Hakîm Feyyâz Lâhicî’ye (ö. 661) göre, İmamiyye’nin inanç esaslarının büyük ölçüde Mu‘tezile ile benzerlik göstermesinin sebebi ne Mu‘tezile’den etkilenmesidir ne de onların kelam usullerini iktibas etmesidir; aksine bu benzerlik, bir yandan Mu‘tezile’nin felsefeden faydalanmasından, diğer yandan İmamiyye’nin -İmamlarından (a.s.) aldıkları- kelam usullerinin felsefî ilkelerle uyumlu olmasından kaynaklanmaktadır:
29.04.2025
11.03.2025
8.02.2025
3.02.2025
19.10.2024
2.08.2024
Felsefe tarihinin dönüm noktasını teşkil eden Kant, konu iman olunca akıldan ziyade ahlâkı devreye sokmuştur. Örneğin bizim hakîmlerimiz hem nazarî akıl hem de amelî akıl derken o daha çok pratik akla vurgu yapmış, Hıristiyanlığın hakikatine ahlâk üzerinden ulaşılması gerektiğine inanmıştır. Buna benzer düşüncelere İslâm dünyasında da rastlamaktayız [Mesela Faslı Müslüman düşünür Taha Abdurrahman; Medya Şafak].
Bu rejimlerin korktukları tek şey ve dolayısıyla yenilebilecekleri tek yol gerçek devrimci faaliyettir. Bu tür devrimci pratikler bölgedeki ve dünyadaki kitleleri uyandıracaktır. Bu koşullar gerçekleştiğinde, gerici tiranların ve Siyonist rejimin kaderi mühürlenecek ve zafer kaçınılmaz hale gelecektir.
En büyük istidat insana ait iken, diğer taraftan sonsuz (ya da en büyük) fiiliyet de, Hakk Tebârek ve Teâlâ’ya aittir. Dolayısıyla Mutlak Kemâl olan Hakk’ın kâmil ifâzesi (feyz verişi) nereye nazil olur? Mutlak istidada, yani insân-ı kâmile… Mutlak istidat kime aitti? Nasıl ki Hakk Teâlâ mutlak fiiliyet ise, insan da mutlak istidattır. İnsân-ı kâmil kimdir? Hz. Hatmî Mertebet (s.a.a.)
Spekülasyon tuzağına düşmek istemiyoruz ve söyleyebileceğimiz tek şey, özellikle Gazze Şeridi'ndeki büyük zaferin ve Süleymani'nin danışmanı ve Lübnan, Batı Şeria, Gazze Şeridi, Irak ve belki de Yemen'deki direnişi silahlandırma konusunda en önde gelen İranlı yetkililerden biri olan Şehit Seyyid Razi El Musevi suikastının ardından gerçekleşeceği için, bu konuşmanın yeni şeylerle dolu olacağıdır.
Al-Arabiya haber sitesine göre, ön saflarda bulunmuş bir İsrail askeri olan Avichay Lowee, ölenlerin sayısının çok daha fazla olduğunu ve onlarcasının sakat kaldığını, büyük bir kısmının ise kendi haline bırakıldığını itiraf etti. Kendisinin de korkudan geceleri altına işediğini söylüyor. Cepheden dönmesine rağmen Hamas'ın RPG ateşinin hâlâ kulaklarında yankılandığını ve çürüyen cesetlerin pis kokusunu aldığını da ekliyor.
"Burkan 10 km'ye kadar menzile sahip olup 100 kg ile 500 kg arasında değişebilen ağırlığa sahip patlayıcı başlığıyla dikkat çekiyor. Roket, çarpma noktasından itibaren 150 metrelik bir yarıçap içerisinde geniş çaplı bir yıkıma neden olabiliyor. 2016’da Hizbullah'ın elinde yüzlerce Burkan roketi bulunuyordu ve her bir roketin maliyeti de 300 ila 400 dolar arasında değişiyordu. Etkisi büyük, fiyatı ucuz bir silah. Bugün Hizbullah'ın cephaneliğinde bu tür roketlerden muhtemelen binlercesinin bulunduğunu tahmin ediyoruz."