayacağını sordum. Kendisi, buna (katliama) karşı olduğunu söyledi ve herkesi diyaloga, oturup ülke için bir çözüm bulmaya davet eden ulusal uzlaşı çağrısı yaptı. Hamdin, ülkede gerçek bir başkana sahip olmadığımızı itiraf etti. Tümüyle fonksiyonsuz bir kabinemiz var. Bu sabah katliamın ardından Hamdin ile konuştuktan sonra kendisi El Baradey ile konuştu. Gel ve bunu basında kına, bütün dünya medyası sadece şiddetin her türlüsüne karşı insanları gösteriyor, dedi.


Öldürülen insanlar şiddetin hiçbir çeşidini kullanmıyorlardı. Gösteri yapan çok barışçıl insanlardı, caddelere çıkan, ifade hürriyeti haklarını talep eden kişiler.


O, (Paris'teki misafir) bir yetkiden bahsediyor ve asker kişilerin işi hakkında konuşuyordu. Bu, kelimenin tam anlamıyla bir askeri darbeydi ve bu birçok insanın, birçok ülkenin, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi birçok organizasyonunun söylediği şeydir; bu bir askeri darbedir. Korktuğumuz şey, ülkede askerlerin ve askeri gücün (tahakkümü) altında ülkeyi kontrol eden kişilerin olmasıdır.


Press TV: Devam edin ve Bayan Daridan'ın yorumlarını cevaplayın.

Rızk: Şunu söylemek istiyorum, bu gerçekten tuhaf. Sizin sualinize hiçbir şekilde cevap vermedi ama ben sualinizi cevaplayacağım. Bu insanları, bu barışçıl insanları kim vurdu?

 

İki tarafımız var, iki topluluk. Diğer taraftaki (Paris'teki) bu bayan bazılarının ve benim onu bu toplulukta bırakmak istediğimizi söyledi. Bir tarafta polis ve diğer tarafta protestocular var. Bu protestocular barışçıldı. Her şeyden evvel üzerlerine göz yaşartıcı gaz attık. Sonra saçmalar (kuş mermileri) kullanılmak suretiyle vuruldular. Daha sonra gerçek mermiler kullanıldı.


Bütün kayıplarımız kafalarından, boyunlarından veya göğüslerinden vurulmuştu. Bu, orada bu insanları kasten vuran bazı keskin nişancılar olduğu anlamına gelir. Onları kasten öldürüyorlardı. Asker veya polisten gelen tepki ne idi, onlar, “öldürmek için vurun, yaralamak için değil”, dediler. Slogan buydu, bu insanların öldürülmesinde temel prensip buydu; onlara bir son verin.


İçişleri bakanının bugün birkaç dakika içinde, çok kısa bir sürede aldığı karara göre kendisi bu oturma eylemini yok edecek ve buna bir son verecek. Bunu nasıl yapacak? Bunu yine kan dökmek suretiyle mi yapacak, bu insanlara ateş üstüne ateş açarak, bu insanları bir kere daha vurarak mı (yapacak)?


Merak ediyorum bu adamlar camilerde öldürülen masum insanlar hakkında ne düşünüyorlar. Bu bayanın dediği gibi, onları kim öldürdü? Kendi kendilerini mi öldürdüler? Müslüman Kardeşler Müslüman Kardeşleri mi öldürüyor? Müslüman Kardeşler caddelere gelip tüm dünyaya, “bizler çok barışçılız” sözünü söylemek için ifade hürriyetimiz var, gelin ve bizi öldürün demek üzere mi bu göstericileri veya protestocuları öldürüyor? Kendilerini mi öldürüyorlar, intihar mı ediyorlar? Bu, gerçekten çok tuhaf.


Çok yeni bir haberim var –bana bir dakika verir misiniz- eşkıyalar tarafından saldırılan yaralı insanların bulunduğu iki hastanenin birisinden gelen bir haber. Bu eşkıyalar oraya onları öldürmek için gittiler zira bunların (yaralıların) “Rebel El Davaya”da veya anıt mevkiinde vurulduklarına dair hastaneden bir rapor istiyorlardı. Onlar, “”Hayır, bu insanlar gerçekten intihar ediyor, bu insanlar kendilerini öldürdüler diye bir rapor almak zorundasınız”, dediler.

 

Press TV: Bay Rızk, Bayan Daridan'ın yorumları bakımından cevap verebilirsiniz.


Rızk: Tekraren, kendisi fasit bir dairede dönüyor veya sizin sorunuza ya da benim yorumuma cevap vermeyi amaçlamıyor. Üzülerek söylüyorum, benim ne dediğimi bile anlamıyor. İnsanların evlerine dönmesi ve kendilerini ifade hürriyetine sahip olmaktan alıkoymaları için bir çağrı yapmak istiyor: Bir demokrasi ki, Fransız halkı, Amerikan halkı ve bütün medeni halklar bunun arayışındadır.


İnsanlar protesto ediyor, barışçıl bir şekilde bunu yapmanın hakları olduğunu gösteriyorlar. Onlardan evlerine dönmelerini isteme. Niçin onları evlerine göndermek istiyorsunuz? Onlar silahlara göğüs germiyorlar mı? Niçin silah? Zira onlar barışçıl insanlar.

 

medyasafak.com