İbn Hazm ‘‘Sahâbenin tümü kesinlikle cennet ehlidir. Onların tümünün cennete gireceği ve hiçbirinin cehennem ateşine girmeyeceği sabittir’’ der. Hz.Ali'yi, Ammâr’ı, Osmân b. Affân’ı öldürse de cennetliktir! Kerbelâ’da İmam Hüseyin’i (a.s.) öldürseler de yine cennetliktirler! Yani “Hasan ve Hüseyin (a.s.) cennet ehli gençlerin iki efendisidir” hadisine rağmen...
22.12.2020
17.12.2020
15.12.2020
12.12.2020
19.11.2020
17.11.2020
Bilemiyorum, sizler sahâbenin masum olmadığını söylemiyor musunuz? Muâviye’nin hata ettiğini ve bunu hak ettiğini söyleyiniz ne olacak ki? Hayır, konu Muâviye olunca sanki kırmızıçizgileriymiş gibi Muâviye’den değil de Resûlullah’tan vazgeçiyorlar!
Said b. Cübeyr’den rivayete göre şöyle demiştir: Arafat’ta İbn Abbâs ile beraberdim. İbn Abbâs ‘‘insanların telbiye getirmelerini niçin duymuyorum’’ dedi. Ben de ‘‘Muâviye’den korktukları için’’ dedim. Bunun üzerine İbn Abbâs çadırından çıkarak "Emret Allah’ım, emrine hazırım’’ diye telbiye getirmeye başladı ve ‘‘Ali’ye kızgınlıkları yüzünden Sünnet’i terk etmişler” diye konuştu.
“İşin doğrusu, İran’ın devlet ve devlet dışı müttefiklerine sağladığı destek olmasaydı bölge ABD’nin ve hiçbir şekilde gündeminde Filistin bağımsızlığı bulunmayan sömürgeci-yerleşimci devlet İsrail’in çıkarlarına çoktan teslim olmuştu… Bütün bunlardan da belli ki Siyonizm’e, bedeli ne olursa olsun, sadece İran ile ittifak ilişkilerine sahip Arap ülkeleri karşı durabilecek.”
Begin Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından yayınlanan çalışmada, BAE ile İsrail arasındaki barış anlaşmasının Ortadoğu'daki stratejik ittifakları değiştirmeyi amaçladığı değerlendirmesinde bulundu. Aynı zamanda söz konusu anlaşmanın, “İran ve Şii hilali” karşısında konumlanan Sünni Arap ve İsrail blokunu resmileştirdiğini ifade etti.
Şiiliğe yönelik mantık dışı Amerikan nefretinin temelinde, Şiiliğin özünde yer alan adaletsizliğe karşı direniş ruhu bulunuyor. Şiiliğin, Kerbela olayı ve İmam Hüseyin’in duruşunun izinde, ezileni korumayı ve savunmayı; ezenin karşısında durmayı esas alan tavrı, ABD ve Batılı egemen güçlerin tolere edebileceği bir şey değil.
Benim de eğilimim Fâtımetü’l-Betûl’ün (a.s.) ezelden ebede kadar bütün kadınların en faziletlisi olduğu yönündedir. Çünkü O, Resûlullah’ın (s.a.a.) bir parçasıdır. Çünkü O’nun parçası olma, varlığın ruhunun parçası olma demektir. Varlığın ruhu ise Hz. Muhammed (s.a.a.) olup O aynı zamanda varlığın efendisidir.