İmam Cafer es-Sâdık’a atfedilen bu türden rivayetlerin neredeyse tamamını aynı noktada buluşturan ortak özellik ve hedef, Şiî terminolojisinin bilinçli bir biçimde dönüştürülmesi, bu suretle Şiî doktrinlerin altının oyulması ve bu terimlerin Sünnî muadillerinin ön plana çıkarılmasıdır... Öte yandan, tevellânın zaruri bir bütünleyici unsuru olarak teberrânın İmam Cafer es-Sâdık tarafından benimsendiği şüphe götürmez bir gerçektir.
11.03.2025
18.12.2020
15.11.2020
19.10.2020
19.05.2020
26.03.2020
Üstat Ali Rabbani Golpayegani makalesinde İmam Mehdi’nin Ehl-i Sünnet rivayetlerinde geçen şeceresinin incelemesini ve buna ilişkin bazı rivayetlerin eleştirisini yaptı.
Hz. Mehdi’nin doğumu ve hayatı, sadece Şiilere özgü bir inanç değildir. Ehl-i Sünnet’in muteber kaynaklarında da bu konunun işlendiği apaçık görülmektedir. Ehl-i Sünnet kaynaklarında, Hz. Mehdi’nin doğumunun işlendiği ve Ehl-i Sünnet âlimleri nezdinde kabul gördüğüne dair rivayetlerin varlığı, O’nun dünyaya geldiği inancının ispatı için çok önemli bir dayanak noktasıdır.
Demek ki Müslümanların bir bölümü “Allah’ın Kitab’ı ve Sünnet’im” şeklindeki isnad zincirinden yoksun bir rivayeti hadis diye aktarıyorken “Allah’ın Kitab’ı ve İtret’im” şeklindeki mütevatir hadisi ise zayıf görüyor ve nakletmiyormuş.
İbn Kayyım “Allah-u Teâlâ İmam Hasan’ı mükâfatlandırdı ve imameti O’nun zürriyetine verdi. İmam Hüseyn’i (a.s.) ise dünyayı istemesi yüzünden cezalandırdı!” diyor. Yani Hz. Resulullah’ın (s.a.a.) reyhanesi, Ehl-i Beyt-i Mutahhara’dan biri hakkında bu ifadeleri kullanıyor İbn Kayyım el-Cevziyye! Bu çizgiyi niçin Ümeyyeci din anlayışına bağlı, Ali’ye ve Ehl-i Beyt’ine düşmanlık besleyen bir akım olarak tanımlıyorsun diye soranlara işte bundan dolayı diyorum!
İbn Arabî Futuhatü’l-Mekkiye'de şöyle diyor: "Allah-u Teala O'na (Mehdi'ye) öğretecektir. Hadis-i nebevî 'O benim eserime uyar ve hataya düşmez' buyurmaktadır. O’nun kendisine uyulan ve masum olduğunu öğrendik. Masumiyet ancak hükümde yanlışa düşülmediğinde bir anlama sahiptir.Hz. Resulullah’ın (s.a.a.) verdiği hükümde yanlışlık vardır denilemez."
İmam Mehdî’nin (a.f.) zuhur edeceği inancı, genel İslâmî bir itikat olmakla birlikte Şia mezhebinde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Bunun başlıca sebebinin, Şiîlerin, İmam Mehdî’nin doğduğunu ve hayatta olduğunu kabul etmeleri olduğu söylenebilir. Ehlisünnet müelliflerinden bazıları, Şia’nın kaynaklarını ve delillerini göz ardı ederek bu inancı eleştirmişlerdir.