 
                                        
                                    Kadı Nurullah, daha sonra, Nûrbahşiyye silsilesinden bazı dervişlerin şu sözünü aktarır: “Hızır ile görüştüğünü açık eden veya hırkasını ona nispet eden her şeyh, hakikatte Şia mezhebine bağlılığını ve imamet hakkındaki inancını ortaya koymuştur.”
9.10.2025
24.09.2025
17.09.2025
27.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
 
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                "Bizim değerlendirmemize göre Filistin halkının çoğunluğu – anavatan içinde ve diasporada – özellikle Gazze'deki katliamların ışığında, feda eyleminin yeniden canlandırılmasını devrimci bir gereklilik olarak görüyor."
 
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                Hakîm Feyyâz Lâhicî’ye (ö. 661) göre, İmamiyye’nin inanç esaslarının büyük ölçüde Mu‘tezile ile benzerlik göstermesinin sebebi ne Mu‘tezile’den etkilenmesidir ne de onların kelam usullerini iktibas etmesidir; aksine bu benzerlik, bir yandan Mu‘tezile’nin felsefeden faydalanmasından, diğer yandan İmamiyye’nin -İmamlarından (a.s.) aldıkları- kelam usullerinin felsefî ilkelerle uyumlu olmasından kaynaklanmaktadır:
 
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                Bu çalışmada ortaya konulan bulgulara göre, “Câhiliye ölümü” başlığı altında sınıflandırılan hadislerin imama itaatin zorunluluğundan, Müslüman cemaati arasında ayrılık çıkarmaktan imtina etmekten ve Müminlerin Emiri Ali’ye (a.s) muhabbet beslemenin bir iman nişanesi olduğundan söz eden kısmının güvenilir oldukları ve sahih senetle rivayet edildikleri anlaşılmaktadır.
 
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                Pek çok araştırmacı Şîa’nın ana eğilimlerinin ve kelâmî çizgisinin Mu‘tezile etkisinde şekillendiğine inanmaktadır. Bu metnin yazarı bu görüşün yanlışlığını, dahası Mu‘tezile’nin, hatta Basra Mu‘tezilesi’nin, Şîa’nın düşüncesinden çokça etkilendiğini kanıtlamanın peşindedir. Mu‘tezile’nin önde gelen şahsiyetlerinden olan Nazzâm’ın önemli Şiî düşüncelerine yönelimi bu iddiayı doğrulamaktadır.
 
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                Bir diğer başarı hikâyesi de milyonlara telefona yüklenen, yapay zekâ tabanlı bir navigasyon uygulaması olan Balad. Konuşma tanıma teknolojisini kullanan bu yerel haritalama hizmetini oluşturma fikri, Google Haritalar'ın yabancı yaptırımlar nedeniyle İran'da çalışmayı bırakmasının ardından ortaya çıktı.
 
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                ABD'de devlet bankalar ve tekeller tarafından kontrol ediliyor. Çin'de ise tam tersi oldu: Devlet, serbest piyasanın halk lehine çalışmasını sağlamak için kapitalistlerin tepesinde oturuyor.
 
                        
                     
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                