Kadı Nurullah, daha sonra, Nûrbahşiyye silsilesinden bazı dervişlerin şu sözünü aktarır: “Hızır ile görüştüğünü açık eden veya hırkasını ona nispet eden her şeyh, hakikatte Şia mezhebine bağlılığını ve imamet hakkındaki inancını ortaya koymuştur.”
25.06.2025
11.03.2025
18.12.2020
15.11.2020
19.10.2020
19.05.2020
O, 20 yıl önce bir hareket başlattı, şu an 15 milyon dostu var. Hem de ne dost! Öyle dostlar ki mermilerin önünde duruyorlar. Orada iken anladım ki 5 iş gününde 3 buçuk saat boyunca gösteri yapıyorlar. Bütün bu süre boyunca 170 şehit verdiler. Ben gözlerimle gördüm onların gençleri Nijerya ordusuna “biz şehadet niyetiyle geldik, sizin mermilerinize hazırız” diyordu.
Üstat Ali Rabbani Golpayegani makalesinde İmam Mehdi’nin Ehl-i Sünnet rivayetlerinde geçen şeceresinin incelemesini ve buna ilişkin bazı rivayetlerin eleştirisini yaptı.
Hz. Mehdi’nin doğumu ve hayatı, sadece Şiilere özgü bir inanç değildir. Ehl-i Sünnet’in muteber kaynaklarında da bu konunun işlendiği apaçık görülmektedir. Ehl-i Sünnet kaynaklarında, Hz. Mehdi’nin doğumunun işlendiği ve Ehl-i Sünnet âlimleri nezdinde kabul gördüğüne dair rivayetlerin varlığı, O’nun dünyaya geldiği inancının ispatı için çok önemli bir dayanak noktasıdır.
Demek ki Müslümanların bir bölümü “Allah’ın Kitab’ı ve Sünnet’im” şeklindeki isnad zincirinden yoksun bir rivayeti hadis diye aktarıyorken “Allah’ın Kitab’ı ve İtret’im” şeklindeki mütevatir hadisi ise zayıf görüyor ve nakletmiyormuş.
İbn Kayyım “Allah-u Teâlâ İmam Hasan’ı mükâfatlandırdı ve imameti O’nun zürriyetine verdi. İmam Hüseyn’i (a.s.) ise dünyayı istemesi yüzünden cezalandırdı!” diyor. Yani Hz. Resulullah’ın (s.a.a.) reyhanesi, Ehl-i Beyt-i Mutahhara’dan biri hakkında bu ifadeleri kullanıyor İbn Kayyım el-Cevziyye! Bu çizgiyi niçin Ümeyyeci din anlayışına bağlı, Ali’ye ve Ehl-i Beyt’ine düşmanlık besleyen bir akım olarak tanımlıyorsun diye soranlara işte bundan dolayı diyorum!
İbn Arabî Futuhatü’l-Mekkiye'de şöyle diyor: "Allah-u Teala O'na (Mehdi'ye) öğretecektir. Hadis-i nebevî 'O benim eserime uyar ve hataya düşmez' buyurmaktadır. O’nun kendisine uyulan ve masum olduğunu öğrendik. Masumiyet ancak hükümde yanlışa düşülmediğinde bir anlama sahiptir.Hz. Resulullah’ın (s.a.a.) verdiği hükümde yanlışlık vardır denilemez."