Yazının tüm felsefi-politik öncüllerine ve sonuçlarına katılmasak da, post-modernizm ve liberalizmin radikal-devrimci söylemler ve bunların entelektüel-ideolojik taşıyıcıları içindeki nüfuz gücüne ve bu kişilerin emperyalist sistem tarafından nasıl işlevsel kılındıklarına ışık tutan önemli bir analiz olduğunu düşünüyoruz.
24.05.2024
16.02.2024
22.12.2023
23.07.2023
27.01.2023
31.08.2022
Her zerrede, damlada, varlıkta ilahî sevgi vardır çünkü hepsi Hak Teâlâ’ya doğru bir hareket halindedir. Her varlık hareket halindedir. Bu âlemde sakin bir varlık yoktur. Bu hareket, Hakk’a doğru bir “hubbi harekettir” (sevgi hareketidir). Bu hareket, her zaman yükseliş yönlü bir harekettir; düşüş yönlü bir hareket değildir. Sonbaharda yaprağın düşmesi gibi zâhiren düşüş yönlü hareketler bile bir başka yükseliş hareketinin çizgisi üzerindedir.
Dolayısıyla biz aklı tarif edebilmek için aklın kendisinden daha açık ve aydınlık olan başka bir şeye sahip değiliz. O yüzden aklı, aklın kendisiyle tarif etmekten başka çaremiz yoktur. Aristo, iki bin beş yüz yıl önce “felsefeyle savaşacak olanların felsefe silahıyla savaşması gerekir” demiştir. Felsefe, felsefeden başka bir şeyle reddedilemez. Siz, bilimle, kelâmla, nakille, hadisle felsefeyi reddedemezsiniz.
Birincisi aşk insana ait bir şeydir. Melekler aşkın ne olduğunu bilmezler. Hayvanlar, bitkiler, cansızlar âşık olmazlar. Elbette melekler bir anlamda sevgiye sahiptir. Onlar Allah sevgisine, Allah aşkına sahiptir. Ama dertle birlikte olan aşkı bilmezler. Onlarda firak yani ayrılık acısı yoktur.
Yakın zamanda Zoom üzerinden gerçekleştirilen ve YouTube'da yayınlanan bir konferansta, kıdemli Orta Doğu analisti [Merhum] Enis Nakkaş, 2014 yılında yayımlanan Doğu Konfederasyonu: Kimlikler ve Politikalar Mücadelesi adlı kitabından bahsetti.
İnsan bilince ulaştığında bilincin hakikatiyle aynı olur. Bakın bir mesele var, insanlar bilincin insana ârız olduğuna inanıyorlar, tıpkı renk gibi ve ölünce de bunun sonlanacağını düşünüyorlar. Cismi de toprak oluyor zaten. Bu büyük bir yanlıştır. Acaba bilinç yok olacak bir sıfat mıdır? Bilinç insana ârız olan bir sıfat değildir, bilinç insanın canıyla ittihat halindedir.
Bu diyalektik düşünce Mevlâna’da oldukça fazladır. Mevlâna’nın tüm eserleri, Mesnevi’nin tamamı ilahî diyalektik düşünceye dayalıdır. Hegel de bir yerde kendi diyalektik düşüncesini -ki felsefesi buna dayalıdır- Celâleddîn-i Rûmî’den aldığını itiraf etmiştir.