İnsanın fıtratı demek olan “akl”ın bir kapasitesi vardır. Aklın aslı ve özü, melekût âlemindedir. Melekût âlemdeki ilâhî akıl, hiçbir zaman hiçbir şeyle kirlenmez. Keza melekler âlemi de bu şekildedir. O akıl bu zaman, mekân ve tabiat âlemine indiğinde zamanın, mekânın, şehvetlerin ve heveslerin hüküm sürdüğü bir âlemi tecrübe etmiş ve doğal olarak bunlarla karışmış olur.
Bu nedenle, Üçüncü Dünya Savaşı'nın ikinci bölümüyle karşı karşıyayız. Suriye bunun ilk bölümü idiyse, Ukrayna da ikinci bölümdür. İlk bölüm sona erdi - eğer uluslararası bağlamda konuşuyorsak – ve Rusya için açık bir zaferle bitti. Şimdi ikinci bölümdeyiz.
Crocker, büyükelçiliğin ön duvarına doğru koşmadan önce sürücünün bir şeyler mırıldandığını fark etti, ardından yedi katlı binada büyük bir patlama meydana geldi. Crocker patlamadan kısa bir süre sonra ne olduğunu hatırlamıyordu. O sırada New York Times muhabiri olan Thomas Friedman, Crocker'ın karısıyla birlikte binadan sendeleyerek uzaklaştığını gördüğündeki durumunu şöyle anlatıyor: Crocker’un her yerinden kan damlıyordu!
Talepler, mevcut hükümetin koşulsuz istifasına ek olarak, Rusya ile tüm bağları koparacak ve Kazakistan'ı EAEU'dan çıkaracak bir geçici hükümetin kurulmasını da içeriyordu. Bu nedenle Kazakistan'daki mevcut isyan, Ukrayna’yı Washington'un yörüngesine yerleştiren “turuncu devrim” ve Belarus rejimini istikrarsızlaştırmaya yönelik son girişimlerle açık bir paralellik gösteriyor.
Raporlar, Suudi Arabistan'ın Yemen'deki savaşına 300 milyar doların üzerinde para harcadığını gösteriyor. Altı yıl sonra, sadece Marib'in bu yolu kapatmasıyla, sağlam bir yenilginin eşiğinde. Marib, yakında bu savaşı sona erdiren şartları ve belki de bildiğimiz şekliyle Suudi güç projeksiyonunun sonunu dikte edecek şehir olacak.
Bu genç savaşçılar, İsrail özel kuvvetleri tarafından kullanılan M-16'ları veya Carlo ve Tavor saldırı tüfeklerini nasıl elde ediyor? The Cradle, Cenin'den diğer Batı Şeria şehirlerine kadar, bazı cevapları olan bir dizi Filistinliye ulaştı.
Saf ve net bir aynayı güneşin önüne koyun. Bu aynanın dili olsa size ne derdi? O ayna size ‘‘ben Güneş’im’’ derdi. O ayna ben Güneş’im derken yalan söylemiyor. Çünkü Güneş’ten başka bir şeyi yansıtmıyor. Peki niçin yansıtıyor? Burada müthiş bir sır vardır. Çünkü o saftır ve renksizdir. Renkli olsaydı, güneşi yansıtamazdı. Kirli olsaydı da yansıtamazdı.